Dijital sanatın öncülerinden Refik Anadol tarafından hayata geçirilen “Büyük Doğa Modeli: Türkiye” projesinde saha çalışmaları tamamlandı. Türkiye genelinde 33 milli parkta kaydedilen ses ve görüntüler, akademik çalışmalarla bir araya getirilerek zengin bir veri tabanı oluşturuldu.
Elif YAŞAR ÖZYÜREK
Yapay zeka, büyük veri ve algoritmaları sanatla entegre eden Refik Anadol’un uluslararası ölçekte geliştirdiği Büyük Doğa Modeli projesinin Türkiye ayağı, İş Bankası’nın katkılarıyla ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın teknoloji merkezi MEXT işbirliğiyle gerçekleştirildi. Projenin tanıtım toplantısı 17 Şubat’ta, İstanbul’da düzenlendi.
Proje için Türkiye genelinde 33 milli parkı kapsayan veri toplama ve işleme çalışmaları, 2024 yılının Temmuz-Kasım ayları arasında tamamlandı. Sahalardan toplanan ses, görüntü ve tarama verileriyle açık kaynaklı akademik veriler, özel veri işleme teknikleriyle düzenlenerek yapay zeka geliştirme süreçlerinde kullanıldı.
Aran: “Doğa Temalı Sanata Yönelik İlk Yapay Zeka Projesi”
Tanıtım toplantısında konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, projenin çok geniş bir ekip tarafından yaratıldığını belirterek emeği geçenlere teşekkürlerini iletti. İş Bankası’nın 100 yıldır Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik kalkınmasındaki ve kültür-sanat hayatındaki rolüne değinen Aran, “Bankamız ikinci yüzyılına başlarken de sanatı ve yapay zekayı, doğaya ve insana saygı çerçevesinde birleştiren bu anlamlı ve bir o kadar da kıymetli küresel projede, Türkiye ayağında projeye sponsor olmaktan ve ülkemizi projeye dahil etmekten dolayı mutlu ve gururludur” dedi.
“Proje, ülkemizdeki 33 milli parkımızda bitki ve hayvan türlerinden kuş seslerine kadar doğada keşfedilmeyi bekleyen ne kadar güzellik varsa bunların verilerini, sanatçıların, araştırmacıların, akademisyenlerin, doğa meraklılarının hizmetine sunan dünyanın ilk yapay zeka müzesi, ilk yapay zeka ansiklopedisine dataland’i oluşturan bir fikir ve altyapı” diyen Aran, projenin doğa temalı sanata yönelik ilk yapay zeka projesi olduğuna dikkat çekti.
Akkol: “33 Milli Parkta Delil Toplandı”
MEXT Teknoloji Merkezi’nin, projenin teknoloji ve operasyon ortaklığını üstlendiğini belirten MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, “Refik Anadol’un uluslararası arenada yarattığı Büyük Doğa Modeli’ni, İş Bankası ülkemize kazandırmak istedi. Biz de kendilerine sahada destek olduk” dedi.
“Siirt Botan Vadisi’nden Antalya Güllük Dağı’na kadar 33 milli parkta delil toplandı” diyen Akkol, şu bilgileri paylaştı: “Bu projeye 200 kişi, beş ay boyunca sahada destek oldu. Drone’lar, yeni nesil lazer sensörlerle veriler toplandı. Ülkemizden 30 bin fotoğrafımız var. 7 bin dakika görüntü alındı. 40 bin dakika son teknoloji ile en yüksek kalitede ses kaydı var.”
Akkol, projenin doğayı temeline alması ve bütün ülkelerden önce Türkiye’de hayat bulması dolayısıyla da önemli olduğunu vurguladı.
Anadol: “İnsan ile Doğa Arasındaki Bağı Güçlendiriyor”
Yapay zekanın yakın geleceği değiştireceğini söyleyen sanatçı Refik Anadol ise niteliği ve niceliği son derece zor olan yapay zeka araştırmalarında bu projenin, dünyada ilk ve açık kaynaklı olması yönüyle de ayrıca bir değer taşıdığını belirtti. Yapay zekanın insanlık tarihinde birçok teknolojiden çok daha farklı olduğunu sözlerine ekleyen Anadol, düşünebilen, mantık yürütebilen, ileride duygusal olabilecek yepyeni bir teknolojinin karşımıza çıkmaya başladığını anlattı.
