UN Global Compact’in dünya genelindeki yerel ağlarından biri olan UN Global Compact Türkiye “Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği” adıyla kuruldu. 2013 yılından bu yana Türkiye’nin sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmak ve iş dünyasının bu alandaki potansiyelini hayata geçirmek için çalışan UN Global Compact Türkiye, yeni kurulan tüzel kişiliği ile yeni stratejisini de duyurdu. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, Türkiye’de UN Global Compact ilkelerine uymayı taahhüt eden tüm şirketleri dernek çatısı altında toplanmaya davet etti.
Faaliyetlerine başladığı günden bu yana iş dünyasını UN Global Compact’ın 10 İlkesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda sorumlu uygulamalar için harekete geçirmeye çalışan UN Global Compact Türkiye, dernekleşme sürecini tamamladı. UN Global Compact Türkiye, yapılan çalışmalar sonucunda bu yılın başında “Küresel İlkeler Sözleşmesi İmzacıları Derneği” adıyla kuruldu.
Gelişmeler hakkında bilgi veren Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cemal Dördüncü, çalışmalarına daha güçlü bir şekilde devam edebilmeleri açısından bu dönüşümün gerekliliğini vurguladı. Dördüncü, “Genişleyen ve derinleşen değer önerisinin ve güncellenen stratejisinin bir parçası olarak UN Global Compact, tüm yerel ağlarının bağımsız birer yapıya dönüşmelerini ve kendi ayakları üzerinde durmalarını teşvik ediyor. Dernekleşerek dünyada ve Türkiye’de iş dünyasının daha adil ve sürdürülebilir bir dünya için somut hedef ve adımlarını artırmak yolunda yaptığımız çalışmalara daha da güçlü bir şekilde devam edeceğiz” dedi.
“SKA’ların %15’inde Kayda Değer Bir İlerleme Kaydedildi”
Yeni yapılanmanın sürdürülebilirlik açısından kritik bir noktada gerçekleştiğini belirten Dördüncü, dünyada bu alandaki ilerlemenin yeterince hızlı olmadığını ifade etti: “Birleşmiş Milletler’in 2030 yılı için koyduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda sekiz yılı geride bıraktık ancak olmamız gereken yerde değiliz. Son yayımlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları İlerleme Raporu’na göre SKA’ların sadece %15’inde kayda değer bir ilerleme kaydedildi. %48’inde ilerleme zayıf veya yetersiz; %37’sinde ise ilerleme ya durdu ya da daha da geriledi. 2030 yılında hayalini kurduğumuz daha sağlıklı, daha müreffeh, adil ve kaliteli yaşama ulaşabilmemiz için hızlanmamız gerekiyor.”
“İş Dünyası Çok Önemli Bir Aktör”
Süreci hızlandırmakta iş dünyasının güçlü bir etken olduğunu dile getiren Dördüncü, “İş dünyası sahip olduğu kaynaklar, geniş coğrafyalara yayılan değer zincirleri, inovasyon yapma ve bunu ölçeklendirme kapasitesi ile bu hedefleri hayata geçirme konusunda çok önemli bir aktör. Yapılan tüm araştırmalar paydaşların iş dünyasından ve iş dünyası liderlerinden bu sorumluluğu üstlenmesini beklediklerini gösteriyor. Sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları iş dünyasının gündeminde hızla üst sıralara taşınıyor” dedi.
Türkiye’nin de sürdürülebilir, yeşil ekonomiye dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Dördüncü, “Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik riskleri şirketlerin maliyetlerini artırırken operasyonların devamlılığını tehlikeye atıyor. Öte yandan AB Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası alandaki gelişmeler iş dünyasının dönüşümünü zorunlu kılıyor. Artık uluslararası rekabetin sürdürülebilirlik üzerinden şekillendiği bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla uluslararası rekabette hayatta kalabilmek için şirketlerin sürdürülebilirliği stratejilerine bir an önce entegre etmesi gerekiyor” diye konuştu.
UN Global Compact Türkiye’nin Yeni Stratejisi
UN Global Compact olarak stratejilerinin, daha fazla şirketin somut ve iddialı hedefler belirlemesi ve bu hedeflerdeki ilerlemeyi raporlamasını sağlamak olduğunu söyleyen Dördüncü, “Bu stratejimizi, şirketlerin sürdürülebilirlik süreçlerini destekleyerek hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Derneğimiz sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmak için özgün bir konuma ve güçlü araçlara sahip” dedi.
Önümüzdeki dönemde iklim değişikliği ve çevre; sosyal sürdürülebilirlik alanında toplumsal cinsiyet eşitliği ve insan hakları; yönetişim ve sürdürülebilirliğin tüm iş süreçleri ve operasyonlarına dahil edilmesini sağlayacak finansman, inovasyon ve raporlama konularına odaklanacaklarını belirten Dördüncü, şunları söyledi: “Bu konularda şirketlerin ilerleme kaydetmesi için hızlandırma programları, eğitimler, deneyim paylaşım grupları, etkinlikler ve yayınlar yoluyla şirketleri desteklemeye devam edeceğiz. Şirketlerin kaydettikleri ilerlemeleri ölçme ve şeffaf bir şekilde raporlamaları için de onları destekleyeceğiz.”
“Gerekli Adımlar Atılmazsa…”
Türkiye’nin sürdürülebilir, yeşil ekonomiye dönüşüm sürecinin hızlandırılması gerektiğini kaydeden Dördüncü, “Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik riskleri şirketlerin maliyetlerini artırırken, operasyonların devamlılığını tehlikeye atıyor. Öte yandan AB Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası alandaki gelişmeler iş dünyasının dönüşümünü zorunlu kılıyor. En büyük ticaret ortaklarımız arasında yer alan Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile sürdürülebilirliği rekabet gücünün merkezine koydu. Bu konuda çok kararlı bir politika izliyor ve bu yaklaşımını yeni nesil ticaret anlaşmalarına da yansıtıyor. Türk şirketleri eğer bu pazarda rekabetçiliğini korumak istiyorsa sürdürülebilirliğe odaklanmak ve bu dönüşümü hızlandırmak zorunda. Gerekli adımlar atılmazsa, Türk sanayisi daha yüksek üretim maliyetleri, finansmana erişimde engel ve rekabet gücünün azalması gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilir” dedi.