Türkiye ile Polonya arasındaki ilişkilerin 600. yılını kutladığımız 2014’te hayata geçirilen onlarca etkinlik,
yıl sonuna kadar devam edecek. Biz de Polonya kültür ve sanat dünyasının gündemde olduğu bugünlerde yeni nesil Leh sanatçıların geleneklerle doğayı harmanladıkları tasarımları sayfalarımıza taşıdık. Kimi ağaçları konuşturarak bir çocuğun eline tahtadan oyuncak tutuşturuveriyor, kimi arılar için ahşap bir yuva kuruyor, kimi de atıkları değerlendirerek fonksiyonel ürünleri hayata geçiriyor. İşte Polonyalı sanatçılardan sıradışı ve ilham verici tasarımlar…
Füsun AKAY
Arılar için Otel
Pawel Jasiewicz, Greenpeace işbirliğiyle imza attığı “arılar için otel” projesiyle dikkat çeken Polonyalı bir tasarımcı. Yalnız yaşayan arıların konaklaması ve yumurtalarını bırakması için yuvalar tasarlayan Jasiewicz, diğer işlerinde de ağırlıklı olarak ahşabı tercih ediyor.
Kompott Studio’nun kurucusu olan Jasiewicz, çağdaş tasarımlar yaratabilmek için zaman zaman ahşapla birlikte metali de kullanıyor. IKEA gibi mobilya mağazaları için de tasarımlar yapan Jasiewicz’in en ilginç çalışmalarından biri, sokaklarda bulunan ve istenilen yere taşınabilen mobil oturaklar. Şehrin gürültüsünden, kalabalığından kaçan insanların sığınabileceği bu mini limanlar, halkın beğenisini topluyor.
Eyüp Oyuncaklarını Hatırlatıyor
Wojciech Bajor’un tasarımlarına bakınca, ne yazık ki çoktan tarihin tozlu raflarına kalkmış olan Eyüp oyuncaklarını hatırladık. Bugüne dek 500’den fazla tahtadan oyuncak tasarlayan Bajor, çocuk gelişiminde uzman bir ekiple çalışıyor. Pürüzsüz yuvarlak şekilleriyle öne çıkan bu oyuncaklar, eğlenceli olmalarının yanı sıra güvenlikli ve sağlıklı olmaları yönünden de ebeveynler tarafından tercih ediliyor. Son olarak Porsche için tahta bir model tasarımı yapan Bajor’un oyuncakları, bugün dünyanın 35’i aşkın ülkesinde satışa sunuluyor. Ne diyelim; darısı Eyüp oyuncaklarının başına…
Hikâye, Propaganda ve Felsefe…
Nobo Design Studio’dan Aleksandra Pieta ve Piotr Wisniewski ikilisinin çalışmaları, geleneklerden ilham alan ancak yine de çağdaş ihtiyaçları karşılayan basit nesnelerden oluşuyor. Örneğin bölgesel gıda ürünleri için hazırladıkları ambalaj tasarımları üzerine yerleştirilmiş asırlık geleneksel tasarımlar, Polonya’nın unutulan kültürel hazinelerini yeniden gün yüzüne çıkarıyor. İkilinin, Zywiec bölgesinde yaşayan aile ve gençleri geleneksel oyuncakları yeniden keşfetmeye teşvik etmek için başlattığı proje de sanat çevreleri tarafından “hikâye anlatımı, propaganda ve felsefe karışımı” olarak değerlendiriliyor.
Banyonuz Su Geçirmesin
Ressam, heykeltıraş, küratör ve tasarımcı olan Jaroslaw Hulbój, aynı zamanda Polonya’nın önemli ağaç tornacılarından biri. Babasına ağaç kesme ve marangozluk işlerinde yardım ederek büyüyen Hulbój, zanaatkârlık konusundaki tutkusunu, deneyimlerini çocuklarla ve gençlerle paylaşmaya özen gösteriyor. İlk projesi lavabo, küvet ve duş kabinlerinin de dahil olduğu ahşaptan su geçirmez banyo malzemeleri serisi olan sanatçı, genç tasarımcılara ilham vermeye çalışıyor.
Şişme Kâğıttan Koltuk!
Agata Kulik-Pomorska ve Pawel Pomorski, Blow Sofa projesiyle “Tasarımın Oscarı” olarak kabul edilen Kırmızı Nokta Ödülü’ne (Red Dot Awards) layık görülmüş iki tasarımcı. Malafor adını verdikleri stüdyolarında basit, işlevsel ve çevreyle uyumlu ürünler tasarlamaya özen gösteren ikilinin ekolojik tasarımları, ağırlıklı olarak şişirilmiş geridönüşümlü kâğıttan yapılmış işlevsel ürünlerden oluşuyor.
Ağaçların En Usta Dinleyicisi
Ağaçların konuşabildiğini ve kendisinin onların en usta dinleyicisi olduğunu söyleyen Maciej Gasienica- Giewont, Amerikalı tasarımcılardan ve 1930’lu yılların ağaç tornacısı James Prestini’den ilham almış. Giewont Studio’yu kurarak çalışmalarını dünyaya tanıtan sanatçı; doğal meşe, kiraz ve karaağaç kullanarak ürettiği kâse ve vazolarıyla dikkat çekiyor. Sanatsal yaklaşımı, hiç süsleme kullanmaması sayesinde en alt sınırda duruyor. Onun yerine, malzemenin kendi doğal özellikleri ve dokusunun altını çiziyor.
“Sandalyelerle Dolu Bir Arazi Hayal Ediyorum”
Hayallerini gerçeğe dönüştüren bir tasarımcı Pawel Grunert. “Her türlü malzemeden yapılmış sandalyelerle dolu bir arazi hayal ediyorum” diyen Grunert’in tasarımları arasında sarmaşıktan yapılmış bir sandalye, tahıldan imal edilmiş bir yatak ve topraktan bir masa yer alıyor. Bu nesneler heykel ile tuğla, tekstil ve metaller ile birlikte dal, saman, toprak, çimen, ot, saz ve ahşap gibi doğal malzemelerin kullanıldığı uygulamalı sanat ve tasarım arasında bir yerde duruyor. Grunert’in bir hayali de su şişelerinden yapılmış bir sandalye hayata geçirmekti, o da oldu…