UNDP, 6 Şubat ve sonrasında, Türkiye ve Suriye’de yaşanan yıkıcı depremlerin ardından planlama ihtiyacına yanıt verdi. Türkiye Depremi Acil Çağrısı ile UNDP, belirlediği öncelikli yardım alanları kapsamında Türkiye’nin yerel ve ulusal bağlamına uygun bir yol haritası sundu.
6 Şubat ve sonrasında, Türkiye ve Suriye’de meydana gelen yıkıcı depremlerde 50 binin üzerinde insan hayatını kaybederken yaklaşık 15 milyon nüfusa sahip olan bölgede, 84 milyar dolarlık hasar olduğu tahmin ediliyor. Hasar kaynaklı toparlanma ve yeniden inşa süreci ise uzun vadeli bir planlama gerektiriyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) planlama ihtiyacına yanıt olarak Türkiye ve Suriye’deki depremlere yanıt stratejileri için Türkiye Depremi Acil Çağrısı ile UNDP’nin depremler için belirlediği öncelikli yardım alanları kapsamında Türkiye’nin yerel ve ulusal bağlamına uygun bir yol haritası sundu.
Öncelikli yardım alanları arasında;
- Hükümet önderliğinde yürütülen kriz yanıtı ve toparlanma planlamasının desteklenmesi,
- Kritik altyapının restore edilmesi ve kültürel mirasın korunması,
- Geçim kaynakları ve sosyoekonomik toparlanmanın desteklenmesi,
- Kırılgan gruplara yönelik hedefli desteklerle kimseyi geride bırakmamak bulunuyor.
Öne çıkan başlıklar ve erken toparlanma çalışmaları etrafında başlatılan projeler ise şöyle:
- Sürdürülebilir enkaz yönetimi,
- Acil istihdam ve kritik geçim kaynaklarının altyapısının iyileştirilmesi,
- Su-sanitasyon-hijyen desteklerinin sağlanması,
- Bölgedeki gıda güvenliği.
Projelerin Toplam Bütçesi Yaklaşık 547 Milyon Dolar
UNDP, geçtiğimiz hafta acil çağrı kapsamında “Türkiye’de 2023 Depremleri Sonrasında Toparlanma ve Yeniden İnşa” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, dört ana başlık kapsamında etkili toparlanma ve yeniden inşa projelerine yer veriliyor. Sunulan 31 projenin toplam bütçesi 547 milyon 887 bin dolar ve proje süreleri bir ila beş yıl arasında değişiklik gösteriyor. Proje konuları sağlık hizmetlerinden küçük işletmelerin güçlendirilmesine, kırsal kalkınmadan atık yönetimine, kültürel mirasların korunmasından yasal yardımlara kadar farklı alanları kapsıyor.
Rapor; bölgedeki işgücü çıkışlarını durdurma, hatta tersine çevirme, sürdürülebilir kalkınmayı destekleme amacıyla geçim kaynaklarının eski haline getirilmesinin ve istihdam yaratılmasının önemine dikkat çekiyor. İstihdam yaratma projelerine ek olarak göç eden işçilerin gittikleri bölgelerdeki entegrasyonunu sağlamak için önerilen bir proje de bulunuyor.
Projelerde bakanlıklar, sivil toplum ve akademinin yanı sıra kurulabilecek potansiyel işbirliklerine de yer veriliyor. Örneğin, İhtiyaç Haritası işbirliği veri yönetimi ile bölgeye yapılan yardımların daha planlı ve koordine bir şekilde yönetilmesi hedefleniyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve diğer bakanlıkların desteği ile depremzedelerin psikolojik ve sosyal olarak güçlendirilmesine yönelik bir proje de mevcut.