175 ülkede faaliyet gösteren ABD merkezli gıda koruma ve güvenliği, tesis hijyeni şirketi Sealed Air, 2012 yılının Mayıs ayında endüstriyel temizlik alanında tanınmış bir ABD markası olan Diversey’i satın aldı. Eylül ayında ise Sealed Air- Diversey’in Türkiye ofisi, Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) tarafından verilen Yeşil Ofis diplomasını almaya hak kazandı. Çalışanların coşkuyla katıldığı diploma töreninde, WWF Genel Müdürü Tolga Baştak da hazır bulundu. Bizler de EKOIQ olarak Sealed Air Genel Müdürü Cem Yengül ve Tolga Baştak’ı bir arada yakalamışken, özelde yeşil ofis sertifikasyon süreçlerini ama genel olarak da Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilir işlerin durumunu konuştuk.
Bu ay bir diploma töreninden bahsedeceğiz size. Gururla hatırlanacak cinsten. Ama bu kişisel değil, kurumsal bir diploma ve mezuniyet ancak daha da önemlisi havaya atılan kepler, yeşil…
Küresel olarak 8 milyar dolar değere sahip, 175 ülkede 26.300 çalışanı olan Sealed Air-Diversey Türkiye’den ve şimdiye kadar ülkemizde sadece üç kurumun almaya hak kazandığı WWF Yeşil Ofis diplomasından bahsediyoruz.
2 Ekim 2012’deki mezuniyet töreninde, şirketin çok farklı birimlerinden coşkulu bir çalışan grubuyla karşılaşıyoruz. Tüm ekip yeşil şapkaları takmış, aylar süren çabalarının sonucunu almayı bekliyor. Yeşil ofise giden yolu oldukça renkli bir şekilde anlatan kısa filmin ardından Sealed Air Genel Müdürü Cem Yengül kürsüye geliyor. Bu anlamlı diploma için ter döken herkesin adları alkışlarla karşılanıyor. Ekibe diplomayı vermek ve desteklerini göstermek içinse, Doğal Hayatı Koruma Derneği WWF Türkiye’nin Genel Müdürü Tolga Baştak da bizzat burada. Diploma, emeği geçenlerin eline geçtiğindeyse yeşil kepler havaya fırlıyor…
Eh, kolay değil tabii. Bir yıl içinde kâğıt tüketiminde yüzde 10 azaltma hedeflenirken sonunda yüzde 25’lik bir tasarruf yapılmış. Atık yönetimi alanında ise geridönüşüm oranı yüzde 80’den yüzde 100’e çıkarılmış durumda. Sealed Air-Diversey’in, bugüne kadar yeşil ofis programına başvurmuş olan 21 şirket arasında diploma alabilen üçüncü kuruluş olduğu da dikkate alınınca bu başarının değeri daha da artıyor. Diploma törenin ardından Tolga Baştak’ın katıldığı sohbette Cem Yengül, bu başarının temelini şöyle açıklıyor: “Türkiye’de, sermayesi yerli ya da yabancı fark etmez, kurumsal çok şirket var ve özellikle yabancı firmalar bu konuda çok disiplinliler. Nerede operasyon yaparlarsa yapsınlar, yerel otoritelerin koyduğu kurallardan çok daha katı ve sıkı uygulamalarla yol alıyorlar. Türkiye son on yıl içinde büyük bir değişim yaşıyor. Hükümetin AB ile uyum yasalarıyla ilgili çalışmaları işi belli bir nokta getiriyor. Yapılanlar elbette yeterli değil. Devletin burada daha çok yönlendirici olması gerekiyor. Ama gene de özel sektördeki farkındalık düzeyi artıyor.”
Korkmayın, Çok Pahalı Değil
Bu tür yeşil atılımlarda maliyet hep bir ikirciklenme sebebidir. Büyük şirketlerin bu tür sürdürülebilirlik adımları için kenara ayırabildikleri bir miktar her zaman vardır. Öte yandan küçük şirketlerin gözünde bu tür giderler her zaman büyür. Sohbetimizde bunu söylediğimiz zaman ilk itiraz eden de Tolga Baştak oluyor: “Yeşil Ofis programına dahil olmanın belli bir maliyeti var ama bunlar çok cüzi maliyetler. Bununla ilgili icraatlar sonuçta kendi içinde finanse ediliyor. Burada amaç tasarrufla beraber doğadan aldığımızı doğaya geri vermek. Bizim çalıştığımız kurumlar arasında zaten yeşil adımları atmaya başlamış olanlar da var. Gene de bize geliyorlar çünkü bir kurum içinde birinin yaptığından diğerinin haberi olmayabiliyor. O çalışma genele yayılamıyor. Böylesi uygulamaların bu tür çabaları genele yaymak gibi bir işlevi de var.”
Çevre dostu yatırımlar için çok da fazla para gerekmediği fikrini Cem Yengül de paylaşıyor:
“Bizim ortaya koyduğumuz hedeflere bakıldığında çok fazla ek yatırıma gerek yok. Aslında bütün olay alışkanlıklarımızı değiştirmek. Yapmaya çalıştığımız şey bu. Bir de insanlara normal mesaileri dışında ek bir yük getirmiş oluyoruz tabii”.
Yengül’ün bahsettiği ek yükün anlamlarından biri de ofis çalışanlarına uygulanan “Test edin: Ne kadar yeşilsiniz” başlıklı anket. Anket ilk uygulandığında kurumdaki yeşil çalışan oranı yüzde 73,53’e çıkıyor. Çalışma sonunda bir yıl sonranın hedefi yüzde 80 olarak belirleniyor ama yapılan son ankette bu hedef de aşılmış. Kapsamlı anketin sonuçlarına göre, çalışanların yüzde 82’si artık yeşil tarafta.
