Solarex’in Ardından “Tablo Çok Değişecek”

Birkaç kere yazdık: Çok alametler belirdi. Bunlardan biri de Güneş Enerjisi. Dünyanın çok gerisinde kaldığımız bu alanın gelişimi için yıllardır büyük emek sarf eden isimlerden Ateş Uğurel, nam-ı diğer Solarbaba,
9-11 Nisan’da düzenlenen Solarex Fuarı çerçevesinde
bu alametleri EKOIQ için değerlendirdi…
Ateş UĞUREL Solarbaba Platformu Başkanı

Türkiye’nin ilk ve tek güneş enerjisi fuarı olan Solarex İstanbul, bu sene 8’inci defa kapılarını güneş enerjisi sektörüne açtı. 9-11 Nisan 2015 tarihleri ara­sında gerçekleşen fuarda bu sene birçok ilk vardı. Bu etkinliğin ilk iki senesinin ana sponsorluğunu yap­mış, fuarın ismini ve web alan adını alan kişi olarak belirtmem gerekir ki, değişiklik her ne kadar istenilen hızda olmasa dahi umut verici.
Şimdi etkinliğe dair izlenimlerimi kısa kısa sizlerle paylaşayım…
1 Fuar ilk defa bu kadar çok katı­lımcı ile gerçekleşti; ilk defa üç salonun tamamına yayılan etkinliğe sanırım yaklaşık 300 firma standları ile katıldı.
2 Dünyanın en büyük iki güneş paneli üreticisinin yokluğu dik­kat çekici idi (Dünya birincisi Trina Solar, dünya ikincisi Yingli Solar). Diğer tüm büyük firmalar fuarday­dı. Uzun bir zaman sonra Canadian Solar tekrar stand kurarak fuara katıldı. Yine Türkiye’nin en büyük EPC firması olan Else Enerji de fu­arda katılımcı olarak yer almamıştı. Ama ilginçtir ki fuara stand tutarak katılmayan birçok firmanın tüm yetkilileri etkinliğin üç gününde de çok aktif olarak potansiyel müşte­rileri ile görüşme fırsatı buldular. Belki de akılcı bir stratejidir bu da…
3 Küçük-orta ölçekli mühendislik-uygulama firmalarının (EPC/ Engineering-Procurement-Cons­truction) etkinliği domine ettiğini gözlemledim. 1-2 MW mertebesinde olsa dahi birkaç projeyi bitirmiş olan firmaların çoğu, daha çok müşteriye ulaşma ümidiyle fuara katılmış.
4 Standlarda yapılacak değil, ya­pılmış ve işletmeye alınmış gü­neş enerjisi santralı fotoğrafları gör­mek mutluluk vericiydi.
5 Etkinlikte güneş enerjisi sek­töründe çalışan birçok yaban­cı dostumla görüşme ve sohbet etme şansı buldum. Onlara tek bir soru sordum: “Eğer Türkiye güneş enerjisi pazarı hakkında hiçbir şey bilmiyor olsanız, bir fuar ziyaretçi­si olarak bu ülkenin GES (Güneş Elektriği Santralı) kurulu gücü­nü ne kadar tahmin ederdiniz?” Gelen cevaplar minimum 3-4 GW mertebesindeydi. Halbuki şu anda Türkiye’nin GES kurulu gücü sade­ce 70 MW civarında, yani 0.07 GW, bir başka deyişle tahminlerin %2’si büyüklüğünde.
6 Bu sene ziyaretçi sayısı daha azdı ama ziyaretçilerin bilinç ve bilgi seviyesi geçen senelere göre çok daha yüksekti.
7 Elinde projesi olan ama parası ol­mayan birçok “ön-yatırımcı” pro­jelerini satmak için müşteri arıyordu. Bu da hâlâ sektörde bir “çantacı” problemi olduğunu gösteriyor. Belli ki gerçek yatırımcılar yine bürokra­tik süreçlerde zorlanmışlar ve bu sü­reçleri daha çabuk aşan bazı kişi ve kurumlar bilhassa lisanssız elektrik üretimi kapsamındaki GES’ler için elde ettikleri hakları ve imtiyazları gerçek yatırımcılara satmanın peşine düşmüşler. Birkaç stand içinde gör­düğüm “1 MW’lık projeleriniz pa­zarlıksız satın alınır” tadında afişler ilgi çekiciydi doğrusu…
8 Fuar yine oldukça soğuk bir havada yapıldı, güneş kendini fuarın son gününde gösterdi sade­ce. İlk iki günkü fırtına, soğuk ve yağmurun da katılımı olumsuz etki­lediğini düşünüyorum
9 Fuarın topografik yapısı da ol­dukça sorun çıkardı. Yurtdışın­da fuara gitmiş olanlar bilir, asla bir merdiven inip çıkmazsınız. Solarex fuarında ise alt katta bir salon daha olması ciddi bir problem yarattı. Orada olanların bir bölümü yukarı çıkmadı, yukarı çıkanlar bir daha aşağıya inmedi.
