2023 yılında küresel enerji sistemine 560 GW’tan fazla yeni yenilenebilir enerji kapasitesi eklenerek rekor bir büyüme kaydedildi. Ancak bu büyüme ülkeler arasında eşit dağılmadı…
İklim değişikliğiyle mücadelenin ayrılmaz bir parçası olan temiz enerjiye geçiş için farkındalık oluşturmak ve harekete geçmeyi teşvik amacıyla, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 2023 yılında 26 Ocak tarihini “Uluslararası Temiz Enerji Günü” olarak ilan etti.
26 Ocak aynı zamanda 2009 yılında ülkeleri temiz enerjiye geçişlerinde desteklemek, uluslararası işbirliği için bir platform sağlamak ve temiz enerji teknolojisi, yenilik, politika, finans ve yatırım konularında veri ve analiz sunmak amacıyla kurulan Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) da kuruluş tarihi.
Karar tasarısı, 2030 yılına kadar yenilenebilir ve temiz enerji payının artırılması gerektiğine vurgu yaparken, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar) bağlamında sürdürülen çabalara katkıya odaklanıyor ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı sonlandırarak temiz enerjiye adil bir geçişi öngörüyor.
Yenilenebilir Enerjiye Yatırım Fosil Yakıtların İki Katına Çıktı
Temiz enerji; üretim ve kullanımları boyunca son derece az seragazı emisyonu üreten veya hiç üretmeyen, asgari düzeyde çevresel etkiye sahip enerji kaynaklarını kapsıyor. Bu enerji türü, sosyoekonomik kalkınma ve çevresel sürdürülebilirlik arasındaki bağlantının yanı sıra küresel ölçekte savunmasız toplulukların karşı karşıya olduğu zorlukların üstesinden gelme açısından da son derece önemli.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan ve iklim krizine yönelik acil uyarılar içeren “Dünya Enerji Görünümü 2024” raporu, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmaya giden yolun giderek daraldığına dikkat çekiyor. Bununla birlikte hükümetlerin fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş planlarını hızla uygulamaya koymalarının gerektiğinin de altını çiziyor. Raporda 2023 yılında enerji sistemine 560 GW’tan fazla yeni yenilenebilir enerji kapasitesi eklenerek rekor bir büyüme kaydedildiği vurgulanıyor. Ancak bu büyümenin dünya genelindeki dağılımının teknolojiler ve ülkeler arasında eşit olmaktan uzak olduğu da ifade ediliyor.
Rapora göre, temiz enerji projelerine yapılan yatırım akışı her yıl 2 trilyon dolara yaklaşıyor ve bu rakam, yeni petrol, gaz ve kömür arzı için harcanan miktarın neredeyse iki katı anlamına geliyor. Yenilenebilir elektrik kullanımı, 2015-2021 yılları arasında neredeyse yarı yarıya artarken, bu artışın büyük kısmı rüzgar ve güneş enerjisi santrallarının artan kurulumları ile sağlandı ve yenilenebilir enerjilerin toplam elektrik tüketimindeki payını %28,2’ye yükseltti.
Yenilenebilir enerjiye dayalı üretim kapasitesi artmaya devam etti. 2022’de, küresel olarak kişi başına 424 watt’a ulaşılırken, bu miktar gelişmiş ülkelerde kişi başına 1.073 watt, gelişmekte olan ülkelerde ise 293 watt olarak seyretti. 2010-2021 yılları arasında, Birleşik Krallık ve Endonezya, modern yenilenebilir enerji kullanımında en büyük ilerlemeyi kaydederken, bu ülkeleri sırasıyla Çin, Hindistan ve Almanya takip etti.
2010-2021 yılları arasında, en büyük enerji arzına sahip 20 ülkeden 14’ü, önceki 10 yıla kıyasla enerji yoğunluğu iyileştirme hızlarını artırdı. Rapora göre aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, Meksika, Fransa, Endonezya, Japonya, ve İtalya 1990-2010 dönemiyle karşılaştırıldığında, 2010-2021 döneminde iyileşme oranlarını iki katından fazla artırdı.
Türkiye’de Kurulu Yenilenebilir Enerji Gücü 70 bin MW’a Dayandı
Türkiye’nin enerji üretiminde ise temiz ve yenilenebilir kaynakların etkisi artmaya devam etti. Türkiye’de Ocak-Ağustos 2024 döneminde elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı %62,8’e ulaşarak önemli bir büyüme kaydetti.
Aralık 2024 verilerine göre de Türkiye’de toplam güneş enerji kurulu gücü 19.590 MW’a ulaştı. Rüzgar enerji kurulu gücü 12.576 MW seviyesine yükselirken, jeotermal kurulu gücü 1.728 MW, biyokütle kurulu gücü de 2.125 MW oldu. Toplam yenilenebilir kurulu gücü ise 68.222 MW’a yükseldi.