Daha Mayıs ayındaki Soma faciasının acısı yüreklerde dinmemişken, beş ay sonra bu defa Ermenek’teki kömür ocağında sular altında kalan 18 vatandaşımız için yas tuttuk. Allah hepsine rahmet eylesin.
Senelerdir bize “Kömür yerli ve ucuz kaynak” dendi. Neden ucuz olduğunun her fırsatta en az onlarca cana mal olarak hatırlatılmasından biz yorulduk; sıkıldık.
Güneş de yerli, rüzgar da… Etrafımız, bertaraf olurken enerji üretecek “yerli” atık kaynıyor. Yerin altındaki magma da yerli (jeotermal kaynak). Ama gelin görün ki WWF’in “Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü” raporlarında devletin kömüre verdiği dolaylı desteğin, tüm gelirlerinin %1,9’u olduğu belirtiliyor. Kömür hani ucuzdu? Biz daha ne yazalım? Yazmayalım o zaman, bakalım dünyanın başka yerlerinde neler olmuş, nereden nereye gelinmiş…
Senem Gençer
www.facebook.com/
www.twitter.com/altenerji
www.linkedin.com/altenerji
ABD’nin Yeşil Enerji Hamlesi
Amerika Birleşik Devletleri’nde 2013 yılında güneş enerjisi kurulumları, bir önceki seneye göre % 27 artış gösterdi. Konutlarda, kurulumlar ise %52 artarak rekor düzeye erişti. Yılın üçüncü çeyreğinde ABD’de 930 MW kurulu gücünde güneş enerjisi paneli kuruldu. Bu rakam, güneş enerjisinin konutlarda gelişiminde bir dünya rekoru oldu. 2016 yılına kadar ABD’de toplam 400.000 güneş enerjisi projesinin daha hayata geçirilmesinin beklendiği ABD’de bu tarihten sonra yönetim, yeşil özgüven kazandı. Halihazırdaki durum ise Haziran 2014’te BBC’de yayımlanan şu haberde özetleniyor: ABD’de Çevre Koruma Ajansı EPA, ABD’deki bazı termik santralların 2013’e kadar kapanmasını şart koşmuştu. Obama’nın açıklayacağı planın ülkedeki 1600 termik santralın yarattığı karbon kirliliğini 2030 yılına kadar %30 oranında azaltmasını hedeflediği belirtildi. FBR Capital Markets adlı yatırım bankası tarafından hazırlanan çalışmada bu gelişmeler ışığında, ülkedeki toplam kurulu güçleri 45 GW düzeyinde olan termik santralın kapanmasını gerektirdiği belirtildi.
Nükleersiz Japonya Yeşilde Hızlı İlerliyor
2013’ün Eylül ayında Japonya’nın batı kenti Ohi’deki 4 numaralı reaktörün elektrik üretimine son verildi. O tarihte açıklama yapan uzmanlara göre, en erken Aralık ayına kadar nükleer santrallarını kapalı tutacak olan Japonya, 1960’lı yıllardan sonra ilk kez bu kadar uzun süre boyunca nükleer faaliyetleri durdurmuş olacaktı. Japonya’da 2011’de meydana gelen deprem ve tsunami felaketiyle Fukuşima nükleer santralında reaktörlerin erimesi nedeniyle halk nükleer güce karşı çıkıyordu. Deprem ve tsunami felaketi öncesi, nükleer santrallar Japonya’nın elektriğinin %30’unu üretiyordu. Japon Fotovoltaik Enerji Birliği, ülkedeki güneş paneli sevkiyatlarının 31 Mart 2013’te biten Japon mali yılından, bir önceki yıla göre %270’ten fazla artış gösterdiğini açıkladı. Birlik tarafından açıklanan verilere göre, bir önceki dönemde 1,404 MW olan toplam sevkiyat, bu dönemde 3,809 MW’a yükseldi.
Almanya’nın Yeşil Dönüşümü
2022 yılına kadar tüm nükleer santralları kapatma kararı alan Almanya, yenilenebilir enerjilerin toplam enerji arzı içinde payını artırarak nükleer enerjiyi ikame etmeyi hedefliyor. Hatırlayacağınız üzere, Mayıs 2011’de koalisyon hükümeti, Japonya’daki nükleer felaket sonrasında güvenlik kontrolleri amacıyla geçici olarak faaliyet dışı bırakılan sekiz nükleer reaktörü tümüyle kapatma kararı almıştı. Bir eski reaktör de 2013 yılına kadar enerji darboğazı ihtimaline karşı devreye girmek üzere hazır tutulacaktı. Öngörü ise diğer 6 nükleer reaktörün 2021 yılında, en yeni 3 reaktörün de 2022 yılı sonunda faaliyetlerine son vermesiydi. Büyük enerji şirketlerinden tahsil edilen nükleer yakıt vergisi ise yürürlükte kalacaktı. Peki Almanya, bu kararlardan sonra şimdiye kadar neler yaptı, ona bakalım. Mayıs 2014’te Bloomberg’de çıkan habere göre son durum şöyle: “2050 yılında elektrik enerjisinin %80’ini güneş ve rüzgardan elde etme hedefiyle enerjide dönüşüme giden Almanya’da 1 Mayıs günü ülke genelindeki elverişli hava koşulları sayesinde öğle saatlerinde güneş santrallarından yaklaşık 15 GW saati aşan katkı ile elektrik enerjisinin %27’sine yakını sağlandı. Rüzgar türbinleri ise 21 GWh’ın üzerindeki katkı ile elektrik enerjisinin yaklaşık %40’ını üreterek toplamda %67’lik bir üretime ulaşmayı başardı.”