#ekoIQ Özel Sektör Sürdürülebilirlik, iş yapış biçimimizin en temel taşıdır
Özel Sektör

Sürdürülebilirlik, iş yapış biçimimizin en temel taşıdır

Fotoğraflar: Volkan DOĞAR

Henkel’in Eylül 2009’da Dow Jones Sürdürülebilirlik Dünya Endeksinin hızlı tüketim ürünleri pazarı bölümünde bir kere daha yer aldığı açıklandı. Dünyanın en büyük 2500 şirketinin sadece yüzde 10’unun bu listeye girebildiği dikkate alındığında, bu çok önemli bir konum. Henkel 2009 yılı boyunca birçok kuruluş tarafından pek çok kez “yeşil şirket” olarak ilan edildi. Ürün paleti ekolojik açıdan “tehdit” sayılan kimyasallardan oluşan bir şirket açısından bu nasıl mümkün olabiliyor?
Henkel vizyonunu “İnsanların Yaşamı nı Daha İyi, Daha Kolay ve Daha Güzel Kılan Marka ve Teknolojiler Üreten Lider Firma” olarak belirlemiş ve bu vizyonunu her gün, ürünleri, sunduğu çözümleri ve kendi üretim süreçleriyle yaşama geçirmeyi ilke edinmiş bir şirkettir. Bu anlamda “Sürdürülebilirlik”, iş yapış biçimimizin en temel taşı durumundadır.
Öte yandan tüm kimyasalların ekolojik bir tehdit olarak algılanması konusu talihsiz bir durumdur. Kimya sanayi, özelikle son 30 yıl içerisinde düzenleyici birçok inisiyatifi yaşama geçirerek, doğru noktalarda doğru kimyasalları n kullanılmasını denetlemektedir. “Üçlü Sorumluluk” ve Avrupa Birliğindeki REACH uygulamaları bu konudaki örneklerden bazılarıdır. Unutmamalıyız ki çevrenin daha iyi koruması ve iyileştirilmesi kimyanın ve çevre dostu kimyasalların sayesinde gerçekleşecektir. Henkel’in çevre dostu ürün ve müşterilerinin hizmetine sunduğu sistemleriyle bu anlamda önemli bir görev üstleniyor. Nitekim çeşitli kuruluşlar tarafından verilen bu ödüller bu çabalarımızın sonucu ve armağanı olduğunu düşünüyoruz.
Yeşil teknolojik yatırımların ciddi bir ek maliyet olduğunu hepimiz biliyoruz. Böylesi bir kriz döneminde sürdürülebilirliğ e yatırım yapmaya neden bu kadar önem veriyorsunuz?
Henkel 133 yıllık bir şirket. Kuruluşundan bu yana şu iki ilke iş yapış biçimimize yön vermiştir; “Çözüm Odaklı ve Uzun Dönem Odaklı Olmak.” İşte bu iki ilke, şu an şirketimizin DNA’larına işlemiş olduğunu her fırsatta vurguladığı mız sürdürülebilirlik ile fevkalade uyum içerisindedir.
Var oluşumuzu gördüğümüz, tespit ettiğimiz sorunlara çözüm üretmek ama uzun dönemli çözüm üretmek üzerine yapılandırmış bulunmaktayız. Kısa dönemde belki kârlı olabilecek yaklaşı mlar ve girişimler bizim şirket kültürümüze çok uzak. Çünkü uzun dönemde değer yaratmayan, çözüm yaratmayan hiçbir girişimin yine uzun dönemde başarılı olamayacağına inanıyoruz. Daha 1972 yılında, şirket kurucumuzun torunu ve o dönemdeki CEO’muz Dr. Konrad Henkel, “İnanı yorum ki bir girişimcinin yalnızca kârı nı artırmaya ve şirket sağlığına odaklandığı zamanlar artık geride kaldı!” diyerek sürdürülebilirliliğin ve sosyal sorumluluk anlayışının önemine işaret ediyordu.
Bu çerçevede bugünün koşulları ne kadar güç olursa olsun, Henkel uzun dönemli hedeflerine ve konumlanması na aykırı hiçbir eylem ve konumlanmada bulunmamak konusunda kararlı dır. Zira Henkel olarak, Sürdürülebilirliğ i bir “Halkla İlişkiler” projesi ya da moda akımı olarak değil, vizyonunu yaşama geçirebilmek için iş yapış biçimimizde olması gereken olmazsa olmaz bir anlayış olarak görüyoruz.
İnovasyon Henkel açısından büyük önem taşıyor. Yıllık satışınızın dörtte birinin üç yıl içinde piyasaya sürülen yeni ürünlerle gerçekleştiğini, bunu yüzde 30’a çıkarmayı hedeflediğinizi söylüyorsunuz. İnovasyon ile sürdürülebilirlik bağını nasıl kuruyorsunuz?
Kurulduğu günden bu yana Henkel, araştırma ve geliştirmeye en çok yatı rım yapan şirketlerden biri. fiirketin ilk inovatörü ise şirketin kurucusu Fritz Henkel. Fritz Henkel, dünyadaki ilk kendiliğinden etkili çamaşır deterjanı nı üretiyor ve bu etkili deterjan ilk defa paketler içinde satılıyor.
Henkel’in kurumsal değerlerinden bir tanesi de “Yenilikçilik.” Bu bağlamda Henkel, zaten geçmişinde olan inovasyon kültürünü geleceğe de taşımak için 2006 yılında inovasyon çalışmaları nı başlattı ve 2006-2009’u “İnovasyon Yılları” ilan etti. Henkel’in 130. yı lına gelen 2006 yılında tüm dünyadaki çalışanlarından toplam 130.000 yeni fikir üretmelerini istedi. Henkel, 2008 yılından itibaren satış gelirinin yüzde 30’unu üç yıldan genç ürünlerden elde etmeyi hedefliyor.
