EKOIQ
Her yıl 28 Eylül günü, “Dünya Yeşil Tüketici Günü” olarak kabul ediliyor. 2024 yılına ait bir analize göre, tüketiciler yaşam maliyeti ve enflasyon kaygılarına rağmen sürdürülebilir olarak üretilen veya kaynak sağlanan ürünler için ortalama %9,7 daha fazla harcamaya istekli. Tüketicilerin %85’i de günlük yaşamlarında iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini deneyimlediklerini ve sürdürülebilir uygulamalar içeren tüketimi öncelikle tercih ettiklerini dile getirdi.
Dünyanın kaynakları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Şayet küresel nüfus 2050 yılına kadar 9,8 milyara ulaşırsa mevcut yaşam tarzlarını sürdürebilmek için neredeyse üç gezegenin doğal kaynaklarına ihtiyaç duyulacak. Öte yandan sadece bir yılda yaklaşık 931 milyon ton gıda israf ediliyor ve küresel nüfusun büyük bir bölümü açlık çekiyor.
İsrafa dayalı tüketim alışkanlıklarının değişmesindeki gereklilik hiç olmadığı kadar öncelikli durumda. Bir yandan uluslararası camia ve hükümetler düzeyinde sürdürülebilir kalkınma üzerine önemli politik adımları atılması gerekirken, bireylerin de sürdürülebilir yaşam tarzları ve tüketici alışkanlıklarıyla çabalara dahil olması gerekiyor. Son yıllarda iklim krizi ve sürdürülebilirlik üzerine farkındalık arttıkça “sorumlu tüketici” ya da “yeşil tüketici” kavramı da yaygınlaşıyor. 28 Eylül günü de her yıl “Yeşil Tüketici Günü” olarak kabul ediliyor.
Tüm dünya genelinde düşünüldüğünde henüz etkisi çok düşük olsa da tüketici davranışlarında etik ve sürdürülebilir seçimler norm haline gelmeye başladı. Günümüzde her yıl daha fazla sayıda tüketici birer “yeşil tüketici”ye dönüşüyor. Atıklarını azaltan yeşil tüketiciler, satın aldıkları ürünler arasında mümkün olduğunca sürdürülebilirliğe uygun seçenekleri tercih ediyorlar. Gıda israfını ve plastik tüketimini azaltan yeşil tüketiciler; geridönüşüme uygun malzemelerden üretilmiş ürünleri seçerek alışverişlerini yerel kaynaklardan yapıyorlar.
Tüketicilerin %85’i Sürdürülebilirliği Önemsiyor
Küresel ölçekte faaliyet gösteren önemli bir danışmanlık şirketi olan PwC’nin yayımladığı “2024 Tüketici Sesleri Araştırması” da “yeşil tüketici” trendini gözler önüne serdi. Şirketin 31 ülkeden ve bölgeden 20 binden fazla tüketicinin görüşlerine dayanarak hazırladığı ankete göre, tüketicilerin yaklaşık %85’i günlük yaşamlarında iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini deneyimlediklerini ve sürdürülebilir uygulamalar içeren tüketimi öncelikle tercih ettiklerini belirtti. Araştırmada tüketiciler yaşam maliyeti ve enflasyon kaygılarına rağmen sürdürülebilir olarak üretilen veya kaynak sağlanan ürünler için ortalama %9,7 daha fazla harcamaya istekli olduklarını da ifade etti.
En Yüksek Harcama Artışı Gıdada Bekleniyor
Tüketicilerin üçte biri, enflasyonu önümüzdeki yıl tüketim alışkanlıklarına yönelik en büyük risk olarak gösterirken %62’si enflasyonun temel ürünlerin fiyatlarını artırması nedeniyle önümüzdeki altı ayda en yüksek harcama artışının gıda harcamalarında olacağını belirtti.
Yine aynı ankette tüketiciler hayata geçirdikleri bireysel önlemler arasında, %43’ü toplam tüketimlerini azaltma amacıyla daha dikkatli satın alımlar yapmayı, %32’si farklı gıdalar tüketmeyi, %31’i daha az sayıda veya farklı yerlere seyahat etmeyi ve %24’ü de elektrikli araç satın almayı ya da almayı planlamayı sıraladı.
Tüketicilere dair bir diğer bulgu da, üreticilerin sürdürülebilirlik uygulamalarını değerlendirirken somut özelliklere bakmaları oldu. Bu anlamda %40’ı üretim yöntemleri ve geridönüşüme, %38’i çevre dostu ambalaja ve %34’ü de doğa koruma üzerindeki olumlu etkiye baktıklarını dile getirdi.
