“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın finansmanı için gereken yıllık yatırım açığı 2,5 trilyon dolar. İklim eylemi için gereken finansman açığı 4 trilyon dolar. İşin ilginç tarafı finansmanın nerelere kullanıldığı: 2022’de fosil yakıt sübvansiyonları için 7 trilyon dolar kullanılmış. 2023’te askeri harcamalar, 2,44 trilyon dolar gibi saçma ve utanç verici bir rakama ulaşmış. Sahi bizim önceliklerimiz nedir?”
İklim krizi, gezegenimizin geleceği için büyük bir tehdit iken iklim mücadelesi ve sürdürülebilir kalkınmaya yeterli finansman sağlanmaması ise şu anda başımızdaki bir başka “en büyük” tehdit…
2015’te başlayan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin 17 amacının, dokuz yıl sonra, ancak %16’sında ilerleme kaydedilmiş. Ve 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Raporu mevcut durumu kriz olarak nitelendiriyor.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Üst Düzey Siyasi Forumu’nda (HLPF) sürdürülebilir kalkınma krizinin nedenleri konuşuluyor ve temel sorun finansman olarak karşımıza çıkıyor. Geçen ay ICLEI Dünya Kongresi’nde iklim krizi ve sürdürülebilir kentsel kalkınmada istenilen düzeye gelinmediği konuşuldu. Ve sorunun kaynağının finansman yetersizliği olduğu vurgulandı. Hatta her iki toplantıda benzer söylemler karşımıza çıktı/çıkıyor: “Çözümlerimiz var. Teknoloji var. Finansman yetersiz”.
“Çözülebilecek Sorunlarla Başa Çıkmaktan Aciz Görünüyoruz”
Sürdürülebilir kalkınma ve iklim mücadelesi için gerekli fonlara ulaşılamıyor olması ilginç, çünkü finansman var. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Achim Steiner’e göre, “450 trilyon dolar değerinde bir dünya finans sistemimiz var ve yine de kaldıraçları kullanmaktan, teşvikte bulunmaktan, düzenleyici çerçeveleri ayarlamaktan ve yatırım yapma imkanı olmayanlara bir tür imtiyazlı finansman sağlamaktan aciz görünüyoruz. Çözülebilecek sorunlarla başa çıkmaktan aciz görünüyoruz”.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın finansmanı için gereken yıllık yatırım açığı 2,5 trilyon dolar. İklim eylemi için gereken finansman açığı 4 trilyon dolar. İşin ilginç tarafı finansmanın nerelere kullanıldığı: 2022’de fosil yakıt sübvansiyonları için 7 trilyon dolar kullanılmış. 2023’te askeri harcamalar, 2,44 trilyon dolar gibi saçma ve utanç verici bir rakama ulaşmış. Sahi bizim önceliklerimiz nedir?
“İklim Cehennemine Giden Otoyol Üzerinde”
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, “İklim cehennemine giden otoyol üzerinde” olduğumuzu söylüyor. Ve bizi o otoyolda cehenneme götüren yakıta hâlâ oluk oluk para akıtıyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı gerçekleştirmek için gerekli olan yatırımları özellikle EAGÜ’lerin (En Az Gelişmiş Ülkeler) kendi olanaklarıyla finanse etmeleri kesinlikle imkansız. EAGÜ’lerin maddi durumları yetersiz olduğundan kredi alırken büyük malirisk teşkil ediyorlar. Bu nedenle de en yüksek faizleri onlar ödüyor. Steiner’e göre, “Şu andaki tabloda bizi derinden rahatsız eden bir durum var”. En yoksul insanları barındıran ülkeler, 2030 Gündemi’nin vizyonu olan “kimseyi geri bırakmamak” için borç batağında debeleniyorlar. Bu ülkelerin 2010’da ortalama borç servisi yükü gelirlerinin %3,1’inden, 2023’te %12’ye yükseldi. Yüksek faiz oranları cezalandırıcı düzeyde. Ve olay tam bir kısır döngü halini almış, çünkü yüksek faizli borçları ödemek için eğitim, sağlık, sosyal refah bütçelerinden kesinti yapılıyor.
