Dokuz mercan adasından oluşan ve iklim krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan Tuvalu, deniz seviyesi yükselmesi sonucu yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Tuvalu Ulaşım, Enerji, İletişim ve İnovasyon Bakanı Simon Kofe, Pasifik’teki ada ülkesi Vanuatu’nun Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) başlattığı dünyanın en büyük iklim davasına işaret etti. Kofe, UAD kararlarının yasal bir yaptırımı olmasa dahi davanın sonuçlarının iklim finansmanı konusunda ülkelerin adalet arayışlarına katkı sağlayacağına inandığını söyledi.
Dokuz mercan adasından oluşan Pasifik ülkesi Tuvalu, iklim krizinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Dünya Bankası verilerine göre Tuvalu’nun ortalama sıcaklığının, bu yüzyılın sonunda 2,8 derece artması bekleniyor. Tuvalu deniz seviyesi yükselmesi sonucu yok olma tehdidiyle karşı karşıya bulunurken, bir yandan da sıcak hava dalgaları, kasırgalar ve toprakların tuzlanması gibi sorunlarla mücadele ediyor.
Ülke, yok olma tehdidi karşısında mirasını korumak için doğal güzelliklerinden binalara kadar her şeyini dijital ortama taşımaya başladı.
AA’nın haberine göre, Tuvalu Ulaşım, Enerji, İletişim ve İnovasyon Bakanı Simon Kofe deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 2 metre, nüfusu ise yaklaşık 10 bin olan Tuvalu’yu çok küçük ve düz bir ülke şeklinde nitelendirdi.
“1 santimetrelik Deniz Seviyesi Artışı Bile Topraklarımızı Etkiliyor”
Ülkenin deniz seviyesine çok yakın olması sebebiyle 1 santimetrelik deniz seviyesi artışının bile topraklarını etkilediğini belirten Kofe, “Bu yükselme yerin altından geliyor. Tuvalu’da 1 metrelik bir çukur açtığınızda su çıkar ve bu tuzlu deniz suyudur. Bunun sonucunda topraklarımız giderek tuzlulaşıyor ve bir şey yetiştirmek de giderek zorlaşıyor. Deniz seviyesinin yükselmesinin yanı sıra bölgede yaşanan fırtınalar da Tuvalu’ya zarar veriyor ve özellikle kıyı erozyonuna yol açıyor” dedi.
“Ülkemiz Zorunlu Göç Vermeye Başladı”
Tuvalu’da yaşananlara dikkati çekmek için denizin içinde açıklama yaptığını ve bu açıklamanın videosunun Covid-19 salgını döneminde Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi’nde yayımlandığını hatırlatan Kofe, videoyu bu şekilde çekerek ülkede yaşanan durumu daha çarpıcı bir şekilde anlatabildiğini söyledi. Kofe, “Bu videonun bu kadar etkili olacağını beklemiyorduk. Ancak Tuvalu gibi ülkelerin karşı karşıya olduğu bu varoluşsal tehdide dikkati çekmesinden dolayı memnunuz” ifadelerini kullandı.
Ülkenin yok olma tehdidi nedeniyle zorunlu göç vermeye başladığından ve bu göçü yönetebilmek adına Avustralya ve Yeni Zelanda ile 2023 yılında iki ayrı anlaşma imzaladıklarından bahseden Kofe, bu anlaşmalar doğrultusunda her yıl Avustralya’nın 280, Yeni Zelanda’nın ise 70 Tuvalu vatandaşını ülkelerine kabul ettiklerini aktardı.
“Belli Sayıda Ülke Dijital Olarak Bizi Tanımayı Kabul Etti”
Tuvalu’nun devlet yapısını koruyabilmek ve uluslararası faaliyetlerine devam edebilmek için çeşitli çalışmalar yürüttüklerini anlatan Kofe, bu mücadelenin bir parçası olarak ülkedeki her şeyi dijital ortama kaydetmeye başladıklarını anlattı.
