Kirlilik ve kuraklıkla mücadele eden Van Gölü’nün yüz yüze kaldığı en büyük temel sorunlardan biri de kıyı işgali. Birçok kamu kurumu ve tüzel işletmelerin işgal ettiği kıyıda her geçen gün artan yapılaşma insanların göle erişmesini zorlaştırıyor.
Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, son yıllarda kirlenmeye ve su kaybı yaşamaya devam ediyor. Bu iki tehlike etkisini her geçen gün artırırken gölün yüz yüze kaldığı bir başka tehlike ise kıyılardaki yapılaşma ve kamu kurumlarının işgali.
Sahil şeridinin yerleşim yerlerine yakın ve yurttaşların kullandığı merkezi alanlar kamu kurumlarına ait sosyal tesis ve kampları ile kapatılmış durumda. Devlet Su İşleri, Karayolları Bölge Müdürlüğü, Jandarma Garnizonu gibi birçok resmi kuruma ait binaların olduğu kıyıda son olarak Edremit Belediyesi’ne ait cafe ve Bitlis’in Ahlat İlçesi’nde Cumhurbaşkanı sahili yapıldı.
Üstelik gölün sahilleri, 5 Mart 2022’de “Doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescillendi. Bu kararla kıyıdaki imar yetkileri tamamen Belediyelere ve Milli Emlak Müdürlüklerine verildi.
Van Barosu’nun açtığı davalara rağmen kanun çıktığı tarihten bu yana kıyıdaki yeni yapılar hız kazandı. Yine kıyıya sıfır noktada birçok alanda dolgu yapılarak yeni yollar inşa ediliyor. Böylece orman fakiri kentin tek oksijen kaynağı olan sazlıklar da her geçen gün daha çok yok oluyor.
“Kamu Kurumları Kıyıyı İşgal Ediyor”
Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık, kıyının onu koruması gereken kurumlar tarafından işgal edildiğini söyledi: “Gölün 450 kilometrenin 185 kilometresi Van sınırları içerisinde yer alıyor. Gevaş’ın İnköy Mahallesi’nden Erciş’in Karatavuk Mahallesi’ne kadar kıyı işgal edilmiş. Buraları işgal edenlerin başında devlet yetkilileri ve kanun koyucuları geliyor. Kentin en gözde sahilleri kamu kurumlarına ait sosyal ve dinlenme tesisleri tarafından işgal ediliyor. Sadece bunlar değil, kaymakamlık ve valiliğin binaları da var. Buralarda olan binaların etrafları ise tel ve duvarlarla kapatılmış durumda. Van Gölü sahilleri adeta yurttaşlara yasaklı hale geldi. Yurttaşların hiçbir şekilde Van Gölü’nden yararlanma hakkı kalmamıştır.”
Kıyı kanunu hatırlatan Kalçık, “Bu kanunun bir an evvel hayata geçirilmesi gerekiyor. Dalgaların vurduğu yerden 100 metre ötesi tüm canlılara açık olmalı. Bu yüzden başta ikinci konutlar olmak üzere kıyıdaki yapıları kontrol etmek, planlamak lazım. Gelişigüzel yapılaşmaya izin verilmemeli. Kanun koyucuların mutlaka bu ihlalden vazgeçmeleri gerekiyor. Şu an bir suç işleniyor” dedi.
Kıyıda bulunan bu kurumların atık sularının da büyük ölçüde göle akıtıldığını belirten Kalçık, kurumlar dışında yapılan yollarla da sazlıkların ve yeşil alanların yok edildiğini aktardı.