Sorun EAGÜ’lerle de sınırlı değil. Sürdürülebilir kalkınma ve iklim mücadelesi için belirlenen fonlar2015’ten bu yana vadedilen miktarlara ulaşmadı (2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve Paris İklim Anlaşması 2015’te kabul edildi). Hep trilyonlarca dolar eksik kaldı. Bu nedenle çok sayıda konuşmacı uluslararası finansal mimarinin yeniden yapılandırılması gerektiğini söylüyor.
- Peki, yeniden yapılanma neden gerekiyor? Bu sütunlarda çok kez yazdım: Sürdürülebilir kalkınma ve iklim mücadelesi şehirlerin girişimleri olmazsa başarılı olamaz, çünkü dünya nüfusunun yarıdan fazlası (4,4 milyar kişi) şehirlerde yaşıyor.
- Şehirler enerjinin yaklaşık %75’ini tüketiyor.
- Şehirler seragazlarının yaklaşık %75’ini üretiyor.
- Şehirler her yıl yaklaşık 10 milyar ton çöp üretiyor.
Fakat her iki konuda finansman şehirlere değil, ülkelere akıyor. Ve gerekenden çok az akıyor.
“Bugün 4 milyara Ulaştık”
Profesör Eugenie Birch, HLPF’te yaptığı konuşmada, finansman sorununun uluslararası finans kuruluşlarının ülkelere fon sağlamaya dayalı olmasından kaynaklandığını vurguladı: “Dünya Bankası, IMF, Birleşmiş Milletler, uluslararası kuruluşların tümü 1940’larda kurulmuştu ve dünya o zaman çok ama çok farklı bir yerdi. O dönemde 750 milyon kişi, toplam nüfusun 3’te 1’i şehirlerde yaşıyordu. Bugün 4 milyara ulaştık”.
2015’te 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin ve Paris İklim Anlaşması’nın önemli uygulayıcısının şehirler olacağı düşünülmemişti. Hatta sürdürülebilir kalkınma konusundaki ilerlemenin “Gönüllü Ulusal Gözden Geçirme” raporları üzerinden, iklim anlaşmasındaki ilerlemenin ise “Ulusal Olarak Belirlenen Katkılar” üzerinden izleneceği belirtilmişti. Fakat nüfus yoğunluğu şehirlerde olduğundan, sürdürülebilir kalkınma ve iklim mücadelesi de şehirlere kaydı.
“Dünya Gençliğine Yaralı Bir Gezegen Bırakamayız”
UCLG, ICLEI, C40, Metropolis ve diğer şehir ağları ısrarla bu iki önemli girişimin karar süreçlerinde şehirlere yer verilmesi gerektiğini vurguluyor. Şehirlerin etkili ve hızlı bir şekilde ölçeklenebilecek yeni finansal mekanizmalara ihtiyacı var. Ancak bugünkü uluslararası finansal mimari bu ihtiyacı karşılayamıyor.
Gündemde önemli bir yer tutan bu konu çeşitli açılardan ele alınıyor. Haziran 2023’te Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Finansmanı için küresel bir komisyon oluşturuldu. Komisyonun eş başkanları Profesör Jeffrey Sachs, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ve Rio de Janeiro Belediye Başkanı Eduardo Paes. 20’den fazla belediye başkanı, finans ve kentsel uzman ve akademisyenden oluşan komisyonun amacı uluslararası finansal mimariyi kentsel ihtiyaçlarla daha uyumlu hale getirmek. Bir başka önemli girişim 2025’te İspanya’da yapılacak olan 4. Uluslararası Kalkınmanın Finansmanı Konferansı. Konferansta uluslararası finansal mimarinin yeniden yapılanması ve 2030 Gündemi ile birlikte iklim mücadelesi için finansmandaki açığı kapatma konularının ele alınması bekleniyor.
“450 trilyon dolar değerinde bir dünya finans sistemi” içinde sürdürülebilir bir gelecek için gerekli finansmanın sağlanacağını ümit ediyorum. HLPF’te bir konuşmacının sözleri aklımda: “Dünya gençliğine yaralı bir gezegen bırakamayız”.
Bu yazı, ekoIQ’nun 113. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.