Danışmanlık firması EY, Kasım 2015’te “Yatırım Kuralları 2.0: Finansal Olmayan ve Çevresel, Sosyal ve Yönetişim Raporlaması Trendleri” (Investment Rules 2.0: Nonfinancial and Environmental, Social and Governance (ESG) Reporting Trends) adlı küresel kurumsal yatırımcı anket çalışmasının 2015 versiyonunu yayımladı. Bu yıl ikincisi yayımlanan çalışma için 200’den fazla kurumsal yatırımcı ile görüşülmüş. Rapora göre, yatırımcılar gün geçtikçe, şirketler hakkında öngörü ve değerleme yapmak için finansal olmayan bilgilere daha çok önem veriyor. Fakat buna rağmen, birçok kurum hâlâ çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik performanslarını raporlamada zayıflar ve bu nedenle yatırımcıların beklentilerini karşılayamıyorlar.
Raporda öne çıkan bazı bulgular şöyle:
- Yatırımcıların %80’i finansal olmayan performansın raporlanmasını zaruri görüyor.
- Yatırımcıların %60’ından fazlası, yayımlanan raporlarda çevresel, sosyal ve yönetişim riskleri gibi ihtiyaç duydukları bilgilere yeterince yer verilmediğini düşünüyor.
- Yatırımcıların %76’sı geçmişindeki zayıf çevresel performansı veya riski raporlayan bir şirkete yatırımı tekrar değerlendireceklerini belirtiyor.
- Yatırımcıların %73’ü tedarik zincirindeki riskleri raporlamayan bir şirkete yatırımı tekrar değerlendireceklerini belirtiyor.
- Yatırımcıların %41’i kısa, orta ve uzun vadede değer yaratma stratejilerini gösteremeyen bir şirkete yatırımı, anında olumsuz değerlendireceklerini belirtiyor.
Raporda finansal olmayan raporlama yapacak kuruluşların yatırımcıların beklentilerini karşılamaları için öneriler de yer alıyor.
Kaynak: https://www.ey.com/Publication/vwLUAssets/EY-tomorrows-investment-rules-2/$FILE/ EY-tomorrows-investment-rules- 2.0.pdf
Küresel Sürdürülebilirlik Raporları Veritabanı
GRI (Global Reporting Intitiative – Küresel Raporlama Girişimi), web ortamında ücretsiz olarak yayınladığı “Sürdürülebilirlik Saydamlık Veritabanı”nı (Sustainability Disclosure Database) yeni özellikler ekleyerek Kasım 2015’te kamuoyuna açtı. Veritabanı, 8.559 kuruma ait ve içlerinden 21 bin 501 tanesi GRI bazlı olan toplam 29 bin 795 sürdürülebilirlik raporunu barındırıyor. Bu gelişmiş web uygulaması, GRI tarafından yıllardır süren veri toplama çalışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Bu sene eklenen yenilikler arasında bölge, sektör ve rapor tipine göre gelişmiş arama özellikleri, raporu yayınlayan kuruma ait bilgiler, raporların PDF versiyonları ve çeşitli filtreler bulunuyor. Ayrıca, benchmark özelliği, kullanıcıların raporları seviyeleri açısından birbirleriyle karşılaştırmalarına olanak sağlıyor. Veritabanının daha kolay kullanılması için de, raporların metaverilerinin bulunduğu ve aylık güncellenen excel dosyaları yine aynı sayfadan indirilebiliyor.
Veritabanında ülkemizde yayınlanan GRI G4 seviyesindeki raporları arattığımızda, 27 farklı kurumdan son iki yıl içinde yayınlanmış toplam 31 rapor listeleniyor.
Kaynak: https://database.globalreporting.org
Avrupa’nın Önündeki Geridönüşüm Fırsatı
Uluslararası danışmanlık firması McKinsey, Eylül 2015’te yayınladığı “İçerden Büyüme: Rekabetçi bir Avrupa için Döngüsel Ekonomi Vizyonu” (Growth within: A circular economy vision for a competitive Europe) raporu ile Avrupa’nın önündeki çevresel ve ekonomik fırsatları ortaya koydu.
Geçtiğimiz yüzyılda, Avrupa’nın ekonomisi büyük refah yarattı. Bu başarının bir kısmı, kaynak verimliliğindeki sürekli iyileşmeler sebebiyleydi. Fakat buna rağmen, kaynak verimliliği halen bir refah, rekabetçilik ve yenileşme kaynağı olarak kullanılmıyor.
