#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
deprem

Prof. Dr. Naci Görür: “Deprem Dirençli Kentler Yapmak Hiç Zor Değil”

Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği, “Ülkemizde Deprem ve Depreme Dirençli Kentler” konulu seminerde konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “Bizim kabul etmemiz gereken bir gerçek var: Türkiye bir deprem ülkesidir. Her an her yerde büyük depremler olabilir. Binlerce insanımızı bir gecede kaybedebiliriz” dedi. Prof. Dr. Görür, “Bugünkü teknolojiyle deprem dirençli kentler yapmak hiç zor değil. Ciddi bir şekilde çalışmaya başlarsak, biz İstanbul’u deprem dirençli hale dönüştürebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Sabancı Üniversitesi’nin “Toplum ve Afet Risk Yönetimi” temasıyla gerçekleştirdiği seminerlerin yedincisinde Ülkemizde Deprem ve Depreme Dirençli Kentler konuşuldu. 16 Mayıs’ta, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ozan Duygulu moderatörlüğünde gerçekleşen seminerin konuğu İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür oldu.

Türkiye’nin en önemli gündeminin deprem olması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Naci Görür, şunları söyledi: Öncelikle fay tartışmasını bırakmak gerekiyor. Bunları bilim insanlarına bırakın. Bunları tartışacak bilim insanları da medyanın önünde tartışmamalı. Bu tartışmalardan dolayı asıl çözüme gidemiyoruz. Bizim kabul etmemiz gereken bir gerçek var: Türkiye bir deprem ülkesidir. Her an her yerde büyük depremler olabilir. Binlerce insanımızı bir gecede kaybedebiliriz.” 

Prof. Dr. Görür, kentleri deprem dirençli hale getirmenin altı bileşeni olduğunu ve bunların yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, çevre&ekosistem ve ekonomi olduğunu belirterek şöyle devam etti: “İl yönetimleri ve mekan kullanımının mikrobölgeleme çalışmaları çerçevesinde yapılması önemli. Bu çalışmalar ağırlıklı olarak 1999 depreminden sonra yapıldı. O dönem bir ilçenin mikrobölgeleme çalışmaları 20-25 milyon dolar tutuyordu.  Bu çalışmaların bütün Türkiye’de yapılması gerekiyor.”

“7 ve Üzeri Deprem Olma Olasılığı %64”

Geliştirilme çalışmaları süren erken uyarı sistemlerinin esas amacının doğalgaz, su, elektrik gibi stratejik kurumlarda önden sistemlerde kesinti sağlayarak güvenlik önemlerini artırmak olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Görür, “Bugünkü teknolojiyle deprem dirençli kentler yapmak hiç zor değil. Olası bir İstanbul depreminde kanalizasyon sistemi ve içme suyu sistemlerinin zarar görebileceğini görüyoruz. Buna göre sistem düzeltme çalışmaları yürütmeye başladık. Bu Türkiye’de bir ilk. Ciddi bir şekilde çalışmaya başlarsak, biz İstanbul’u deprem dirençli hale dönüştürebiliriz” diye konuştu.

Beklenen İstanbul depremiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Naci Görür açıklamasını şöyle sürdürdü: “1999’dan itibaren 30 sene içinde her an olmak üzere İstanbul’da 7 ve üzeri deprem olma olasılığı %64. Bu 2029’a kadar bir süre demek. Bu tahmin 15 yıl artı veya eksi olarak düşünülüyor. Bu en iyi ihtimali düşündüğümüzde 2044’e kadar zamanımız olabildiği anlamına geliyor. Bir Afet Bakanlığı kurulabilirse ve iyi de bir bütçesi olursa Türkiye genelinde önemli bir gelişme sağlayabiliriz.”

EkoIQ Editör