Volker Hammes*: “Yeşil Binalar için Çözümler Üretiyoruz”

Sürdürülebilir kent yerleşimleri ve yeşil binalar anlamında sizce şu anda sınırlar nerede ve “Sınırları Aşmanın” yolları neler? 
Sınırları aşmak, enerjinin tutumlu ve verimli bir şekilde kullanılması konusunda yeni aşamalar kaydetme fikrine dayanarak, akıllı bir şekilde enerjiyi yenilebilir kaynaklar sağlamak olarak düşünülmeli. Bunun için öncelikle enerjiyi bütüncül bir yaklaşımla, sisteme dayalı çözümlerle ve beşikten mezara yaşamsal bir döngü kavrayışıyla ele almalıyız.
Yeşil Bina, bir yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği, iklim verilerine ve o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı, katılımı teşvik eden, ekosistemlere uyarlanmış yapılar olarak tarif edilebilir.
Türkiye’de sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığın ve duyarlılığın her geçen gün artmasıyla birlikte yeşil bina anlayışının da yaygınlaştığını gözlemiyoruz. Türkiye’de sertifikalı olarak toplamda 65 yeşil bina var. Bunlardan ikisi BASF’ye ait. Konuya dair yapılan araştırmalarda görüyoruz ki, en çok ofis binaları yeşil binaya dönüştürülüyor. Bunu perakende ve endüstri binaları takip ediyor. Ayrıca, Türkiye’de üç çeşit sertifikanın bulunduğu yeşil binalarda yaygın olarak LEED sertifikasının alındığının da altını çizmekte fayda var. BASF olarak, iki binamızın da bu kategoride yer almasından mutluluk duyuyoruz.

