Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UN SDSN) ve paydaşı Bertelsmann Stiftung tarafından 2016’dan beri düzenli olarak hazırlanan, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ndeki (SKH) gelişmeyi takip eden raporların dördüncüsü Haziran ayında yayınlandı.
YAZI: Gülin YÜCEL, Brika Sürdürülebilirlik, gulin@brikasurdurulebilirlik.com
Birleşmiş Milletler (BM) inisiyatifi olan Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UN SDSN) ve paydaşı Bertelsmann Stiftung tarafından 2016’dan beri düzenli olarak hazırlanan, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ndeki (SKH) gelişmeyi takip eden raporların dördüncüsü Haziran ayında yayınlandı. “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni Başarmak için Dönüşüm” başlığı ile yayınlanan rapor, hedeflerin ve Paris Anlaşması’nın kabulünden bu yana dört sene geçmesine rağmen hiçbir ülkenin hedefe ulaşmada yeterli düzeyi tutturamadığını ortaya koyuyor. Karasal ve denizsel biyoçeşitliliğin hızla azalmaya devam ettiğini ve iklim hedeflerinde yetersiz kalındığını belirten rapor, sosyal göstergelerde ise eşitsizliğin devam ettiği, fakirliğin belirli bölgelerde iyileşse bile uç seviyede fakirliğin artmaya devam ettiği uyarısını yapıyor.
Rapor ve Geçmiş Çalışmalar Hakkında
Bu raporlar ve endeks ile hedeflenen, küresel bir gündem olan sürdürülebilir kalkınma etrafında resmi raporlama haricinde, ülkelere ve kamuya bilgilendirici, yol gösterici, bağlantıları ortaya koyucu bir çalışma sunmak. 2016 senesinde ilk defa oluşturulan ve resmi olmayan endekste, SKH alt kırımları (indikatörler) bazında ülkelerin yaptığı gönüllü raporlama verileri kullanılıyordu. “Katı bir notlama” ile değerlendirmenin yapılmasındaki amaç, SKH gündeminin önemine dikkate çekmek.
2016 yılındaki incelememizde rapora dayalı olarak “Gelişmiş veya gelişmekte olan tüm ülkelerin ve bölgelerin gidecek çok yolları olduğunu, önümüzdeki dönemde SKH’lere yönelik uzun dönemli sağlam bir plan yapılması, ülkelerin ve tüm kurumların birbirleriyle bu doğrultuda diyalog ve işbirliği yöntemleri geliştirmeleri, finansman kaynaklarının doğru yapılandırılması gerektiğini” söylemiştik.
2017 yılı raporunda ise, hedeflerin ne doğrultuda gerçekleştiğinin sadece ülke ölçeğinde değil, diğer ülkeler üzerindeki yayılma etkileri (spillover effect) de göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştik. Yayılma etkisinin ise çevresel, ekonomik, finansal, yönetişimsel ve güvenlik etkileri altında incelenmesine yönelik bir endeks ve değerlendirme önerilmişti.
2018 değerlendirmesiyle hiçbir ülkenin hedefleri gerçekleştirme yolunda yeterli bir gelişme göstermediği ortaya konurken, SKH’ler etrafındaki politik liderlik, kurumsal mekanizmaların ve koordinasyon birimlerinin varlığı, stratejik ve uygulama planları ile ölçümleme ve hesap verebilirlik yöntemlerinin, ülkeler arasındaki farklı uygulama seviyeleri yarattığına dikkat çekiliyordu. En ağır ilerleme eksikliğinin ise çevresel hedeflerde olduğu; G20 ülkelerinin açlık ve yoksulluğu ortadan kaldırma hedeflerine neredeyse ulaşmış görünmelerine rağmen, Sorumlu Üretim ve Tüketim ( SKH 12), İklim Eylemi (SKH13) ve Sudaki Yaşam (SKH 14) hedeflerinde en düşük puanlara sahip oldukları ve biyoçeşitliliği korumak ve geliştirmekte çaba sarf etmeleri gerektiğinden bahsediliyordu.
2019 Raporu, The World in 2050 Initiative çalışmasının uzantısı olarak, dönüşüm yaratacak altı hedefe dikkat çekiyor ve bunlar üzerinde ülke ve özel sektörün birlikte çalışması halinde önemli sinerjilerin oluşabileceği söyleniyor. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) gibi iş organizasyonlarının SKH’ler etrafındaki çalışmalarının ümit verici olduğu belirtiliyor.