10 Fuar ile eş zamanlı olarak ya­pılan konferansların ise artık önümüzdeki sene tamamen kaldırıl­ması gerektiğini savunuyorum. Ön­celikle bunların düzenlendiği salon­lar son derece demode ve altyapısı yetersiz; en öndeki dört-beş sıradan sonra oturanlar ne konuşmaları anlayabiliyor, ne de sunumları gö­rebiliyor. Ayrıca fuar ve müşteri te­laşında olan birçok firma sahibi ve çalışanı da, istekli olmalarına rağ­men sunumları izleme şansına sahip olamıyor. Belki bundan sonra sade­ce firma ticari sunumları yapılmalı, böylece her firma kendi müşterisini çağırma şansına sahip olur
11 “Rakip” sivil toplum örgütle­rindeki dostlarım belki bana kızacak ama gerçekten sektörel der­neklerin standları oldukça boştu ve ilgi yoktu. Bu sene birçok sektörel dernek üyesi bence “Ben bu derne­ğe neden üye oldum, üyelik aidatım karşılığında dernek bana ne tip hiz­metler sundu?” sorusunu sormaya başlamış bile. Çok sayıda firmanın bu sene üyeliklerini iptal edeceği­ni veya yenilemeyeceğini duydum. Halbuki güçlü sivil toplum örgüt­lenmelerine, bilhassa güneş enerjisi sektörünün çok ihtiyacı var.
12 Birçok mühendislik-uygula­ma firmasının uzun vadeli bir stratejisi veya iş planının olma­dığını gözlemledim yaptığım minik sohbetlerde. Maalesef böyle bir plan yapacak maddi güçleri de pek yok. Dolayısı ile önümüzdeki ay ve yıl­larda bilhassa EPC firma sayısının azalacağı, bu firmaların gücünün artacağı, daha küçük firmaların da EPC firmalarının alt taşeronu-mon­taj çözüm ortağı olarak çalışacağını öngörüyorum. Bu sektörümüz için de sağlıklı bir gelişme olur. Eline tornavida alanın anahtar teslim GES kurma işine soyunması çok da arzu edilen bir gelişme değil.
13 Etkinliğin en güzel standı açık ara ile Trakya Cam stan­dı idi. İki doğal malzeme olan ahşap ve cam çok estetik bir şekilde bir araya getirilmiş.
14 Maalesef sektörde düzgün bir pazarlama satış stratejisi oluşmamış. Belki henüz 70 MW’lık bir pazardan bahsettiğimiz için bu nispeten normal karşılanabilir an­cak rakip firmaların ürün ve servis­lerinin kötülenmesi ve bu şekilde müşteri kazanmaya çalışmak fuarda çok sık karşılaştığım bir yaklaşım oldu. Umarım bu sene bu yöntem de tarihe karışır ve her firma sade­ce kendi becerilerini ve iyi yönlerini anlatarak faaliyet göstermeye de­vam eder.
15 Yemek alanı yine oldukça yetersizdi, bu konuda altya­pı hizmeti sunan şirketin acil bir önlem alması gerekiyor. Bir cacık için 10 TL vermek istemeyen firma çalışanları standlarda ısmarladıkları pizza-pide gibi yemekleri tüketiyor­du. Alternatif mekan oluşturulması ve fiyatların biraz daha makul se­viyelere çekilmesi faydalı olur diye düşünüyorum.
16 Kamu kurumlarının stand alarak katılması çok sevindiri­ci bir gelişme, bilhassa TEDAŞ-TSE-YEGM gibi kurumların direkt olarak yatırımcılarla bir araya gelmesi ve sorunları tartışması özlem duyulan bir tablo idi açıkçası. TEDAŞ yet­kililerinin üç gün boyunca tek tek birçok yatırımcıyı ve EPC firmasını bizzat standlarında ziyaret ederek bilgilendirdiklerine bizzat şahitlik ettim. Güzel şeyler de oluyor demek ülkemizde. EPDK ise her zamanki gibi ortalarda yoktu.
Üç gün boyunca yaptığım röportaj ve sohbetlerden şu ortak sonuç or­taya çıktı.
– Bürokrasi ve mevzuattan herkes şikayetçi; sorunların azalması yeri­ne artması söz konusu olmuş.
– Büyük tabloyu gören ve yorumlayan çok az firma var; çoğu firma günü kurtarma derdinde haklı olarak.
– Ar-Ge ile ilgili hemen hemen hiçbir faaliyet yok; katma değerli ürün ge­liştiren firma çok az.
– Yaratıcı ve akıllı finansman yön­temleri gündemde değil, standı olan finans kuruluşu yoktu.
– Kalitesiz ürün ve mühendislik hiz­metleri şikayet konusu olmaya baş­lamış.
Olumsuz bir tablo gibi gözükebilir bu tespitler ama aslında tam tersi. Güneş enerjisi Türkiye için çok önemli bir potansiyel ve 2015 yılı bu potansiyelin artık uygulamalara döneceği yıl. Kurulu gücün 500-600 MW seviyelerine geldiği gün­lerde tablonun çok değiştiğine ve kurumsal bir yapılanmanın sektöre hakim olmaya başladığına tanıklık edeceğiz.

Önerilen makaleler