Kofe, şöyle devam etti: “2021 yılında başladığımız ‘Gelecek Hemen’ (Future Now) isimli proje ile başımıza gelebilecek en kötü senaryoya yani Tuvalu’nun önümüzdeki 50 yıl içinde tamamen okyanus altında kalması senaryosuna hazırlanıyoruz. Bu proje kapsamında fiziki topraklarımızı kaybetsek bile uluslararası hukukta statümüzü korumak ve varlığımızı devam ettirmek için neler yapabileceğimize odaklandık ve şu an belli sayıda ülke dijital olarak bizi tanımayı kabul etti. Bu ülkeler iklim değişikliğinin etkilerinden bağımsız olarak gelecekte Tuvalu Devleti’nin kalıcı olduğunu kabul ediyorlar. Şimdi bu ülkelerin sayısını artırmaya çalışıyoruz çünkü uluslararası hukuka göre ne kadar çok ülke bu durumu kabul ederse bunun teamüle dönüşme ihtimali o kadar artar.”
“Vanuatu’nun İklim Davası ile Bölgedeki Sorunlar Daha Görünebilir Hale Geldi”
Küresel ısınmanın sonucu olarak yükselen deniz seviyeleri nedeniyle yok olma tehdidiyle karşı karşıya bulunan Pasifik’teki ada ülkesi Vanuatu, bu durumdan yüksek karbon salımı yapan ülkelerin sorumlu olduğu iddiasıyla, 2021’de Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) başvurmak istediğini duyurmuş, bu talep, BM Genel Kurulu’nda 132 ülkenin desteğiyle 29 Mart 2023’te kabul edilmişti.
100’e yakın ülke ve uluslararası kuruluştan yazılı görüş alınan dünyanın en büyük iklim davasında, duruşmalar 2-13 Aralık’ta yapılırken, nihai kararın 2025 yılı içinde açıklanması bekleniyor.
Vanuatu’nun Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) başlattığı dünyanın en büyük iklim davasını da değerlendiren Kofe, “Bu dava, ülkelerin iklim krizini ele alma yükümlülüklerinin olup olmadığını ortaya koymak ve iklim kriziyle mücadelede gerekliliklerin yerine getirilmemesinin, ne gibi sonuçlar doğurabileceğini göstermek açısından oldukça önemli” şeklinde konuştu.
Davanın bir Pasifik ada ülkesi tarafından açılmasının kendileri için ayrı bir önem taşıdığına, bu sayede bölgedeki sorunların daha görünebilir hale geldiğine işaret eden Kofe, UAD kararlarının yasal bir yaptırımı olmasa dahi davanın sonuçlarının iklim finansmanı konusunda ülkelerin adalet arayışlarına katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.
“Ada Devletleri İklim Değişikliğinden En Az Sorumlu Ancak En Fazla Etkilenen Ülkeler”
Ada devletlerinin iklim değişikliğinden en az sorumlu ancak en fazla etkilenen ülkeler olduğunun altını çizen Kofe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tuvalu gibi ülkelerin büyük ülkelerin eylemleri sonucu bu tür zorluklar yaşaması adil değil. Bu yüzden büyük ülkeler duruma dahil olup sorumluluk almalı. Dünya artık birbiriyle çok bağlantılı hale geldi ve birbirimizin eylemleri karşısında çok savunmasız kalabiliyoruz. BM iklim zirvelerinde ülkelerin sürekli taahhütlerde bulunduğunu görüyoruz. Öte yandan taahhütlerle yerine getirilenler arasındaki ciddi açık aşikardır. Bu böyle devam ederse, bu zirveler sadece konuşulan ama hiçbir şey yapılmayan toplantılara dönecek. Geleceğimizi kurtarmaya yetmeyen iklim finansmanı taahhütlerinin verildiğini görmek bizi zaten hayal kırıklığına uğratırken bir de bu taahhütlerin dahi yerine getirilmediğini görüyoruz.”
Ülkenin iklim krizi karşısındaki varoluş mücadelesinde destek sağlayan ortakları bulunduğunu belirten Kofe, bununla birlikte Tuvalu’nun iklim kriziyle mücadelede yeterince finansman alamadığını, başta deniz seviyesinin yükselmesine karşı inşa edilen duvarlar olmak üzere birçok alanda finansmana ihtiyaç duyduklarını sözlerine ekledi.