Ülkeler seviyesinde hedefler ve 75 indikatör etrafında toplanan verilere göre, 11 indikatör etrafındaki değişimi OECD ülkeleri düzeyinde raporlamak mümkün olmuş. Gelişmeyi takip edebilmek adına ülkelerin tüm hedef ve indikatörler için düzenli veri oluşturmasının ve mevcut teknolojiler ile bunların güncel olarak takip edilmesinin önemine dikkat çekiliyor.
Ülkelerin Durumu
İskandinav Ülkeleri (Danimarka, İsveç ve Finlandiya) yine endeksin başlarında yer alıyor. Buna rağmen bu ülkeler dahil tüm ülkeler hedeflere ulaşmada zorluklarla karşı karşıya. Özellikle de SKH 12, SKH13, SKH 14 ve SKH 15 (Karasal Yaşam) hedefleri endişe verici durumda.
Veri alınan 43 ülkeden, nüfusu 100 milyon üzeri olan tüm G20 ülkeleri dahil 33 ülke 1 Ocak 2018’den bu yana SKH’leri resmi söylemlerine dahil etmişler. 18’inin bütçesinde SKH’ler yer alıyor.
İklim ve biyoçeşitlilik etrafındaki hedefler (SKH 13, SKH 14 ve SKH 15) alarm veriyor. Hiçbir ülke “yeşil” değerlendirme alamamış ve hem emisyonların artışı hem de türlerin azalması hızla artmaya devam ediyor.
Toprak kullanımının ve mevcut gıda üretiminin insanlığın ihtiyacını karşılamadığı, tarım sistemlerinin ormanları ve biyoçeşitliliği yok ettiği, buna rağmen gıdanın üçte birinin atığa dönüştüğü, 2 milyar insanın eksik ve yanlış beslendiği (800 milyon kişi açlık sınırı altında, obezite artışta) gerçeği ortaya konmuş.
G20 ülkeleri, diğer ülkelerin hedeflere ulaşabilmesini engelleyen, özellikle çevresel, ekonomik ve güvenlik alanlarında oluşan negatif yayılma etkisini yaratmaya devam ediyorlar. Palm yağı talebi ile tetiklenen ormansızlaşma, küresel tedarik zincirlerinin yarattığı fakirlik tuzağı, vergi cennetleri sayesinde SKH’lere yönelik finansman kaynağının yaratılamaması konuları devam ederken, yeni bulgu, zengin ülkelerin fakir ülkelerden ithal ettikleri ürünlerin üretim aşamasındaki kötü çalışma zorluklarla koşulları ve iş kazaları ile ilgili.
İnsan hakları ve ifade özgürlüğünün sorun olmaya devam ettiği; rüşvet ve basın özgürlüğü ihlalinin 50’den fazla ülkede bulunduğu da diğer bir bulgu.
Fakirlik ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılması hedeflerinde ise gidilecek yol olduğu; orta ve yüksek gelirli ülkelerde eşitsizliğin artmaya devam ettiği ve OECD ülkelerinde aynı ücret için kadınların en az iki saat daha fazla çalışması gerektiği ortaya konmuş.
Türkiye’nin Görünümü
2018 raporunda Türkiye gündeminde kırmızı ile değerlendirilmiş alanlar Açlığa Son (SKH 2) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği (SKH 5), İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (SKH 8), Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı (SKH 9), Eşitsizliklerin Azaltılması (SKH 10), SKH 13, SKH 14 ve SKH 15 idi.
2019 raporunda, Türkiye 162 ülke arasında 79. sırada, yani geçen sene ile aynı konumda. Diğer ülkeler ile karşılaştırmalı bakıldığında, görece iyi olduğu hedefler ise Yoksulluğa Son (SKH 1), Erişilebilir ve Temiz Enerji (SKH 7) ve SKH 13. Nitelikli Eğitim (SKH 4) hedefi ise geçtiğimiz yıl kırmızıyken bu yıl yeşile dönmüş. SKH 13 ile Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar (SKH 16) hedefleri düşüşe geçmiş durumda. 2018’de SKH 2, SKH 5, SKH 8, SKH 14 hedefleri iyileşme yönündeyken, 2019’da SKH 8 durumunu koruyor ancak diğerleri durağan duruma geçmiş. Burada çok önemli bir nokta, SKH 13 için Türkiye’nin yeterli bir stratejisi ve eylem planı olmadığının vurgulanması. Sağlıklı bir değerlendirme ve ilerleme planlaması için Türkiye’deki kamu uzmanlarının veri yapıları ile birlikte bu değerlendirmeyi incelemelerini öneriyoruz.
