#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Sınır Dibinde Bir Öğretmenin Rüzgar Türbini Mücadelesi

Van’ın İran sınırındaki Çubuklu köyüne ortaokul fen bilgisi öğretmeni olarak atandınız, atanamamış öğretmenleri düşündükçe durumunuza şükrediyorsunuz. Ancak bölgede sık sık elektrikler kesiliyor; işiniz, hayatınız hayli olumsuz etkileniyor. Ne yaparsınız? Aynı konumdaki Mahmut Çakır, emeğini, zamanını, parasını ortaya koyup el yordamıyla bir rüzgar türbini inşa etti. Bu türbinle okulun bahçe aydınlatması, elektronik cihazların şarj ihtiyacı karşılanıyor. YouTube kanalı üzerinden bilim konulu videolar yayımlayan Çakır’ın hikayesini bizzat kendi kaleminden aktarıyoruz.

Van’ın Çaldıran ilçesi, Çubuk­lu köyündeki Galatasaray Ortaokulu’nda üç yıldır gö­rev yapıyorum. Fiziki imkanları ve şartları zor olmasına rağmen binler­ce atanamamış öğretmen arasında bu okula atanmış olmam sürekli olarak şükretmeme, okulumu ve öğ­rencilerimi çok sevmeme sebep olu­yor. İlk günden beri bulunduğum konumun fiziki şartları ve imkanları aslında sürekli olarak “Sadece ken­di imkan ve özverinle bir şeyler ya­pabilirsin” düşüncesini hiç aklımız­dan çıkarmamamıza sebep oluyor.
Hayat felsefem bulunduğum her or­tamda az da olsa iyi bir iz bırakmak oldu. Bu düşüncemden dolayı ilk yıl kendi imkanlarımla okulumda fen laboratuvarı oluşturdum. Deneyler, projeler derken okulumdaki üçüncü yılıma girdim ve bu yıl benim için as­lında kendimi projelere adadığım yıl oldu. Okulumuzda bulunduğumuz konumun fiziki şartlarından dolayı sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor, bu durum da eğitim faaliyetlerini ve öğretmenlerimizi olumsuz anlamda bir hayli etkiliyor. Buna bir çözüm bulmam gerektiğini düşünüyordum. Sürekli yapmak istediğim ancak işin zorluğundan ve kısıtlı imkanlarım­dan dolayı bir türlü başlayamadığım rüzgar türbini fikrini bir arkadaşım tekrardan aklıma getirdi ve o an bu projeyi gerçekleştirmek için karar aldım. Ancak işin zorluğu bu andan sonraydı…
“Boş Ver Uğraşma, Biz Sana Satalım”
Tam bir ay boyunca sürekli olarak akademik araştırma yaptım. Bu proje için gerekenlerin, yapabilecek­lerimin listesini hazırladım. (Uygun motor seçimi, kanat yapımı, kuyruk yapımı, elektrik tesisatı, akü seçimi vb.) Çünkü hiçbir bilgim yoktu ve ilk defa böyle bir proje ile uğraşa­caktım. İnternet üzerinden bu işler­le uğraşan kişilerle sürekli olarak görüşerek bilgi almaya çalıştım. Hatta çoğu zaman bilgi almaya ça­lıştığım kişiler, “Boş ver uğraşma, biz sana şu fiyata satalım” dedikle­rinde inadına daha fazla bilgi kay­nağı bulmaya ve araştırma yapmaya başladım. Bir yandan okul işleri ve öğrencilerimle ilgilenmem, bir yandan fiziki imkansızlık içinde bu projeyi gerçekleştirmeye çalışmam bir öğretmen için bir hayli zor olma­ya başlamıştı. Akademik anlamda kendimi hazır hissettiğimde artık çalışmalara başlamam gerekiyordu ve ilk olarak kendime en uygun mo­toru bulmalıydım.
Uzun süre araştırdım ancak İran sınırında görev yapıyor olmamdan ötürü almak istediğim motoru uzun bir süre bulamadım. Tesadüfen bir elektrikçide görünce hemen aldım. Ancak bulmuş olmamın verdiği bir heyecanla aceleye getirdiğimden özelliklerine hiç dikkat etmemiştim, bunun etkisini daha sonra anlaya­caktım.
Artık motor kısmını da halletmiştim ve geriye en zor kısmı kalmıştı, yani rüzgar türbinini oluşturma ve kuru­lum aşaması. Bu aşamalarda gerekli imkanları elde edemeyince kendime bir yol bulmaya karar verdim ve TÜBİTAK ile görüştüm. Yardımcı olamayacaklarını ancak düzenledik­leri ve katılımcılara maddi destek sundukları bilim fuarına bir projey­le başvurabileceğimi söylediler. Ben de farklı bir proje ile TÜBİTAK’a başvurdum. Ancak sonrasında fuar projesi için verilecek maddi katkıyı rüzgar türbini projemde kullanma­nın etik olmadığını ve yanlış olaca­ğını düşündüm. Dolayısıyla bilim fuarı projesindeki desteklemeyi kul­lanamadım, ama bir yandan da bu projeye başvurarak kendime ikinci ve daha ağır bir iş yükü çıkarmış oldum.
Artık kendi çabalarım ve imkanla­rımla bu projeyi gerçekleştireceğim kesinleşmişti. O kadar çok uğraş­mıştım ki bir şekilde bitirmeliydim. Hafta içi yoğun olduğumdan çoğu kez hafta sonu dahi okula giderek bu iki projenin de altından kalkma­lıydım.