Sanatın kapalı alandan çıkmasının önemine işaret eden Anadol, “Sanat herkese, her yaşa, her arka plana, her kültüre ulaştığı zaman; sadece egosantrik bir deneyim değil; insanlığa, topluluğa, birçok kurum ve kuruluşa, bilime ve farklı alana destek olabilir. Sadece bir müzeye ya da galeriye değil, sanatın bir hastaneye ümit olması, bir okula ilham vermesi için belki de sanatı hiç beklemediğiniz yerlerde gördüğünüz zaman aslında değişimin çok farklı olduğunu fark ettik” dedi.
Projede etik dışı veri kullanılmadığını ve özellikle son dönemde doğaya zarar vermeyen enerji kullanıldığını belirten Anadol, geçtiğimiz yıl New York’taki MoMA’da (Modern Sanat Müzesi) ilk defa bir yapay zeka sanat eserinin 200 yıllık müzenin kalıcı koleksiyonuna girdiğini hatırlattı.
Anadol, “Bu eserin yukarıda bulunan kamera sayesinde 38 dakikalık ortalama izleyici ile aslında bu alanın sadece yeni bir sanat eseri değil, kurumlara da destek kattığını ve dünya çapında kişilerin burayı gezdiğini fark ettik. Ama şöyle bir gerçeklik var: Dünyada MoMA’dan çok fazla yok. Guggenheim’dan çok fazla yok. Pompidou’dan çok fazla yok” diye konuştu. Birçok sanatçının da bu alanda hayal kurabilmesi için, bu alanın da bir müzeye ihtiyacı olduğunu düşünerek iki yıl önce müze fikriyle yolculuklarına başladıklarını ifade eden Anadol, Büyük Doğa Modeli projesinin oluşum sürecini anlattı. Anadol, “Asla makinenin insandan yaratıcılığı alıp bizi yalnız bıraktığı bir dünyayı hayal etmedik” dedi.
Anadol, “Bir sanatçının, bir pigment, bir fırça ve bir tuvalle hayallerinin hep değiştiği ama aracının hep aynı kaldığı bir gelecek düşünelim. Ama yapay zeka alanında her sabah, yeni bir sabah; her sabah yeni bir ölçekte, yeni bir fırça, yeni bir pigment, yeni bir kanvas ortaya çıkıyor. Böyle bir gelecekte yeni bir sanat alanı da ortaya çıktı” diye konuştu.
Doğanın hepimiz için en önemli, en ilham veren, yaşayan kavram olduğunun altını çizen Anadol, “Büyük Doğa Modeli: Türkiye, ülkemizin zengin ve çoğu zaman gözden kaçan doğal ritimlerini veri ve yapay zeka aracılığıyla görünür kılmayı amaçlıyor. Türkiye’nin farklı ekosistemlerinden toplanan görseller, sesler, hareketler ve formlar dijital sanatın diliyle yeniden yorumlanarak insan ve doğa arasındaki bağı güçlendiriyor. Bu proje, Türkiye’nin benzersiz doğal mirasını keşfetmek ve onunla etkileşime geçmek için yeni bir kapı aralıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Etkileşimli Bir Yaşayan Ansiklopedi
Büyük Doğa Modeli: Türkiye, doğaya dair verileri işleyerek akademisyenler, araştırmacılar, sanatçılar ve doğaseverler için etkileşimli bir Yaşayan Ansiklopedi oluşturuyor. Popüler dil modellerine benzer bir yapıda tasarlanan Yapay zeka Ansiklopedisi’nde kullanıcılar kısa metin komutları (prompt) aracılığıyla farklı türlerde içerikler oluşturabiliyor. “Research” (Araştırma) modülüyle akademik bilgiye erişilirken, “Create” (Yaratıcılık) modülü bitki ve hayvan türlerine dair görsel tasarımları mümkün kılıyor. “Dream” (Rüya) modülü ise yapay zekanın öğrenilmiş imgelerinden hareketle doğanın sürekli değişen görsel temsillerini üreterek, hayal gücünü zenginleştiren dijital sanat deneyimleri sunuyor.