İnovasyon ve sürdürülebilirlik Henkel için birbirinden ayrılmaz parçalar. Çünkü geliştirilen her yeni ürün, sürdürülebilirlikle ilgili belirlediğimiz beş odak alandan en az bir tanesine katkı da bulunmak zorunda. Bu beş odak alan şöyle sıralanabilir: Enerji ve iklim; su ve atık su; sağlık ve güvenlik; sosyal ilerleme; malzemeler ve atık.
Faaliyetleriniz ve ürünlerinizi çevre sorunları açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
130 yılı aşkın süredir insana ve çevreye saygılı, üstün kaliteli markalar yaratı yoruz. Ürünlerimizi iyi koşullar altı nda, olabildiğince az su ve enerji kullanarak üretiyoruz. Kullanıldığında, evlerdeki kaynak sarfiyatını en aza indiren ürünlerimiz yüksek performansa sahip ve çevre ile uyumludur. Sürdürülebilirlikle ilgili olarak, biraz önce belirttiğimiz gibi beş odak alan belirledik ve her yeni ürünümüzün bu beş alandan en az birine katkıda bulunacağı nı taahhüt ediyoruz.
2012 yılına kadar, enerjide yüzde 15 ve suda yüzde 10 tasarruf etmeyi amaçlıyoruz. Bu çerçevede Türk Henkel’in Gebze’de bulunan üretim tesisinde hayata geçirilen Enerji Tasarrufu Projesi, ilk kez 2007 Mart ayında uygulanmaya başlandı. Proje, Henkel Gebze fabrikasında, hem ofis hem de üretimde çalışanların katılımı ile gerçekleştirildi. Bu bilincin oluşturulması, projenin sahiplenilmesinin sağlanması ve bu sürecin/projenin tabana yayılması hedeflenerek proje grupları ve ekipler oluşturuldu. Bir enerji koordinatörü ve ona bağlı proje lideri atandı, eğitimler verildi. Grup liderleri ile düzenli toplantılar yapıldı ve bu toplantı larda yeni öneri ve projeler dile getirildi. Böylece Gebze fabrikasında bulunan tüm çalışanlar yaratıcı fikirlerle ve katılımlarıyla Henkel’in sürdürülebilirliğ ine de katkıda bulundu. Bu proje hem Henkel’in sosyal sorumluluğu ve sürdürülebilir gelişmeye olan katkısı, hem de yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesi açısından önemli ve örnek bir çalışma oldu. Üretim süreçlerinin yanı sıra ürünlerimiz de sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor. Ürünlerimizi iyi çalışma koşulları altında, olabildiğince az su ve enerji kullanarak üretiyoruz. Kullanıldığı nda evlerdeki sarfiyatı en aza indiren ürünlerimiz, yüksek performansa sahip ve çevre ile uyumludur.
Henkel Yönetim Kurulu Başkanı Kasper Rorsted şöyle diyor: “Hedefimiz Henkel’i endüstriyel müşterilerimiz, perakendeciler ve tüketiciler için lider pozisyonda sürdürülebilirlik ortağı haline getirmektir.” Bu hedefle ilgili ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Henkel olarak amacımız, yeni bir ürünümüzle tüketicilere yalnız mükemmel performans sunmak değil, aynı zamanda sürdürülebilir gelişime de katkıda bulunmaktır. Biz bu kombinasyona “Sürdürülebilirliğe Dayalı Performans” adını veriyoruz. Tüketicilerin birer sürdürülebilirlik ortağı olmaları için öncelikle bu konuda bilgilenlemeleri gerekiyor. Ev bakım ürünlerimizin ambalajlarında yer alan “Henkel kalitesiyle” ibaresini değiştirerek ve “Kalite ve Sorumluluk” ibaresini ekleyerek önemli bir taahhütte bulunuyoruz. Ürünlerimizi olabildi ğince az su ve enerji kullanarak uygun çalışma şartları altında ürettiğimizi belirttik. Böylece tüketicilerimizin dikkatini “sorumluluk” boyutuna da çekmeyi hedefliyoruz. Ürün seçiminde sürdürülebilirliği de bir ölçüt olarak görmelerini istiyoruz. Ayrıca müşteri ilişkileri programımız ile her iki taraf için de fayda sağlayacak ortak projeler üzerinde çalışıyoruz. Kazandırarak, kazanç sağlamaya çalışıyoruz.
Sürdürülebilir Ürünler ve Teknolojiler başlığı altında bir Henkel Evi var. Nasıl bir ev bu? Normal evlerden farkı ne?
Henkel Evi, ortalama bir evdeki Henkel ürünlerini ve kullanım alanlarını gösteriyor. Bu evin diğer evlerden farkı, içindeki ürünlerin her birinin sürdürülebilir gelişmeye katkıda bulunacak biçimde üretilmesi. Henkel Evi’nde sürdürülebilir gelişme, markalı ürünlerde hammaddelerin seçimiyle başlar, üretim, dağıtım ve tüketici iletişimini içerir, kullanım evresini ve bertaraf etme hususunu da dikkate alarak, bütün değerler zincirini kuşatır.

