#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Dünya Kalkınma Bilgi Günü

Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Yolu Uzun

24 Ekim olarak kabul edilen Dünya Kalkınma Bilgi Günü, sürdürülebilir kalkınmanın önündeki engeller ve neler yapılabileceğine yönelik farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Kalkınma Taahhüdü Endeksi’nde yer alan güçlü 40 ülke arasında Türkiye, bu taahhütlere ait göstergelere göre 31. sırada yer alıyor…

Kalkınmanın nihai amacı, bireylerin refahında sürdürülebilir bir iyileşme sağlamak olduğundan ülkeler ve toplumlar arasında sosyal adaletsizlik, çatışmalar ve iklim krizinin etkileri sürdüğü takdirde, kalkınma temel amacında başarısız olmaya devam edecek.

Birleşmiş Milletler (BM) 1972 yılında topluluğun kuruluş tarihi olan 24 Ekim’i “Dünya Kalkınma Bilgi Günü” olarak kabul etti. Günle bilginin yayılması ve kamuoyunun, özellikle de gençlerin kalkınma sorunları hakkında farkındalığını artırılması ve uluslararası işbirliği çabalarının teşvik edilmesi amaçlanıyor. Bu yönde BM çatısı altında en önemli faaliyetleri yürüten ajans olarak BM Kalkınma Programı (UNDP),ülkelerin kendi karakteristik özelliklerine uyum sağlayarak üç geniş kalkınma çerçevesi altında çalışmalarını sürdürüyor ve her ülkeye özgün farklı çözümler üretmeye çalışıyor.

Yoksulluk, Yapısal Dönüşüm ve Krizlere Karşı Dayanıklılık Öncelik

Belirlenen çerçevelerden ilki, tüm biçim ve boyutlarıyla yoksulluğun ortadan kaldırılmasını içeriyor. Yoksulluğun ortadan kaldırılması için insanları yoksulluğa iten veya tekrar yoksullaştıran nedenlerin ve bunların birbirine bağlı sosyoekonomik, çevresel ve yönetişim zorluklarının ele alınmasını gerektiriyor. Dünyada yaşanan hızlı değişim ve bu değişimin geniş kapsamlı ölçeği, yoksulluğun tüm biçim ve boyutlarının ortadan kaldırılmasını sağlamak için farklı seviyelerde birçok aktör tarafından kararlı ve tutarlı eylemlerin gerçekleştirilmesini zorunlu kılıyor. UNDP, yanıtların küreselden yerele çok sektörlü ve tutarlı olmasını sağlamak üzere çalışmalarını yürütüyor.

İkinci önemli çerçeve ise sürdürülebilir kalkınma için yapısal dönüşümlerin hızlandırılması. Burada da devletlerin kalıcı yapısal eşitsizlikleri ele alma kapasitelerine engel olan şeffaf olmayan kurumlar ve süreçleri ortadan kaldırmak, sıfır karbonlu kalkınma yolunda, kentleşme, demografik ve teknolojik değişimler gibi trendlere yanıt verebilecek daha etkili bir yönetişim oluşturmak öne çıkıyor.

UNDP’nin bir diğer önemli çerçevesi de ülkeleri ve toplulukları krizlere ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirmek. İklim değişikliği ve iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları, çevresel bozulma, şiddet içeren çatışmalar, ekonomik ve finansal dalgalanmalar giderek artıyor. Özellikle felaketler ve iklim krizinin etkileri insanları bugüne kadar görülmemiş bir biçimde yerlerinden ediyor ve az gelişmiş ülkeleri daha da kırılgan hale getiriyor. Tüm bu çerçeveler bağlamında sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için doğa temelli çözümler, temiz ve uygun fiyatlı enerji ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması öne çıkıyor.

Türkiye, Emisyon Azaltımında İddiasını Ortaya Koymuyor

Sürdürülebilir kalkınmanın son durumu üzerine birçok kuruluş da araştırma yürütüyor. Bunlar arasında en önemlilerinden biri olan Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Küresel Kalkınma Merkezi (Center for Global Development – CGD), dünyanın en güçlü 40 ülkesinin, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan 5 milyardan fazla insan üzerindeki etkilerini ölçen Kalkınma Taahüdü Endeksi’ni (Commitment to Development Index – CDI) hazırlıyor.

Endeksin 2023 sıralamasında İsveç birinci, Almanya ikinci ve Norveç üçüncü sırada yer alıyor. İsveç, kalkınma finansmanı, göç ve çevre alanlarında birinci, sağlıkta ise ikinci sırada. Ancak teknoloji alanındaki performansı, düşük araştırma işbirliği seviyeleri nedeniyle nispeten zayıf kalıyor. Önceki CDI’de de birinci olan İsveç’in, en iyi performans gösteren diğer ülkelerle arasındaki fark ise azalmış durumda.

Endekste Finlandiya ve Fransa ilk beşi tamamlıyor. Finlandiya sağlıkta birinci sırada yer alırken, Fransa gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımları destekleyen politikalarıyla güçlü bir puan alıyor. Türkiye, tüm göstergeler göz önüne alındığında 2023 CDI sıralamasında 40 ülke arasında 31. sırada yer alıyor.

Endekste G20 ülkelerinin ekonomik önemini göz önünde bulundurarak, sıralamada dokuz orta gelirli ülkeye de yer veriliyor. Bu grup içinde, Güney Afrika en yüksek sırayı alarak 25. olurken teknoloji, güvenlik ve göç konularında ortalamanın üstünde katkılarda bulunduğu ifade ediliyor. Brezilya ve Türkiye ise sırasıyla yatırım ve göç konularındaki güçlü yönleriyle ardından geliyor.

CDI hesaplamasına 2023’te ilk defa ülkelerin 2030 hedefleri doğrultusunda emisyon azaltım planlarının (Ulusal Katkı Beyanları – NDC’ler) son durumlarını da inceleyen yeni bir gösterge eklendi. Endeksteki ülkeler emisyonlarını tahminler göre %17 azaltmayı planlarken, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, Rusya, Endonezya, Hindistan ve Çin gibi ülkeler ise emisyon emisyon azaltımında çok az yol katediyor ya da hiçbir iddia ortaya koymuyor. Yanı sıra söz konusu ülkelerin NDC hedefleri, mevcut tahminlerin üzerinde bir emisyon artışını temsil ediyor.