Canımız dünyamızda bir kısmımız açlık, susuzluk, savaşlar, biber gazları ya da ebola gibi salgın hastalıklarla uğraşırken, bir diğer kısmımız obeziteyle mücadele ediyor. Anlayacağınız kimsenin huzuru yok. 18 Eylül tarihli “Büyüme dönemindeki çocukların obezitesi trafik kirliliğiyle bağlantılı” (Childhood obesity linked to traffic pollution) başlıklı makale, Kaliforniya’da yapılan bir çalışmadan bahsediyor.
Makalede yer alan bilgiye göre; daha önce obezitenin çevreyle olan ilişkisini gösterebilmek için yapılan bir çalışmada, trafiğin yoğun olduğu yerlerde yaşayan çocukların beden kitle endekslerinin daha yüksek olduğu sonucuna zaten ulaşılmış. İşte Kaliforniya’da 4 bin 550 çocuğun dahil edildiği ve dört yıl süren çalışma da “Bu durum, belki de trafiğin yoğun olduğu yerlerde yürüyüş yapmaktan ya da bisiklete binmekten korkan anne babaların davranışlarının sonuçlarıdır, çocuklar bu nedenle daha az hareket ediyorlardır” fikrinden yola çıkarak yapılmış. Fiziksel aktivite seviyesi, sağlık, beslenme, fakirlik düzeyi, parklara ve yiyecek mekanlarına ulaşılabilirlik gibi 50 etkenin hesaba katıldığı çalışmada, her çocuğun evine yakın yerlerin trafik ve kirlilik seviyesi bilgilerine de yer verilmiş ve istatistiksel model kullanılarak bu etkenlerin beden kitle endeksi üzerindeki etkisi incelenmiş.
Çalışma başladığında 5-7 yaşlarında olan çocukların ortalama beden kitle endeksleri 16,79 iken, dört yıl sonra 2,6 birim artarak endeks ortalamaları 19,35’e ulaşmış; çocukların %15’inin obez, %14,4’ünün fazla kilolu olduğu gözlemlenmiş. 10 yaşındaki çocuklarda, beden kitle endeksinin en yüksek ve en düşük olduğu %10’luk iki grupta yer alanlar için 2,6 birimlik beden kitle endeksi artışında, trafiğin payının 0,4 birim olduğu ortaya çıkmış. Aslında çalışma başladığında bu iki grubun beden kitle endekslerinde aralarında kirlilik etkisi açısından büyük bir fark yokmuş; yani aslında etki, çocuklar büyüdükçe birikmiş.
Makalede kanser, diyabet, kalp hastalığı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açan obezitenin çevreyle de ilişkisi olduğu teoremini desteklemek adına hayvanlar üzerinde yapılan bir deneye de yer verilmiş. Aynı şekilde beslenen laboratuvar farelerinden hava kirliliğine maruz kalan, temiz hava soluyandan daha şişman oluyormuş. Dünyada sürekli kendi huzurumuzu bozduğumuz yetmiyor, kendi yarattığımız sorunlar için hayvanların da huzurunu bozup duruyoruz. Umalım da laboratuvar faresi aldığı kiloları verebilsin. Tabii tüm bunlar obezitenin ne denli korkunç bir hastalık olduğu ve kötü beslenmeyle trafiğin bütün kötülüklerin anası oldukları gerçeklerini değiştirmiyor. Kötülüklerin babası mı kim? Tabii ki de birbirini öldüren, birbirine zulüm eden, şu koca dünyaya sığamayan insanlık.
Science for Environment Policy
Trafiğin Sebep Olmadığı Bir Obezite Kalmıştı
Trafik obeziteye sebep olur mu?
Sorunun yanıtı, “Çevre Politikası için Bilim” (Science for Environment Policy) adlı kurumun yayınladığı makalede. Değerli dostumuz Fatma Gül Altındağ’ın derlemesi ve yorumlarıyla…