#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Sürdürülebilir Kalkınma Yolunda Büyük Potansiyel: Kooperatifler

Bu yıl 6 Temmuz’a denk gelen Uluslararası Kooperatif Günü’nün 2024 teması “Kooperatifler Herkes için Daha İyi Bir Gelecek İnşa Ediyor” olarak belirlendi. 2025’i “Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak belirleyen Birleşmiş Milletler’in son raporunda, hükümetlere Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne giden yolda kooperatiflerin önünü açacak düzenlemeler yapması çağrısında bulunuldu. 

Modern kooperatifçilik; Sanayi Devrimi’nin ardından işçilerin, çiftçilerin ve küçük işletme sahiplerinin kaliteli gıdaya erişimini, tarım ürünlerinin verimli işlenmesini, pazarlamaya ve finansal erişime kolaylıkla ulaşmaları amacıyla başladı. Kaynakları birleştirme ihtiyacından doğan modern kooperatifçilik; günümüzde, tüm dünyada, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli araçlarından biri olmaya devam ediyor. Uluslararası Kooperatif İttifakı (ICA), kooperatif tanımını “ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç ve hedeflere ulaşmak amacıyla gönüllü olarak bir araya gelen kişilerin ortaklaşa sahip oldukları ve demokratikçe yönettikleri otonom birlik” olarak yapıyor.

Ulusal Ekonomilere Katkı

Birçok ülkede kooperatifler, piyasanın işleyişindeki aksaklıkları gidererek, dezavantajlı konumdaki insanları güçlendirerek, istihdam olanakları yaratarak ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyerek ulusal ekonomilere önemli katkılarda bulunuyor. Özellikle sosyal ve ekonomik kriz dönemlerinde dirençli olduklarını gösteren kooperatifler, ayrıca sosyal kalkınma, ekonomik kalkınma ve çevrenin korunması olmak üzere üç boyutta sürdürülebilir kalkınmaya da destek veriyor.

Kooperatiflerin Yedi Temel İlkesi

Kendi kendine yardım, bireysel sorumluluk, demokrasi, eşitlik, adalet ve dayanışma değerlerine dayanan kooperatiflerin uluslararası kabul görmüş yedi temel ilkesi ise şunlardan oluşuyor:

  • Gönüllülük ve herkese açık ortaklık,
  • Demokratik üye denetimi,
  • Üyelerin ekonomik katılımı,
  • Özerlik ve bağımsızlık,
  • Eğitim, öğrenim ve bilgilendirme,
  • Kooperatifler arasında işbirliği,
  • Topluma karşı sorumlu olmak.
Çalışanların %12’si Kooperatiflerde

Son verilere göre dünya genelinde 3 milyondan fazla kooperatif bulunuyor ve dünya genelinde çalışanların %12’si ya bir kooperatif tarafından istihdam ediliyor ya da bir kooperatifte işçi-üye konumunda bulunuyor.

İlk olarak 1923 yılında ICA tarafından kabul edilen Uluslararası Kooperatif Günü, 1995 yılından itibaren de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Temmuz ayının ilk cumartesi günü olarak kabul edilmiş durumda. Gün aracılığıyla kooperatiflerin sürdürülebilirlik, eşitlik ve toplumsal refah için nasıl katkı sağladığı vurgulanırken, bu yıl 6 Temmuz’a denk gelen Uluslararası Kooperatif Günü’nün 2024 teması ise “Kooperatifler Herkes için Daha İyi Bir Gelecek İnşa Ediyor” olarak belirlendi. Temayla kooperatifler, sürdürülebilir bir gelecek inşa etme konusundaki mevcut ve tarihsel katkılarını sergileme fırsatı bulacak ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030’a giden yolda faaliyetlerini hızlandırmaları için teşvik edilmeye çalışılacak.

Tüm bunların yanı sıra BM Genel Kurulu geçen Kasım ayında 2025 yılını Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan etti. Kabul edilen kararla, kooperatiflerin sürdürülebilir kalkınmaya katkısı konusunda farkındalık yaratmak amaçlanacak.

İş Modeli Olarak Hâlâ Yeterli Bilgi ve Eğitim Yok

Öte yandan kooperatifler her ne kadar önemli ekonomik ve sosyal aktörler olarak giderek daha fazla kabul görüyor olsa da tam potansiyellerini gerçekleştirme konusunda halen ciddi güçlüklerle karşılaşmaya devam ediyor. BM’nin “Toplumsal Kalkınmada Kooperatifler 2023 Raporu” da bu duruma dikkat çekiyor. Kooperatifler için kısa vadeli kâr maksimizasyonunun aksine uzun vadeli yönelimin önemine dikkat çeken raporda, kooperatif iş modeli hakkında dünya ölçeğinde hâlâ yeterli bilgi ve eğitim bulunmadığı belirtiliyor. Dolayısıyla da özellikle hükümetlerin kooperatiflerin ekonomik ve sosyal kalkınmadaki ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın uygulanmasındaki rolüne ilişkin kapsamlı ve uluslararası karşılaştırılabilir veri toplama kapasitelerini güçlendirmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Ayrıca yasal ve düzenleyici koşulların kooperatiflerin finansal kaynaklara erişim kabiliyetlerini etkileyecek ölçüde karmaşık olması nedeniyle, bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılarak kooperatifler lehine elverişli ortamın yaratılması çağrısı yapılıyor. Kooperatiflerin sürdürülebilir ve başarılı ticari işletmeler olarak desteklenmesi gerektiğini belirten rapor, insani koşullara sahip istihdam yaratılması, yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması, eğitim, sosyal koruma ve finansal kapsayıcılık, kentsel ve kırsal alanlarda uygun fiyatlı konut seçeneklerinin oluşturulması için de kooperatiflerin önünü açacak gerekli yasal düzenlemelerin yapılması çağrısında bulunuyor.