Kurumunuz, varolan sınırları aşmak için neler yapıyor? Önümüzdeki dönem için neler planlıyor? 
Dünyanın lider kimya şirketi BASF olarak, Almanya, İngiltere, Polonya, Macaristan, İtalya, Fransa, Çin, Kore gibi ülkelerde düşük enerji tüketen binaların yapımına katkı sağlıyoruz; ev sahiplerini, mimarları ve mühendisleri sürdürülebilir gelecek için çaba göstermeye teşvik ediyoruz. Dünya genelinde enerji tasarrufu sağlayan binaların yaygınlaştırılmasına yönelik eğilim gün geçtikçe artarken, biz bunun maddi olarak ulaşılabilir olduğunu ortaya koyan projelere imza atıyoruz. Yapı sektörünün önde gelen hammadde, sistem ve çözüm sağlayıcısı olarak, yapım esnasında kullanılan kaynakların miktarını ve dolayısıyla enerji tüketimini azaltan ve yaşam konforuna daha fazla katkıda bulunan çözümler geliştiriyoruz.
Türkiye’de ise LEED sertifikalı iki binamızla yeşil bina konseptinin öncülerinden biriyiz. Kocaeli’de yenilediğimiz Dilovası Fabrikası Yönetim Merkezi binası “Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) Gold” sertifikası aldı. Çevre dostu ve enerji verimli ürünlerini de kullanarak yenilediğimiz bina, ABD Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından uluslararası olarak çevre ve insan sağlığını ön planda tutan LEED standartları doğrultusunda enerji verimliliği, ekolojik ürün kullanımı ve doğal yaşamın korunması açısından geliştirilerek restore edildi. Bina, Türkiye’deki LEED Gold Sertifikalı ilk renovasyon projesi olma özelliğini taşıyor. İkinci binamız olarak, Gebze’de inşa edilen Yapı Kimyasalları Lojistik ve Teknik Geliştirme Merkezi binamız da LEED Platinum alarak, en yüksek LEED derecesiyle sertifikalanan Türkiye’deki ilk endüstriyel bina oldu.
Tüm yeşil binalarımız, güneş ışığından maksimum düzeyde faydalanılmasını sağlıyor ve mükemmel seviyedeki yalıtımlarıyla enerji kaybını önlemeleri açısından akılcı bir sürdürülebilirlik modeli olarak dikkat çekiyor. Bu binalar yine doğal bir kaynak olarak niteleyebileceğimiz yağmur suyunu tekrar kullanım için depolayan akıllı sistemlere sahip. Örneğin, Darmstadt’taki Alman Pasif Ev Enstitüsü’nün, BASF tarafından üretilmiş veya BASF hammaddeleri içeren yalıtım ürünleri üzerine gerçekleştirdiği bir çalışmaya göre, sadece birkaç santimetre yalıtım kullanılarak bir binanın enerji tüketimini yaklaşık %70 oranında azaltmak mümkün olabiliyor.
BASF olarak, geliştirdiğimiz ürünlerle enerji verimliliğine önemli katkılar sağlıyoruz. Bu doğrultuda geliştirilen optimize yalıtım malzemesi Neopor Plus (EPS, genleştirilebilir polistiren), 0,030 W/m*K olarak açıklanan lambda değeriyle Avrupa’daki EPS yalıtım malzemeleri arasında termal iletkenlik bakımından en iyi nominal değeri ve etkili kullanım özelliklerini sunuyor.
Dış Cephe Yalıtım Sistemleri (ETICS), Neopor yalıtım malzemelerinin en geniş çaplı olarak kullanıldığı uygulama alanları olmayı sürdürüyor. Optimize edilmiş Neopor Plus, gelişmiş yalıtım performansı sayesinde levha kalınlığının azalmasını sağlıyor, böylece planlamacılar ve mimarlar için daha fazla esneklik sunuyoruz. Yüksek performanslı yalıtım malzememiz Neopor Plus, düz çatıların yalıtımı için de ekonomik bir çözüm sunuyor. Bir yalıtım klasiği olan Styropor’un gelişmiş versiyonu olan Gerçek Gri Neopor ürünümüz ise, ısı ışınımını bir ayna gibi yansıtan, böylece binalardaki ısı kaybını azaltan özel grafit parçacıklar içeriyor.
Elastopor H® ürünümüz enerji verimliliğine sahip poliüretan uygulamaları Elastopor® H ve Elastopir®, enerji verimliliğine sahip ve kolay uygulanabilir bir yalıtıma izin veriyor: Kapalı hücre yapısına sahip bir poliüretan sert köpük olan Elastopor® ve Elastopir’den yapılan yalıtım panelleri, çift duvar arası uygulamalarda ince ve etkin bir yalıtım sağlıyor.
X-SEED® ürünümüz ise, düşük, normal ve yüksek kur sicakliklarinda en az iki katı dayanım sağlayarak betonun sertleşmesini ilk aşamalarda (6-12) saat önemli ölçüde hızlandırıyor. Bu ürün, zamandan tasarruf edilmesine yardımcı oluyor ve betonun ısı kürü gerekliliğini ortadan kaldırarak veya azaltarak enerji verimliliğine olumlu bir etkide bulunuyor.
Green Sense® Concrete konsepti, BASF beton katkılarının ve çimento yerine kullanılan geridönüşümlü malzemelerin yardımıyla karbon ayakizini azaltıyor.
Son geliştirdiğimiz kullanıma hazır PU Panel’de dünyanın ilk yüksek performanslı poliüretan yalıtım malzemesini kullandık. Bu ürünle, küresel ısınmaya ve hammadde fiyatlarının artmasına karşı duyduğumuz hassasiyeti bir kez daha vurguluyoruz. İyi bir yalıtımın enerji harcamalarını ve tüketimi düşürmesinin çok önemli olduğunu biliyoruz.
BASF olarak ürünlerimizle yaşam kalitesini artırmak ve çevre duyarlılığına katkı sağlamak amacıyla da sektöre öncülük ediyoruz. Örneğin, evler için geliştirdiğimiz ses izolasyonu malzememiz Micronal® ile ses dalgaları emiliyor ve ısıya dönüştürülüyor. Bu sayede özellikle çalışma ortamlarında daha sessiz ve konforlu alanlar sağlanıyor.
BASF olarak, yaşam ve çalışma alanlarında daha konforlu, daha sağlıklı, daha tasarruflu binalarda yaşanılmasını hedefliyor, isteklerin hepsine cevap verebilmek için de “sürdürülebilir bir gelecek için kimya” yaratmaya devam ediyoruz.

* BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su

Önerilen makaleler