#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Umut Dolu

Umut Dolu Gelecekler için Sağlıklı Başlangıçlar

Her yıl 7 Nisan tarihi Dünya Sağlık Günü olarak kabul edilirken, günün 2025 teması ise anne ve yenidoğan bebek ölümlerine dikkat çekmek amacıyla “Sağlıklı Başlangıçlar, Umut Dolu Gelecekler” olarak belirlendi. Günümüzde dünyada, tüm çabalara karşın her 7 saniyede 1 anne ya da yenidoğan bebek ölümü yaşanıyor.

Birleşmiş Milletler (BM), 1950 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kuruluş günü olan 7 Nisan tarihini Dünya Sağlık Günü olarak kabul etti. Dünya ölçeğinde yaşanan sağlık sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlayan bu günle, ortaya çıkmış ya da çıkabilecek sağlık sorunlarına odaklanarak insanlığın sağlığını ve refahını koruyacak eylemleri teşvik etmek hedefleniyor.

Dünya Sağlık Günü’nün 2025 teması “Sağlıklı Başlangıçlar, Umut Dolu Gelecekler” olarak belirlendi. Anne ve yenidoğan bebek sağlığına odaklanan temayla hükümetler önlenebilir anne ve yenidoğan ölümlerini sonlandırma çabalarını hızlandırmaya davet ediliyor. Bununla birlikte kadınların uzun vadeli sağlıklarına ve refahlarına öncelik verilmesinin önemi vurgulanıyor. 2026 yılına kadar sürecek bu yılki kampanya, hükümetleri, bağışçıları, genel bakım kalitesini iyileştirmeye yönelik çabaların bir parçası olarak kanıtlanmış, yüksek etki sağlayan müdahalelere yatırım yapmaya çağıracak.

Anne ve yenidoğan ölümlerinin büyük çoğunluğu doğum sırasında ve hemen sonrasında gerçekleştiği için komplikasyonları tespit etmek, hayati tehlike arz eden acil doğum hizmetlerini içeren önlemler, bu müdahaleler arasında öne çıkan başlıklar olacak.

Dünyada Her Yıl 2 milyon Bebek Ölü Doğuyor

DSÖ’nün tahminlerine göre, her yıl yaklaşık 300 bin kadın gebelik veya doğum nedeniyle hayatını kaybederken, 2 milyonu yaşamlarının ilk ayında, 2 milyonu ise doğum sırasında toplam 4 milyon bebek hayatını kaybediyor. her 7 saniyede bir önlenebilir ölüm anlamına geliyor.

Mevcut eğilimlere göre, 5 ülkeden 4’ü, 2030 yılına kadar anne sağlığını iyileştirme hedeflerine ulaşmakta başarısız olacak. Yine 2030 yılına kadar 100 bin canlı doğum başına 70’in altına düşen küresel anne ölüm oranına ulaşabilmek için önümüzdeki beş yıl içinde bu ölümlerde yıllık %11,6’lık bir azalma gerekli.

İklim Krizi Bir Sağlık Krizine Neden Oluyor

Anne ve yenidoğan ölümleri tüm bölgelerde meydana gelse de bunların büyük çoğunluğu en yoksul ülkelerde, çatışma altındaki ya da iklim krizinden en çok etkilenen bölgelerde yaşanıyor. Sağlık hizmetlerinin işlevsizleştiği, tesislerin saldırıya uğradığı, erişim yollarının engellendiği veya malzeme tedarikinin kesildiği durumlarda, düzenli sağlık hizmetlerine erişimi gereken gebeler ve bebekler ciddi, çoğu zaman hayati tehlike arz eden risklerle karşı karşıya kalıyorlar.

Yenidoğan bebeklerin ve çocukların ölümlerine ilaveten, sağlık hizmetleri küresel anlamda iklim değişikliğinden önemli bir şekilde etkileniyor. DSÖ iklim krizini bir “sağlık krizi” olarak ifade ederken artan sıcaklıklar, aşırı hava olayları ve ekosistem değişiklikleri, sıtma ve humma benzeri hastalıkların yayılmasını hızlandırıyor. DSÖ ayrıca bu krizin toplulukların su kaynaklarına erişimini etkilediğine, tarımsal üretimde verimi düşürdüğüne ve dolayısıyla da yetersiz beslenmeye yol açtığına da dikkat çekiyor.