Torba yasa, maden şirketlerine ruhsat alanları dışında tesis kurmalarını sağlıyor.
Elektrik Enerjisi Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi Komisyonu’nda görüşüldü. Teklifin önümüzdeki günlerde Genel Kurula getirilmesi bekleniyor. Ekoloji Birliği’nin yayınladığı basın açıklamasına göre, teklifin hazırlık aşamasında Elektrik Mühendisleri Odası, Maden Mühendisleri Odası, Petrol Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası gibi meslek odalarının ve ekoloji örgütlerinin görüşü alınmadı. Komisyon toplantısına ise ilgili kamu kurumları yanında TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, Madenciler Derneği, RES Üreticileri Derneği gibi sektör şirketlerinin 13 örgütü davet edildi. EMO ve Maden Mühendisleri Odası ancak muhalefet milletvekillerinin ısrarı sonucu komisyona son dakikada kabul edildi. Ekoloji örgütlerinin katılımı ise pandemi gerekçesi ile engellendi.
Basın açıklamasında kanun teklifinin, torba yasa mantığı ile hazırlanan ancak aslında enerji piyasasını yeniden düzenleyen temel bir kanun niteliğinde olduğu belirtilirken teklif ile 21 dağıtım şirketine, YEKDEM’den faydalanan 818 enerji üretim tesisi sahibine, 1722 enerji üretim tesisine ve çok sayıda maden şirketine avantaj sağlanmakta olduğu bildirildi. Açıklamada, teklifle ilgili olarak öne çıkan başlıklar şu şekilde yer alıyor:
- Maden şirketlerinin ruhsat alanı dışında da tesis kurmaları sağlanıyor.
- Maden şirketlerinden çeşitli işlemlerinde istenen borcu yoktur yazısı istenmeyerek, kamu alacaklarının takibinden vazgeçiliyor.
- Havaya kimyasal ve zehirli gaz salan, atık lastiklerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan ürünleri, orman ürünlerini ve çöpü yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle santrallarının önü daha da açılıyor.
- Bugüne kadar güç sınırı olmaması nedeniyle sayısı oldukça fazla şirkete destek sağladığı bilinen ve şirketlere sermaye aktaran “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM)” kapsamı daha da fazla genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının daha da artmasına neden olunuyor.
- Cumhurbaşkanı izni ile, BOTAŞ, TPAO gibi kurumlar tarafından daha önce yurtdışında kurulmuş olan şirketlere, T.C. Kanunlarından muaf olmak üzere, yurtdışı için çalışmak amacıyla yurt içinde de enerji şirketleri kurmaları sağlanıyor.
- Enerji üretim tesisleri için gereken taşınmazlar daha önce Maliye Bakanlığı tarafından kamulaştırılırken ve kamu yararı kararı alınması gerekirken, yetki EPDK’ya veriliyor, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak olanağı sağlanıyor.
- Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor.
- Yerellerde yaşayanların itirazlarına rağmen yapımı sürdürülmeye devam eden HES’ler, JES’ler ve RES’lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor.
- Jeotermal alanların ihale bedellerinin taksitlendirilmesi sağlanarak JES’lerin sayıca daha fazla artmasının önü açılıyor.
Basın açıklamasında ayrıca Türkiye’deki verilere değiniliyor. “EPDK verilerine göre Türkiye’nin 2020 Nisan ayı sonu itibarıyla kurulu gücü 91 bin 564 MW’dır. Enerji işleri Genel Müdürlüğü verilerine göre ise en yüksek puant talebi Ağustos 2019 itibarıyla 45 bin 374 MW olarak gerçekleşmiştir. Yani Türkiye’nin, 2020 Nisan ayı itibarıyla %102’ler oranında yedek kurulu gücü vardır. Yedek gücün %20-25 arası olması yeterli olduğu göz önünde bulundurulursa enerji yatırımlarında ciddi bir planlamaya ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor. Adil dönüşümle fosil yakıtlardan kurtulmayı öngören, ekolojik sistemi gözeten, halkın gerçek ihtiyacına uygun ve enerji kooperatiflerinin yer aldığı bilimsel bir enerji politikasına ihtiyaç vardır.”