Van ’ın Edremit ilçesinde bulunan ve Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde özel bakıma alınan 5 yavru Arap tavşanı uygulanan tedavinin ardından tekrar doğaya bırakıldı.
YAZI: Şenol BALİ
24 Haziran tarihinde Van ’ın Edremit ilçesinde anneleri öldüğü için beslenemeyen ve bitkin haldeyken vatandaşlar tarafından bulunan 5 Arap tavşanı yavrusu, Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Oradan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezine götürülen tavşanlar, beş günlük bakım ve tedavinin ardından tekrar Edremit ilçesindeki doğal yaşam alanlarına bırakıldı. Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi, nesli tehlikede olan veya yaşam alanından kopan birçok hayvan türünün bakım ve tedavisini üstlenmiş durumda.
Arap tavşanları, Türkiye’de Orta Anadolu ve Batı Anadolu Bölgesi ovalarıyla Doğu Anadolu’nun yayla ve steplerinde görülüyor. Nesli tükenmek üzere olan bu tür, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesinde yer alıyor. Gececil bir kemirgen türü olarak biliniyor ve Kanguru gibi zıplayarak hareket ediyor. İnsanların çok az karşılaştığı bu tür, bitki örtüsü bozulmamış, seyrek otlu, zemini sert, 350 ila 2 bin 600 metre yükseklik arasından doğal alanlarda yaşamayı tercih ediyor
Prof. Dr. Aslan: Yaşam Alanlarının Bozulmasıyla Sayıları Azaldı
Tavşanların bakımını yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, bu türün genelde insanlarla temas etmekten kaçındıklarını ancak yaşam alanlarının tahrip olması veya biyolojik saldırılara maruz kaldıklarında yerleşim yerlerine yaklaşabildiklerini söylüyor. Aslan şu ifadelere yer veriyor: “Edremit ilçemizde bulunan tavşanlar halk arasında Arap tavşanı , Kır faresi veya Minik kanguru olarak anılıyor ancak en çok ‘Arap tavşanı’ olarak biliniyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayabilen bir hayvan. Tarım alanlarının bozulması ve yaşam alanlarının tahrip olmasıyla sayılarında ciddi bir azalma var. Bu hayvanlar gece faaliyet gösteriyor. Ancak sel veya deprem gibi yaşam alanlarını bozan nedenlerle veya biyolojik saldırılardan kaçınmak için yaşadıkları yerleri terk edip yerleşim yerlerinin yakınlarına gelebiliyorlar.
Aslan, yavrular hakkında şu bilgilere yer veriyor: “Tavşanlar farklı tür oldukları için dikkat çekiyor. Kulakları tavşana, arka ayakları kanguruya, gövdesi de fareye benziyor. Genellikle gece besleniyor. Bu nedenle insanlarla teması çok az oluyor ve şu an nesli tükenmekte olan türler arasında.”
“Beslenme ve Tedavinin Ardından Bulundukları Bölgeye Bıraktık”
Annelerinden ayrı ve bitkin halde bulunan tavşanların belli bir beslenme ve tedavi sürecinden geçtiğini belirten Aslan, “Vatandaşlar anne tavşanın öldüğünü söyledi. Baya zayıflamışlardı. Önce bakıma aldık, besledik. İlk olarak yeme yeteneğini kazandılar. Bunu yaparken de önce sıvı yemlerle besledik, daha sonra kendileri beslenmeye başladı. Genel durumları da düzeldi. Gelişimi tamamladıktan sonra da bulundukları bölgede doğal yaşam alanlarına bıraktık. Doğada her zaman yaşamsal risk vardır. Biz onları doğada yaşama seviyesine getirdik. Daha önce hayatlarına dair ne kadar risk varsa şu an da bu riskler var. Zaten daha önce saklanma, beslenme ve korunma konusunda annelerinden eğitim almışlardı” ifadelerine yer veriyor.
Aslan, Van Gölü havzasının yaban hayatı açısından oldukça zengin oluğunu söylüyor ve şu sözlerle tamamlıyor konuşmasını: “Bu zenginlik bize hasta hayvan popülasyonu olarak geri dönmekte. Mevsime göre her gün farklı türlerden hayvanlar bize gelmekte. Vatandaşlar da doğadan ayrılan bir hayvan gördüklerinde bize haber veriyorlar ve biz devreye giriyoruz. Bu aşamada diğer kurumlarla işbirliği içerisindeyiz.”
Çev- der: Doğa Tahribatı Hayvanların Yaşam Alanlarını Tehdit Ediyor
Van Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Dinçer ise tavşanların yaşam alanından kopmasını yavruların bulunduğu Edremit ilçesinde yaşanan doğa tahribatına bağlıyor. Dinçer, “Van ’ın tek yeşil alanı olan Edremit ilçesinde ağaçların kesilmesi, yeşil alanların yok edilmesi ekolojik yıkımdır. Bu alanlardaki canlılar, kuşlar veya börtü böcekler de yok oluyor. Bu hayvanlar tahribatın yaşandığı bölgede bulundu. Arap Tavşanı denilen bu hayvanlar şu an bakım altında. Bakımdan sonra doğaya salınacak ancak yaşam alanlarının tahrip edilmemesi lazım” sözlerini kullanıyor.