Henkel’in çevreci ürün ve üretim süreçleri

  1. Persil Cold Aktif: Düşük çamaşır yıkama sıcaklığı enerji tasarrufu sağlıyor. Kumaşlar ve renklerin korunmasını sağladığı gibi çevrenin de korunmasına katkıda bulunuyor. Çamaşırların 30 derece sıcaklıkta mükemmel bir şekilde yıkanabilmesi için Henkel Persil Cold Aktif’i geliştirdi. Henkel’in çamaşır deterjanları geliştiricileri, daha az dozajla ve düşük yıkama ısısıyla da yüksek temizleme performansını bir arada sunmak için çalışıyor. Örneğin Persil, fosfat içermiyor, çevre tarafından kısa sürede tolare ediliyor ve su doğal kaynaklarını koruyor. Ayrıca Persil ve Tursil Türkiye’nin ilk konsantrematik çamaşır deterjanlarıdır.
  2. Pritt Stick: Dünyanın ilk stick yapıştırıcısı Pritt Stick yaratıldığı 1969 yılından bu yana solvent içermemektedir. 2000 yılında Pritt Stick’in formülü şu anda ağırlığının yüzde 90’ını oluşturan yenilenebilir hammadde bazlı olarak değiştirilmiştir.
    TecTalis teknolojisi ile sürdürülebilir metal ön işleme süreçleri: Henkel’in Bonderite markası, ağırlıklı olarak beyaz eşya ve otomotiv sektöründe metallerin kaplanması için geliştirdiği TecTalis Teknolojisi sayesinde çevre korumaya önemli ölçüde katkıda bulunuluyor. Türk Otomotiv sektöründe metal kaplama işlemi sırasında 2,400,000 kg fosfat kimyasalı tüketiliyor. Ancak TecTalis kullanımı sayesinde fosfat çamuru oluşmuyor ve çamur imha işlemine gerek kalmıyor.
  3. Su arıtma ve atık su: TecTalis teknolojisinde ağır metaller içermeyen su kullanılıyor ve bu sayede arıtma işleminde yüzde 25 oranında azalma sağlanıyor
  4. Enerji: TecTalis prosesinde kaplama banyosunun ısıtılması söz konusu olmadığı için ciddi ölçüde enerji tasarrufu sağlanıyor.
  5. Atık: TecTalis kullanımıyla birlikte çevresel atık neredeyse tamamen yok oluyor.

About Post Author