Bugün Var, Yarın Yok Olmasın projesi ile Sarıkamış’taki yaban hayatın takibe alınarak korunma çalışmalarına destek olunması hedefleniyor. Projenin başlangıcından bu yana bir vaşak, bir kurt ve bir bozayıya takip cihazı takılarak yaşamları takibe alındı.
Boyner ve National Geographic işbirliği ile hayata geçirilen “Bugün Var, Yarın Yok Olmasın” isimli proje ile Sarıkamış’taki yaban hayatın takibe alınarak korunma çalışmalarına destek olunması hedefleniyor. Projeye, National Geographic Kaşifi, aynı zamanda KuzeyDoğa Derneği’nin başkanı olan Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu liderlik ediyor. Boyner ve National Geographic, herkesi projeye dahil etmek için özel bir kapsül koleksiyon hazırladı. National Geographic kaşifi Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu’nun bölgedeki keşiflerinden ilhamla hazırlanan kapsül koleksiyondaki ürünlerin satışından elde edilecek gelir, KuzeyDoğa Derneği’nin Sarıkamış ormanları yaban hayatı koruma projesine aktarılıyor.
Doğal Yaşam Alanlarının Haritası Çıkarılıyor
Boyner Büyük Mağazacılık Pazarlama ve Marka Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nurçin Koçoğlu: “Hayata geçirdiğimiz bu proje, sürdürülebilir bir yaşam için atılmış anlamlı bir adım. Tek bir gezegenimiz var ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmanın öneminin farkındayız. Doğanın ve canlıların yaşam alanlarının korunmasını önemsiyoruz. Uzmanlar, 1970’li yıllardan bu yana canlı türlerinin endişe verici şekilde yok olduğunu belirtiyor. Kurumların ve bireylerin hassasiyetiyle pek çok şeyin değişebileceğine inanıyoruz. Doğanın kendi ritminde bugünden daha iyiye gitmesi için sorumluluk alıyoruz” dedi.
Koçoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bugün Var, Yarın Yok Olmasın projesi ile Sarıkamış ormanlarındaki yaban canlılarına takip cihazı takılarak doğal yaşam alanlarının haritası çıkarılıyor; sürdürülebilir bir doğal yaşam için gerekli çalışmalar yürütülüyor. Projemizin başlangıcından bu yana bir vaşak, bir kurt ve bir bozayıya takip cihazı takılarak yaşamları takibe alındı. Boyner Gönüllerimiz bozayıya Şimal, kurda Ateş, vaşağa ise Hazan adını verdi. Şimal, Ateş ve Hazan aracılığıyla Sarıkamış’taki tüm yaban hayatına katkı sağlamaktan dolayı çok mutluyuz.”
İnsan Baskısının Olumsuz Etkileri
İnsan baskısının yaban hayatındaki olumsuz etkisini göstermek ve doğal alanların korunması için farkındalığı artırmak amacıyla kısa videolar da hazırlandığını belirten National Geographic Türkiye Pazarlama Müdürü Emrah Bulut, “Türkiye’nin, belki de dünyanın en önemli habitatlarından olan Sarıkamış ormanları adeta bize ikinci ev oldu. Çağan Şekercioğlu ve KuzeyDoğa Derneği ile bu eşsiz güzelliğe sahip coğrafyada yıllarımız geçti. Yaklaşık 130 yılı aşkın süredir National Geographic olarak dünyamızın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak, canlıların soylarının tükenmesini önlemek için sayısız proje hayata geçirdik. Sarıkamış ormanlarındaki çalışmalarımızı, insan baskısından olumsuz etkilenen doğal yaşam alanlarını korumak adına genişlettik, geliştirdik” şeklinde konuştu.
Uzun zamandır Kuzeydoğu ormanlarında çalışmalar yürüten, KuzeyDoğa Derneği Başkanı, National Geographic Kaşifi Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu şu bilgileri aktardı: “2006’dan beri Kuzeydoğu ormanlarındayız. Teknolojik gelişmelerden yararlanarak bu alanı keşfetmek ve korumak adına birçok bilimsel çalışma gerçekleştirdik. Fotokapanla başlayan çalışmalarımız 2012’de bozayılara takılan uydu vericisiyle gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin ilk yaban hayatı belgeseli Bozayının Peşinde ile devam etti.”
“Bazı Türler Maalesef Çoktan Yok Olmuş Durumda”
İnsan baskısından etkilenen habitat için yeni bir sayfa eklemenin vakti geldiğini söyleyen Şekercioğlu, “Bu etkinin sonucu olarak pek çok bitki ve hayvan türünün yaşamı tehlike altında. Bazı türler ise maalesef çoktan yok olmuş durumda. Mevcut endemik türlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Ülkemizdeki doğa harikalarını yitirmemek ve onların doğal yaşam alanlarını korumak için önce onları daha iyi anlamamız gerekiyor. Bu anlamda takip cihazlarıyla gerçekleştirdiğimiz gözlemler bize çok değerli çıktılar veriyor. Bozayı, kurt ve vaşağın davranışlarını gözlemleyerek göç yollarını öğrenmeyi ve beslenme sistemleri hakkında fikir sahibi olmayı hedefliyoruz. Öğrendiklerimizle bu alanları korumak için gereken desteği sağlayacak adımlar atmayı hedefliyoruz” dedi.
About Post Author