McKinsey’in bu raporu, teknolojik gelişmelerin ışığında döngüsel ekonominin, yani klasik üretim-tüketim-imha ekonomisi yerine dönüşüm-geridönüşüm bazlı ekonominin, Avrupa’nın kaynak verimliliğini yılda %3 oranında artırmasının mümkün olduğunu kanıtlıyor. Bu sayede, ilk-kaynak faydasının 2030 itibarıyla yılda 0,6 trilyon euro’yu bulması bekleniyor. Kaynak harici ve dışsal faydalar da eklendiğinde, toplam faydanın yılda 1,8 trilyon euro’ya ulaşması öngörülüyor. Bu seviyede bir fayda, GSMH’da %7 oranında bir artış sağlıyor.
2012 yılı verisine göre, ortalama bir Avrupa vatandaşı yıllık 16 ton materyal kullanıyor ve materyalleri ortalama sadece bir kez kullanıyor; yani tekrar kullanmıyor veya geri dönüştürmüyor. Kullanımı biten materyallerin sadece %40’ı geridönüşüme gidiyor; kalan %60’ı toprak altına gömülüyor. Değer olarak bakıldığında, bir daha kullanılmayan materyal ve enerji, toplam materyal ve enerjinin %95’ini oluşturuyor. Yani geridönüşümde sadece %5 oranında bir değer kurtarılıyor.
Raporda verilen çarpıcı örneklerden biri de, ortalama bir Avrupalının arabasının zamanın %92’sinde park halinde olması; yani kullanılmaması. Avrupa’da gıdanın da %31’i değer zincirinin herhangi bir yerinde çöp oluyor. Ortalama bir Avrupa ofis alanı ise zamanın sadece %35’inde kullanılıyor. Avrupa’da binalar dışında üretilen malzemelerin ömrü ortalama sadece dokuz sene.
Halihazırda son derece kaynak bağımlısı olan Avrupa’nın döngüsel ekonomiye geçmesi için gerekli teknolojiler ve diğer materyal ihtiyaçların dışında en önemli şart politikaların oluşturulması.
Kaynak: https://www.mckinsey.com/~/media/mckinsey/dotcom/ insights/sustainability/europes%20circular-economy%20opportunity/growth_within.ashx
Küresel Sürdürülebilirlik Liderleri
GlobeScan adlı araştırma kuruluşu ve SustainAbility adlı düşünce kuruluşu tarafından her yıl yayınlanan sürdürülebilirlik anket çalışmasının son versiyonu “İklim Anketi 2015” (The Climate Survey 2015) adı ile Kasım 2015’te yayımlandı. Bu yıl 69 ülkeden 624 sürdürülebilirlik uzmanının yanıtladığı ankete göre, teknoloji ve tüketici ürünleri şirketleri iklim değişikliği ile mücadele konusunda liderlik ediyor.
Bu seneki sonuçlar, 2009 yılında petrol firmalarının öne çıktığı sonuçlara göre oldukça farklılık gösteriyor. Bu yılki sıralamada Unilever birinci olurken, onu sırasıyla elektrikli araç üreticisi Tesla, İsveçli mobilyacı IKEA, Google, General Electric ve Walmart firmaları takip ediyor. Bu yıl öne çıkan firmaların yenilenebilir enerjiye ve düşük karbonlu sistemlere yatırım yapan ve bu girişimlerini küresel arenada duyuran firmalar olduğu belirtiliyor.
Raporda öne çıkan diğer bulgular şöyle:
– Yenilenebilir enerji ve teknolojik inovasyona yapılan yatırımlar, şirketlerin iklim değişikliği ile mücadele kapsamında akla gelen uygulamalarından en önemlileri.
– Küresel ölçekte iklim değişikliği ile mücadele konusunda en etkili araç olarak fosil yakıtlara uygulanan sübvansiyonun kaldırılması gibi ekonomik yaptırımlar görülüyor.
– Diğer araçlar ise düzenlemeler ve halkın eğitimi gibi davranışsal yaklaşımlar olarak belirtiliyor.
Kaynak: https://www.globescan.com/ component/edocman/?view=document&id=2 13&Itemid=591