Deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan, Twitter’dan yaptığı paylaşımında, göçük altında kurtarılmayı bekleyenlerin sayısının 155 bin olduğuna dair bir tahminde bulundu. Gölcük’te aynı hatanın yapıldığını belirten Prof. Dr. Ercan, enkazı erken kaldırmama uyarısında bulunarak “Göçükleri bu kadar erken kaldırmak niye?” diye sordu.
Kahramanmaraş’ta, 6 Şubat’ta 9 saat arayla meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem binlerce can kaybı ve yaralının yanı sıra 10 kenti etkileyen ağır yıkıma yol açtı. Depremin ardından bölgede artçı sarsıntılar sürerken can kaybı sayısı son açıklamaya göre 29 bin 605’e ulaştı.
Deprem bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Twitter hesabından yaptığı değerlendirmelerde şu ifadelere yer verdi: “Yapı sayısı 4 milyon, konut 66 bin (AFAD) (1 yapıda 5,3 daire), konut başına düşen kişi 4. Göçük altında kalan 264 bin kişi, yaralı kurtulan 80 bin, göçük altında kalan 184 bin, ölü olarak çıkan 29 bin, bugün için göçük altında kurtulmayı bekleyen 155 bin kişi.”
“Enkazdan 10. Günde Dahi Canlı Çıkabilir” Uyarısı
Enkaz altından 10. günde dahi canlı çıkabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Ercan, bir başka paylaşımında ise “Göçükleri bu kadar erken kaldırmak niye? 10’uncu günde bile canlı çıkabilir. Uzun süre sonra bağırmaktan kişilerin ses telleri bozulur, sesleri çıkmaz, ölü gibi kımıldamazlar, ancak canlıdırlar. Lütfen göçüğü kaldırırken ölü bile olsa kolu, başı parçalamayın. Gölcük’te bu hata yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen arama-kurtarma ve afet yönetimi süreciyle ilgili yapılan yanlışları da sıralayan Prof. Dr. Ercan şunları dile getirdi:
“Bu depremde yanlışlar,
- İvedi durum yönetiminde sınıfta kaldık.
- Yardım ile yardıma gelenlerin eşgüdümü sağlanamadı.
- Kurtarmaya zamanında başlanamadı.
- 1’inci gün kurtarma takımı sayısı göçük sayısının çok altındaydı (245’e 6000).
- Ordunun girişine 72 saat sonra karar verildi. Bu nedenle birçok kişi öldü. Tek adam yönetiminin ne kadar kötü olduğu bir kez daha anlaşıldı.
- Çok başarılı olan TTK maden kurtarmacıları, helikopter ya da uçakla alınmadıkları için 30 saat sonra işe koyuldular.
- Kurtarmacılar, yardıma gelenler için WC, barınma ile yemek yoktu.
- Kızılay alıştığımız başarılı görevinde yoktu.
- AFAD görevlileri yetersizdi.
- Gelen yardımlar yollara savruldu.
- Örgütlenme eksikliğiyle birçok kurtarmacı geri döndü.
- İlk gün twitter’ın yasaklanması, deprem gören ile kurtarmacı iletişimini kesti.
- İnternetin çalışmaması deprem görenlerin konumlarını bulmayı güçleştirdi. Birçok kişi öldü.
- İlk iki gün Adıyaman ile Hatay’a hiç uğranamadı. Çok yazık oldu.
- Kurtulanlara psikolojik, barınma, WC, yunma, yemek desteği verilemedi.
- Ulaşım çok kötüydü.
- Kurtarmacıların gece çalışması için elektrik yeterince sağlanamadı.
- Temizlik ile su eksikliği vardı.
- Salgın konusu umursanmadı.
- Siyasiler yanlarına deprem bilimcileri almadılar.
- Siyasiler TV’leri çok meşgul ettiler.
- Tekbir getirme, ya da MHP sloganı atmak çok aykırıydı.
- Kurtulanlara ‘kader’ diye avundurmaya kalkmak hiç yakışmadı. Deprem takdiri ilahi değil takdiri siyasettir.”