Dönüşüm Alanları
2019 Raporu, SKH’nin uygulanması konusunda ülkelerin, sivil toplum, özel sektör ve diğer paydaşları da dahil edecek, birbiriyle bağlantılı çalışacak altı dönüşüm alanı tanımlıyor. “Kimsenin geride kalmaması” ve “İnsan refahı için kaynak kullanımının döngüselliği ve ayrıklaşması” prensiplerini içeren alanlar şöyle:
1- Eğitim, Cinsiyet ve Eşitsizlikler: Eğitim, Bilim ve Teknoloji bakanlıklarının birlikte çalışarak eğitim (erken yaş eğitimi, ilk ve orta eğitim, mesleki eğitim, yüksek eğitimi kapsayacak şekilde), sosyal koruma sistemleri ve iş standartları ile Ar-Ge konularını birlikte düşünmeleri. Bunlar SKH 1, 2, 4, 5, 8, 9 ve 10’u etkileyecek.
2- Sağlık, Refah ve Demografi: Uluslararası sağlık sisteminin güvence altına alınması, sağlıklı davranışların özendirilmesi, sağlık ve refaha yönelik sosyal belirleyicilerin oluşturulması. Bunlar SKH 3, 6, 7, 9, 11 ve 15’i etkileyecek.
3- Enerjinin Karbonsuzlaşması ve Sürdürülebilir Endüstri: Enerji erişimine yatırım; enerji üretimi, taşıma, binalar ve endüstrinin karbonsuzlaşması; endüstriyel kirliliğin kaldırılması. Bunlar SKH 3, 6, 7, 9, 11 ve 15’i etkileyecek ve diğerlerini de destekleyecek. Farklı endüstrilerin (özellikle enerji, inşaat ve çevre) birlikte çalışması gerekecek.
4- Sürdürülebilir Gıda, Arazi, Su ve Okyanuslar: Gıda, tarım ve ormancılık üretiminin daha verimli ve iklim değişikliğine dirençli olması için yapılacak müdahalelerin biyoçeşitliliğin korunması, sağlıklı beslenme biçimlerinin oluşturulması ve gıda atığının önlenmesi bakış açılarını da içermesi. Bu dönüşüm SKH 2, 3, 6, 12 ve 15’i etkileyecek.
5- Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar: Şehirler, kasabalar ve diğer toplu yerleşim alanlarının altyapı ihtiyaçları ve iklim değişikliğine dirençlerinin birlikte düşünülmesi. SKH 11 hedefine yapılacak bu müdahale, aynı zamanda SKH 6, 9 ve 11’i de etkileyecek. Ulaşım, Kalkınma ve Su bakanlıkları bu dönüşümde birlikte çalışmalı.
6- Dijital Devrimin Sürdürülebilir Kalkınma için Kullanımı: Yapay zeka, modern iletişim teknolojileri ve dijital teknolojiler doğru kullanıldığında tüm SKH’ler için önemli bir katkı sağlayacak.
Sonuç ve Öneriler
SKH’lerinin uygulanması, kurgusu gereği “kimsenin geride kalmaması” prensibine dayanıyor. Buna bağlı olarak, gelişmiş büyük ekonomilerin hedeflere ulaşmada ne kadar kapsayıcı hareket edecekleri, yayılma etkisini ne kadar dikkate alacakları çok kritik. Hem kendileri hem de geriden gelen ülkelere rol modellikleri 2030 hedeflerini yakalamayı sağlayacak. Görünen o ki, hedefe 11 sene kala, hâlâ her ülkenin bu yolda problemleri var. SDSN raporunun ötesinde, IPCC’nin 2018 Raporu da iklim değişikliği konusundaki krize dikkat çekiyor.
SKH’lerin ülke yönetimlerine dahil edilmesi, kısa ve uzun dönemli politikaların parçası olması; gelir eşitsizliği, ekonomik büyüme ve kaynak kullanımı arasındaki lineer ilişkinin ortadan kaldırılması; fırsat eşitliği gibi konuların yönetim politikalarında bütünsel olarak ele alınması sadece 2030 için değil, sürdürülebilir kalkınma yolunda kritik konular haline gelmiş durumda.
Ötesinde SDSN’in tahminlerine göre, SKH’lere ait 169 alt indikatörün gerçekleştirilebilmesi, sadece devletlerin değil, yerel yönetimlerin ve kurumların da çalışmasına bağlı.
2015’te açıklanan Küresel Hedefler’in dördüncü yılında ülke liderleri ilk defa Eylül ayında bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacak. Bunu desteklemek amacıyla, raporun bu gözle Türkiye ve diğer devletler tarafından incelenmesini önemli.
Geçen sene de dediğimiz gibi: Kimse geride kalmamalı, herkes birlikte çalışmalı…