Bilim insanları hayvan yemleri üzerindeki yeni araştırmaların su ve kara hayvancılığını daha sürdürülebilir kılacağını umut ediyor.
YAZI: Donna LU
ÇEVİRİ: Eren BALTAŞ
Yeni bir araştırmaya göre, tavuk ve somon balığı yetiştiriciliği yapılan çiftliklerin çevreye verdiği zararların çoğu kullandıkları yemden kaynaklanıyor.
Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, tavuklara ve somon balıklarına verilen hayvan yemleri, sektörde kendi kategorilerinde çevreye verilen zararın sırasıyla %78 ve %69’undan sorumlu.
Bilim insanları tavuk ve somon yetiştiriciliği sektörlerinin seragazı emisyonları, besin kirliliği, kara ve okyanuslara verilen zararlar ve temiz su kullanımı gibi çeşitli alanlardaki etkilerini incelediler.
Araştırmacılar, “seragazı emisyonları konusunda iki sektör de benzer şablonlar gösteriyor; öyle ki, emisyonların toplam %55’inden fazlası yemlenme aktivitelerinden kaynaklanıyor” dedi.
Araştırmanın öncülerinden Griffith Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Caitie Kuempel, tavuk ve somon balığının biftek gibi diğer endüstrilerden daha çevre dostu olduğunun bilinmesine rağmen, yarattıkları ayakizinin boyutu karşısında şaşırdığını açıkladı.
Tavuk yetiştiriciliği endüstrisinin kullandığı alanın somon balığına kıyasla 9 kat daha fazla olduğu (924,000 kilometrekareye karşılık 103,500 kilometrekare), ayrıca tavuk endüstrisinde 55 kat daha fazla üretim yapıldığı açıklandı.
Araştırma ayrıca iki endüstrinin çevreye verdikleri zararlar arasında %85.5 oranında bir örtüşme tespit etti. Bunun ana nedeni ise benzer yem çeşitlerinin kullanımı.
Balık yağı ve balık yemi gibi ihtiyaçlarının yanı sıra, somon endüstrisi karalarda yıllık hasat edilen ekinin yaklaşık 2.3 milyon tonunu da kullanıyor. Bu miktarın çoğunu yağ içeren bitkiler, soya fasulyesi ve buğday oluşturuyor. Kümes hayvancılığı endüstrisinin ana besin kaynağını da aynı şekilde kara ekinleri oluşturuyor, buna karşın tavuklar genellikle balık yağı ve balık yemleriyle de besleniyor.
ABD, Brezilya ve Çin tavuk ve tavuk yemi endüstrilerindeki en büyük üreticilerken, somon yeminin dünyadaki en büyük üreticileri ise Peru, Norveç ve Şili olarak karşımıza çıkıyor.
Araştırmacıların altını çizdiği üzere, balık yemi fiyatlarında gelecekte beklenen artış, özellikle değişen beslenme alışkanlıkları ve tüketici tercihleri de göz önüne alındığında, sektörlerdeki talebe oranlandığında hâlâ bu yem çeşitlerini kullanmanın sürdürülebilir olup olmadığı sorusunu ortaya çıkartacak.
Kuempel, “Gıda, çevre konusunda dünyadaki en önemli faktörlerden birisi ve hepimiz neler yediğimiz konusunda daha dikkatli olmaya çalışıyoruz” dedi ve şöyle devam etti “Yemlenmesi gereken herhangi bir şeyin çevresel ayakizi, yem gerektirmeyenlere göre daha yüksek olacaktır. Pek çok çalışma vejetaryen veya vegan beslenmenin bu konuda en iyi seçenekler olduğunu, ayrıca bazı kabuklu deniz canlıları gibi yemlenmeden yetiştirilen ürünlerin tüketiminin uzun vadede çevreye daha az zararı olacağını gösteriyor.”
Bilim insanları yeni hayvan yemi çeşitlerine yönelik araştırmaların –örneğin, mikroalgler ve böcekler üzerindeki araştırmaların– balık yemi ve yağına duyulan ihtiyacı azaltarak sektörü daha sürdürülebilir kılacağını umut ediyor.
Kuempel, “Özellikle somon balığının yüksek segment bir ürün olmasından kaynaklı, daha çok o sektördekiler yem konusunda potansiyel alternatifler arıyorlar. Böylece harcanan yem ve elde edilen ürün oranını daha verimli bir hale getirilebilecekler” dedi.