Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na giden yolun en önemli unsurlarından biri olan kültürel çeşitlilik, Birleşmiş Milletler’in 21 Mayıs olarak kabul ettiği “Diyalog ve Kalkınma için Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü”nde yeniden hatırlanıyor. Gün, kültürü SKA’ların çerçevesine dahil etmenin yanı sıra barış ve sürdürülebilir kalkınma yolunda kültürlerarası diyaloğun önemine özellikle vurgu yapıyor.
Kültür, kim olduğumuz ve kimliğimizi nelerin belirlediğiyle ilgili bir kavram olduğundan kalkınma modellerinin kültürü dışarıda bırakarak sürdürülebilir bir niteliğe bürünmesi imkansız görünüyor. Toplulukların kültürlerinin ifade bulduğu biçimlerin çeşitliliğine ve bunun özgürce ifade edilebilmesine atıf yapan “kültürel çeşitlilik” ise hem barış ve diyalog yolu açarak toplumsal zenginliği güçlendiriyor hem de sürdürülebilir bir kalkınma için önemli bir zemin teşkil ediyor.
Kültürel çeşitliliğin önemine dair uluslararası çabalar özellikle 2000’li yıllardan itibaren hız kazandı. Önce 2001 yılında UNESCO üyesi devletlerin imzasıyla, UNESCO Kültürel Çeşitlilik Evrensel Bildirgesi kabul edildi. 2005 yılında gerçekleşen 33. UNESCO Genel Konferansı’nda ise kültürel ifadelerin çeşitliliğini korumak ve kültürel zenginliklerden yararlanarak kültürel alanda yeni üretimler yapmayı teşvik etmek gibi amaçlarla UNESCO Kültürel Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi kabul edildi. Sözleşme ile kültürel çeşitliliğin insanlığın ortak mirası olduğu belirtilerek tüm yurttaşları içeren ve katılımlarını sağlayan politikalarla kültürel çeşitlilikten kültürel çoğulculuğa geçişe vurgu yapıldı. Deklarasyonda ayrıca, kültürel çeşitliliğin herkese açık olan seçeneklerin sınırlarını genişlettiğinin ve bu eşitliliğin garantisi olarak da insan haklarının öneminin altı çizildi.
Diyalog Yoksa Çatışma Var
Birleşmiş Milletler ise 2002’den itibaren 21 Mayıs tarihini Diyalog ve Kalkınma için Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü olarak ilan etmiş durumda. Gün dolayısıyla kültüre yönelik sürdürülebilir yönetişim sistemlerini desteklemek, kültürel ürünlerin ve hizmetlerin dengeli bir akışını sağlamak, sanatçıların ve kültür profesyonellerinin hareket yeteneğini artırmak, kültürü Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) çerçeveleri içine dahil etmek ve temel insan hakları ve özgürlüklerini geliştirmek amaçlanıyor. Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü, dünya kültürlerinin zenginliğine dikkat çekmekle birlikte barış ve SKA’lara ulaşma yolunda kültürler arası diyaloğun hayati önemine de vurgu yapıyor. UNESCO’nun verilerine göre, dünya çapında yaşanan tüm kültürel çatışmaların %89’u, kültürler arası diyaloğu düşük seviyelerde olan ülkelerde gözlemleniyor.
2030 Hedeflerine Kültür de Dahil Edildi
Daha verimli bir işbirliği ve barışı sağlamanın yolu öncelikli olarak kültürler arası diyaloğu artırmaktan geçiyor. Bu durumu göz önüne alan 150 ülkeden temsilci, 2022 yılında bu defa Meksika’da bir araya geldi. Son 40 küsur yıldır kültür adına yapılan en büyük dünya konferansı unvanına sahip Mondiacult 2022 adlı zirvede, “Kültür Deklarasyonu” güncellendi. Konferansta kültür, “küresel anlamda “kamusal ürün” olarak nitelendirildi ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ne dahil edildi. Kabul edilen metinde, kamu siyasetinde kültürel hakların hesaba katılması tanımlandı. Sanatçıların sosyal ve ekonomik haklarından sanatsal özgürlüğe, yerel toplulukların kendilerine ait atalarından kalma bilgiyi koruma hakkına, kültürel ve doğal mirasın korunması ve geliştirilmesine kadar bir dizi karar alındı.
Günümüzde; kamu ve özel sektör işbirliğiyle, siyasi karar vericileri, yerel, ulusal ve uluslararası aktörleri, kültürel çeşitliliğin ilkeleri ile kültürel çoğulculuğun değerlerini kamu politikalarına dahil etmeye ikna etmek en önemli zorluk olarak karşımızda duruyor.