#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Şeffaflığı En Çok Kim Korumalı?

18-20 Mayıs tarihlerinde Amsterdam’da gerçekleşen 5. GRI Global Reporting Initiative Konferansı’ndan öne çıkan konuları, Sercom Consulting Kurucusu Elif Özkul Gökmen EKOIQ okurları için özetledi.

2013 yılında GRI’ın G4 rehberinin lansmanının yapıldığı 4. GRI konferansını da sizlere detaylarıyla aktarmıştım. 73 ülkeden yaklaşık 1200 kişinin katıldığı bu yılki konferansın, gerek konuşmacılarının gerekse oturumların sunduğu faydalar açısından, bir festival havasında dolu dolu geçen önceki konferansı arattığını söyleyebilirim.
Konferansın başında son 20 yıldır raporlama kapsamındaki gelişmeler paylaşılırken, tüm bu çalışmalara rağmen dünyada çok sayıda raporlama standardı ve formatı olmasından dolayı, kurumsal tarafta CEO seviyesinde, kamu kurumlarında da konuyla ilgili yetkililer nezdinde hangi konuların, nasıl ve kimi hedefleyerek raporlanacağı ile ilgili akılların halen karışık olduğu belirtildi. Bunun yanı sıra kalite, tutarlılık, karşılaştırılabilirlik ve sektörel farklılıklar raporlama kapsamındaki zorluklar arasında yer almaya devam ediyor.
GRI’ın yeni CEO’su Michael Meehan, buna çözüm olarak, önümüzdeki 20 yıl içinde tüm standart ve çerçevelerin tek çatı altında toplanması hedefiyle ilgili paydaşların işbirliği yapması gerektiğini ve bu konferansın amacının bir sonraki adımı konuşmak olduğunu belirtti.
GRI’ın yayınladığı uluslararası raporlama trendleri araştırma raporuna göre (www.carrotsandsticks.net) faaliyet raporları halen tüm dünyada format olarak en sık rastlanan rapor türü. Sosyal tarafta insan hakları raporlaması öne çıkarken, COP21 taahhütlerinin de çevresel raporlamayı önümüzdeki dönemde tetiklemesi bekleniyor. Konferans sırasında GRI konferans uygulaması üzerinden katılımcılarla yapılan anlık anketlere yanıt verenler, raporlama trendlerindeki değişimin tetikleyicilerinin %39 oranında sermaye piyasaları, %26 oranında kanunlar ve %20 oranında da şirketlerin daha iyi kurumsal liderlik yapma isteği olduğuna işaret ettiler.
Öte yandan, sürdürülebilirlik kapsamındaki kurumsal şeffaflığın artmasında ve kamu politikalarının oluşturulmasında etkili olması beklenen BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SKH) katalizör rolü oynayacağı sıkça dile getirilen konuların arasındaydı. Yine oturumlardaki anketlere yanıt verenlerin %60’ı SKH’nin gerçekleştirilmesinde iş dünyasının hükümetlerden daha hazırlıklı olduğuna inandıklarını belirttiler.
2013’te başlatılan, oturum sırasında anlık anket uygulamasını özellikle gerçekçi sonuçlar içermesi sebebiyle önemsiyorum. Bu yüzden de yazıyı başka bir anket sonucuyla bitireyim… Şeffaflığı en çok kim korumalı sorusuna gelen yanıt oranları ilginçti: %32 kamu, %21 STK’lar, %19 toplum, %15 medya ve %12 iş dünyası… Bu oranları değerlendirirken katılımcıların geldiği ülkeleri de dikkate almak gerekir mutlaka. Ben şeffaf hükümetlerin ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlara örnek olması gerektiğine inanıyorum. İş dünyasından gelenler de bu anketle “bizi bu kadar sıkmayın, önce kendinize bakın” diyorlar. Sanırım hak vermemek mümkün değil…

EkoIQ Editör