Velux olarak aslında oldukça enteresan bir uzmanlık alanınız var: Çatı Pencereleri.Velux, 1941 yılında kurulmuş bir firma ve başlangıçtan itibaren tek ürünü çatı penceresi. Bu da aslında enteresan geliyor birçok kişiye. Çatı penceresiyle ne kadar karın doyar? Ama aslında Avrupa’da çatı pencereleri oldukça ihtiyaç duyulan bir malzeme. Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra yıkılan evlerin yaşam alanlarını tekrar canlandırmayı ön plana koydukları için, o dönemlerde çatı aralarının niye atıl kaldığını, niye kullanılmadığını sorgulamışlar. Ve Velux’un kurucusu ve çatı pencerelerinin mucidi Villum Kann Rasmussen ilk çatı penceresini geliştirmiş. Zaman içinde de dünya çapında bir iş kolu haline gelmiş.
Yıkımlar bazen insanı böyle yaratıcılıklara yönlendirebiliyor…
Aynen öyle… Tabii çatı penceresi dendiği zaman konunun esas temelleri, gün ışığı ve doğal havalandırma haline geliyor. Ve çatıya açılan ahşap bir pencereden başlayan hikaye bugün karbondioksit emisyonlarının azaltılmasına yönelik projelere kadar gelmiş, dünya çapında 10 bin çalışanı bulunan bir firmaya dönüşmüş. Velux, Avrupa’da çok bilinen bir marka. Türkiye’de de mimarlar arasında da biliniyor ama tabii ki konsept olarak çok yeni. Ne kadar zamandır Türkiye’de? Biz bu sene yedinci senemizi bitireceğiz. Çok da yeni değil aslında eskiden beri buradayız. 10 seneye yaklaşıyoruz neredeyse fakat dediğim gibi Türkiye’de çatı arasında yaşam diye bir bilgi yok… Ya tavan arası ya da villa tipi evlerde genelde ardiye olarak kullanılan bir yer. Çok katlı yerlerde ise kazan dairesi ya da boş duran yerler… Asansör makine dairesi olarak kullanılıyor… Evet. Tabii bu yaklaşımı değiştirmek, bu fikri yaygınlaştırmak için birtakım çabalarımız ve girişimlerimiz var. Çatı der ve ÇEDBİK üyesiyiz. Aslında işimizin ana ekseni güneş ışığı ve doğal aydınlatma. Dolayısıyla çatı penceresinin yanı sıra çatıdan ışık almaya yönelik, güneş ışığını aşağı katlara ileten “güneş tünelleri” dediğimiz bir sistemimiz de var.
Bu, çatı penceresinden ayrı bir şey mi?
Evet, ayrı bir şey. Çatının altında yaşam varsa çatı penceresini her zaman öneriyoruz ama eğer çatı altında yaşam yoksa fakat arada kalmış odalarda güneş ışığından faydalanmak istiyorlarsa o zaman soğuk çatı arasından borularla güneş ışığını ışık tüneliyle indirmemiz mümkün.
Peki herhangi bir firma çatı penceresi üretemez mi?
Yapamaz. Yani uğraşırsa tabii ki yapar ama bu bizim için büyük bir uzmanlık alanı. Bunun teknolojisi çözülmüş artı k. 65 yıl önceki ürünle bugünküler de aynı değil. Velux’un Ar-Ge’si durmadan yeni malzemeler üretiyor. Diğer yandan Velux de düşey pencere yapamaz. Düşey pencereci bir insan da çatı penceresi yapamaz. Çünkü sistemler ve fabrikasyon tamamen farklıdır.
Küresel ısınma tartışmaları dolayısıyla çatı pencerelerinin önemi de artmaya başlamış olmalı…
Aslında Velux’un bu konuda gündem yaratan firmalardan biri olduğunu rahatça söyleyebilirim. Kendi gündemini yaratmış diyebiliriz. Evet, kendi gündemini yaratmış firmalardan biridir. Mesela biz bu konuda yaklaşık 10 senedir Ar-Ge çalışması yapıyoruz. Belli başlı firmalarla bir araya gelip demo evler, sıfır karbondioksit salımına sahip pasif evler, ekoevler üretiyoruz. Kendi enerjisini üretebilen, kendi kendini ısıtıp soğutabilen, dışarıdan herhangi bir enerjiye ihtiyaç duymayan evleri, başka firmalarla birlikte neredeyse 10 yıldır planlıyoruz. Önümüzdeki hedefleriniz ne? Bizim şu andaki hedefimiz ürünlerimizin tanıtımından ziyade, Türkiye’de gün ışığı ve havalandırmayla evleri ve tüm yaşam alanlarını ne kadar değiştirebileceğimizi, ne kadar hoş mekânlara dönüştürebileceğimizi mimarlara, mühendislere ve yatırımcılara anlatmak. Asıl amacımız bu…