Plastik Borulardan Kanat
Proje için gerekli bütün teknik mal­zemeleri aldıktan sonra öncelikle kanat yapımına başladım. Bina te­sisatlarında kullanılan plastik su borularından kanat yapmaya başla­dım ve istediğim ölçüleri oluştura­na kadar birçok deneme ve kesim yaptım. Kanatlarımı oluşturduktan sonra kuyruk yapımı için sanayi­den çıkma demir ve sac buldum; onların da çizimini yaptıktan sonra okulumuz İş-Kur çalışanı ile birlikte kaynak yaparak kuyruğumuzu oluş­turdum. Ancak en önemli problem motordan çıkan elektrik kablolarını türbin dönerken motora dolanma­dan kurulumunu yapacağım yere indirmekti. Bunun için uygun direk bulmalıydım. Bir okul bahçesinde sekiz metrelik çıkma bir direk bul­duktan sonra kesimlerini yaparak okuluma getirdim.
Artık bütün malzemelerim hazırdı ve başlama kararımdan itibaren tam 3,5 ay geçmişti. Kurulumunu yapa­cağım yeri (okul çatısını) seçtikten sonra kurulum aşamasına geçtim ve iki gün içerisinde de kurulumunu gerçekleştirdim. Bu aşamadan son­ra elektrik tesisatına geçmeden bir hafta boyunca ölçüm yaptım ancak onca zaman ve emeğe rağmen iste­diğim sonuçlara ulaşamadım. Çün­kü ürettiğim elektriği depolamam gerekiyordu ve istediğim değerlere ulaşamadığımdan akümü bir türlü elektrik ile depolayamıyordum.
İlk başta yapmış olduğum hatanın farkına vardım. Motor seçimindeki acelem beni bir hayli zor bir duru­mun içine sokmuştu. Bu sefer de aküyü şarj edebilmemi sağlayacak değerlere ulaşmam için yollar bul­maya çalıştım. Uzun araştırmalar sonucu bir yol bulup denedikten sonra çok şükür istediğim değerlere az da olsa ulaştım. Artık projem bit­me aşamasındaydı, kurulumu yap­mış, elektrik üretmeye başlamıştım. Dört ay boyunca uğraşmış olduğum rüzgar türbini, açılış için hazır hale gelmişti.

Doğaya Sahip Çıkmak
10 Mayıs’taki Bilim Fuarı’nın açılış gününe denk getirerek rüzgar tür­bininin de açılışını gerçekleştirdim. Tamamen kendi imkan ve el eme­ğim ile gerçekleştirdiğim rüzgar tür­bini bugün aktif bir şekilde elektrik üretiyor ve okul bahçe aydınlatma­sı; okul içinde oluşturduğum alan ile USB girişli tüm teknolojik malze­melere sınırsız şarj imkanı sağlıyor, hatta gerektiğinde belirli aralıklarla birkaç bilgisayar çalıştırıyor.
Maddi yönden yaşadığım sıkıntı, ilk defa böyle bir iş ile uğraşıyor olmam ve bulunduğumuz fiziki şartlar beni bir hayli zorlasa da, artık rüzgar tür­binim Galatasaray Ortaokulu’nun çatısında sürekli olarak bizler için dönüyor. Düşünebiliyor musunuz? Rüzgar sayesinde bedava elektrik üretiyor, bunun yanında doğaya ve çevreye zarar vermiyoruz. Hem bu proje sadece okulumuzdaki elektrik sıkıntısını çözmekle kalmadı, öğren­cilerim için de çok iyi bir örnek ve bilgi kaynağı oldu. Bu sayede öğ­rencilerimin de yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi düzeyi arttı ve temiz enerji ve geridönüşüm adı altında birçok ders içi ve ders dışı etkinlikler yaptılar.
Günümüzde çevre kirliliği, enerji kaynağı ihtiyacı ve nüfus sayısı ar­tarken gelişmiş ülkelerin neden bu projelere ağırlık verdiğini de artık çok daha iyi anlayabiliyorum. Bu proje bana olumlu anlamda çok şey kattı. Her şeyden öte doğaya ve çevreye bakış açımı değiştirdi. Bu projedeki zorluklardan bahsetsem de bu benim bulunduğum konum ve fiziki imkansızlıktan kaynaklanı­yordu. Artık bizler de yenilenebilir enerji kaynaklarına daha çok ilgi göstermeli ve doğamıza sahip çık­malıyız. Ben bu konuda elimden ge­lenin en iyisini yapmak için sürekli olarak kendimi geliştirerek herkese yardımcı olmaya çalışacağım.

İletişim için:
e-posta: [email protected]
YouTube Kanalı: www.youtube.com/channel/UC7tsm6LpOQrX2iltmf0akVA

EkoIQ Editör