Fotoğraflama Etkili Olmuş!
Sealed Air-Diversey’in yeşil ekibi doğrudan icraata yönelik çalışıyor. Anketteki sorular daha çok şirket çalışanlarının neye ne kadar dikkat ettiklerini ölçüyor. Sorular arasında her zaman yapılanlar da olabiliyor, zaman zaman yapılanlar da. Örneğin çok sayıda insan cep telefonlarının pilini doldurmayı bitirdikten sonra şarj aletlerini prizden çıkarmıyor. Kabul etmek lazım ki bazen sorunun sorulması bile zihinde bir şey uyandırıyor. Sealed Air’in yeşil takımı ise, nasıl daha yeşil oluruz sorusundan aldıkları ilhamla harekete geçiyorlar. Çöpleri ayırmak için gereken özel konteynır ve kumbaraları doğrudan çalışanların ayağına götürmek gibi…
Yeşil takımla diğer çalışanlar arasında ne tür diyaloglar yaşandığını sorduğumuzda ise Cem Yengül yüzünde muzip bir gülümsemeyle, “Bazen alışkanlıkları değiştirmek için konuşmak yeterli olmuyor. Bu alışkanlıkları belgelemek de gerekiyor” diyor. “Nasıl yani, yapılan yanlışların fotoğraflarını mı çektiniz?” diye sormamıza kalmadan masadan kahkahalar yükseliyor. Söz konusu fotoğrafların mail gruplarında paylaşılması bile gerekmemiş; çoğu zaman o fotoğrafın çekilmesi bile yeterli olmuş motivasyon için.
WWF’nin Yeşil Ofis Programı’nın 13 senelik bir geçmişi var. İlk olarak 1999 yılında Finlandiya’da başlayan program kapsamında tüm dünyada binden fazla kuruluşa Yeşil Ofis Diploması verilmiş. “Türkiye’de neden diploma almış sadece üç şirket var?” dediğimizde ise Tolga Baştak tekrar uzun vadeli plan yapmayı sevmediğimizi hatırlatarak bu konuda Kasım ayında bir hareketlenme beklediklerinin ve 2013’te daha fazla diplomalı şirket görebileceğimizin müjdesini veriyor.
Sealed Air ekibi ise söz konusu Yeşil Ofis uygulamalarını, aşmaları gereken bir çıta olarak düşünüyor. Cem Yengül, kuruluşun faaliyet alanı olan gıda güvenliği ve hijyeni de hatırlatarak, amaçlarının, insanların daha iyi bir ortamda yaşamalarını, seyahat etmelerini, sağlık hizmeti almalarını, yemek yemelerini sağlamak olduğunu vurguluyor. Ayrıca Sealed Air olarak, kendilerini takip eden rakipleri ve beraber çalıştıkları firmalar için de bir örnek teşkil etmeye çalıştıklarını söylemekten de geri durmuyor.
Evet, güzel bir diploma törenine tanıklık ettik. Daha çok mezuna ihtiyacımız olduğu ise apaçık bir gerçek. Bu arada Sealed Air’in, 2013 yılında karbon emisyonlarında ciddi bir azaltım taahhüdü olduğunu ve bu hedefe ulaşmak için ciddi yatırımlar yapmaya hazırlandıklarını da hatırlatalım. Demek ki, bir yandan Yeşil Ofisin yeni mezunlarını takip edeceğiz, diğer yandan da Sealed Air gibi eski mezunların yeni başarılarını izleyeceğiz. Eee, artık eğitim okulla sınırlı değil; yaşam boyu eğitim, 21. yüzyılın temel felsefesi ve bu sadece bireyler değil, kurumlar için de geçerli…
Sayılarla Sealed Air, Yeşil Ofis Programı’nın Bir Yılı
– 148 merkez bina çalışanı Yeşil Ofis Projesi’ne katıldı.
– Her bölümden bir yetkili olacak şekilde 16 kişilik bir Yeşil Ekip kuruldu.
– Yeşil Ekip, toplamda 19 saat süren 8 toplantı gerçekleştirdi.
– Kâğıt bardak tüketimini azaltmak için 600 adet kupa yaptırıldı.
– Yeşil Ofis branding çalışmaları kapsamında; 979 adet sticker, 195 adet dön-kart ve 17 adet pano yaptırıldı.
– Ofise 140 adet yeşil çöp kovası alındı.
– Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) işbirliğiyle 4 adet atık pil kutusu alındı.
– Gereksiz elektrik harcamasını önlemek için, ofise 9 adet açma-kapama butonu eklendi.
– Çalışanları bilinçlendirmek için 17 kez e-postayla bilgilendirme yapıldı.
– Çalışanlar ve müşteriler adına 200 adet ağaç dikildi.
– Çalışanlara ve müşterilere 800 adet tohum dağıtıldı.
– 1 sene boyunca kâğıt tüketimi 935 paketten 700 pakete düşürüldü ve bunun sonucunda 467.500 sayfa kâğıt tüketimi 350.000 sayfaya düştü.
– Merkez binadan çıkan 369 kg atık geri dönüştürüldü ve atık yönetimi alanında, geri dönüşüm oranı hedefi, yüzde 80’den bir yılın sonunda yüzde 100’e çıkarıldı.
EKOIQ Dergisi Kasım 2012 Sayı: 23