#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
surdurulebilir bir gelecek icin kimya yaratiyoruz

“Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Kimya Yaratıyoruz”

Ekonomik başarıyı çevresel ve sosyal
sorumlulukla tamamladıklarını belirten
BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika
Bölge Başkanı ve BASF Türk CEO’su
Volker Hammes, ülkemizde odaklandıkları
ve değerlendirdikleri sektörleri açıkladı:
Sivil havacılık, demiryolu taşımacılığı, tıbbi
teçhizat üretimi, elektrikli araç ve araç pili,
kimya, rafineri ve madencilik…

Ekonomik başarıyı çevresel ve sosyal
sorumlulukla tamamladıklarını belirten
BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika
Bölge Başkanı ve BASF Türk CEO’su
Volker Hammes, ülkemizde odaklandıkları
ve değerlendirdikleri sektörleri açıkladı:
Sivil havacılık, demiryolu taşımacılığı, tıbbi
teçhizat üretimi, elektrikli araç ve araç pili,
kimya, rafineri ve madencilik…

BASF açısından Yeşil İş Konferansı’nın önemi nedir ve bu konferansı nasıl de­ğerlendiriyorsunuz?
BASF olarak, dünyanın lider kimya şirke­tiyiz ve bu pozisyonumuzu korumak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Strate­jimiz doğrultusunda, yenilikçiliğimize ve müşteri odaklılığımız gibi önemli yetkin­liklerimize odaklanıyoruz. Biz ekonomik başarıyı, çevresel ve sosyal sorumlulukla tamamlıyoruz. Müşterilerimizle birlikte, toplumun gelecekteki ihtiyaçlarına, araş­tırma ve inovasyonlarımızla çözümler sağ­lıyoruz. Bu doğrultuda şirket stratejimizi açık bir biçimde tanımladık: “Sürdürüle­bilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz”.
Bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik mü­kemmel bir platform olarak, Sürdürüle­bilirlik Akademisi tarafından 6. kez dü­zenlenen Yeşil İş Konferansı’nı bu yıl da çözüm ortağı olarak destekledik. Bu alana yönelik farkındalığı artırmayı sağlayan ve sürdürülebilirlik konusunda güçlü bir bil­gi paylaşımı platformu sunan, oluşturan bu organizasyona katkı vermekten dolayı mutluyuz.

Şirketinizin sürdürülebilirlikle ilgili stratejisi hakkında bilgi verebilir misi­niz?
2050 yılında gezegenimizde dokuz mil­yardan fazla insan yaşıyor olacak. Dünya nüfusu ve talepleri artmaya devam eder­ken, gezegenin kaynakları ise maalesef sınırlı. Günlük hayat ve tüketim alışkan­lıklarımızın değişmemesi halinde, dünya nüfusunun taleplerini karşılayabilmek için gezegenimizin sunduğu kaynakların üç katı büyüklüğünde kaynağa ihtiyacı­mız olacak. Bu durum, birçok global zor­luğu beraberinde getireceği gibi kimyaya dayanan inovasyonların geliştirilmesinde de etkili olacak. BASF olarak, bu inovas­yonların belirlenmesinde önemli bir rol oynamayı hedefliyoruz. Kimyamıza daya­nan yeniliklerin önemli bir rol oynayaca­ğı üç önemli alan görüyoruz: Kaynaklar, Çevre ve İklim; Gıda ve Beslenme; Yaşam Kalitesi. Tüm bu alanlarda sürdürülebilir gelişmenin kimyasal yeniliğe ihtiyacı var ve biz de BASF olarak bu alanlara odak­lanıyoruz.
Geleceğin kaynakları sorunu, iş birimle­rimiz için olduğu kadar Ar-Ge networkü­müz için de son derece önemli. Ürün ve çözüm geliştirdiğimiz sanayilerin tama­mında sürdürülebilir çözümler konusun­da tercih edilen/edilecek iş ortağı olma­yı amaçlıyoruz. Bunu da, değişik pazar ihtiyaçları olan müşterilerimizle işbirliği yaparak ve onların yenilikçi gücümüzden faydalanmalarını sağlayarak başarmayı hedefliyoruz.

BASF, neredeyse tüm sektörlere yönelik inovatif ürünler üzerine çalışıyor. Bu anlamda iş dünyasının tüm sektörleri ra­darınızda. Önümüzdeki dönemde, sürdü­rülebilirlik bağlamında Türkiye iş dünya­sının gelişimini nasıl görüyorsunuz?
Sürdürülebilirlik, Türkiye’de de bir seçe­nek değil, bir sorumluluk olarak algılan­maya başladı. İş dünyasında çok olumlu adımların atıldığını ve bir değişim süreci yaşandığını gözlemliyoruz. Pek çok sek­törde inovatif ürünlerle refahı artırıp kültürel ve sosyal çeşitliliğin devamı sağ­lanırken, çevre üzerindeki olumsuz etki­lerin azaltılmasının da hedef olarak belir­lenmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. İnşaat, beslenme ve enerji sektörlerindeki hızlı gelişmenin yanında plastik, ambalaj ve kişisel bakım endüstrilerinde de sür­dürülebilirlik bilincinin daha da artmasını bekliyoruz. Sağlık ve güvenlik açısından kamuoyu nezdinde konuya gerekli dikka­tin gösterilmesi gerekiyor.

Çok farklı sektörlere yönelik ürünler üzerinde çalışıyorsunuz. Örneğin rüzgar türbinleri bağlamında enerjiyle, boya ve yalıtım hammaddeleri özelinde de bina ve otomotiv ile bağlantılısınız. BASF Türkiye olarak hangi sektörler ilgi alanı­nızda olacak önümüzdeki dönemde?
Önümüzdeki dönemde saymış olduğunuz sektörlere ek olarak; kişisel ve endüstri­yel temizlik, beyaz eşya ve elektronik ile zirai ürünlere daha da çok odaklanmayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir çözümler ge­liştirmek için Türkiye’deki lokal iş ortakla­rımızla birlikte çalışmanın da çok önemli olduğunu düşünüyoruz.

Önümüzdeki süreçte, Türkiye özelinde bugüne kadar çalışmadığınız hangi sek­törlere ürün sunmayı, geliştirmeyi düşü­nüyorsunuz?
BASF’nin geliştirmiş olduğu çözümler ve ürün gamındaki çeşitliliklerden dolayı he­men hemen bütün endüstrilere hizmet ve­riyoruz. Türkiye’de sivil havacılık, demir­yolu taşımacılığı, tıbbi teçhizat üretimi, elektrikli araç ve araç pili üretimleri gibi sektörleri yakından takip ediyoruz. Ek olarak kimya, rafineri ve madencilik en­düstrilerindeki yeni teknolojileri ve ürün­leri de izliyor ve değerlendiriyoruz.

EkoIQ Editör