Uluslararası Af Örgütü, yapay zeka teknolojilerinin kullanımının bazı durumlarda insan hakları hukukuyla doğrudan tezat oluşturabileceğine dikkat çekiyor.
Fransa, Almanya ve İtalya, Avrupa Birliğinde (AB) yapay zekanın (AI) nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda bir anlaşmaya vardı. Reuters tarafından görülen ve Avrupa düzeyinde müzakereleri hızlandırması beklenen ortak bir belgeye göre üç hükümet, gönüllülük esasına dayanan ancak Avrupa Birliğindeki küçük ve büyük AI sağlayıcıları için bağlayıcı olan taahhütleri destekledi.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği Konseyi, bloğun kendisini nasıl konumlandırması gerektiğini uzun süredir müzakere ediyor. Haziran ayında Avrupa Parlamentosu, AI’nin yenilikçi gücünden yararlanırken AI uygulamalarının risklerini kontrol altına almak ve ayrımcı etkilerden kaçınmak için tasarlanan AI Yasası’nı sundu.
“Irkçı ve Ayrımcı Uygulamaları Artırabilir”
Öte yandan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), 13 Haziran 2023 tarihli açıklamasında, Avrupa Parlamentosu’nu, dönüm noktası niteliğinde bir düzenleme olan Yapay Zeka Yasasında geriye dönük ve anında uzaktan biyometrik kimlik tespit araçları gibi kitlesel gözetim teknolojilerinin kullanımını yasaklamaya çağırmıştı.
UAÖ, araştırmalarının, istilacı yüz tanıma teknolojisinin ırksallaştırılan (ırk temelli şiddet ve ayrımcılığa maruz bırakılan) gruplara karşı durdur-ara işlemlerini de içeren ırkçı ve ayrımcı kolluk uygulamalarını artırdığını gösterdiğini savunmuştu. Siyahların ve diğer koyu tenli grupların bu uygulamalardan orantısız etkilendiğinin belirtildiği açıklamada; yüz tanıma teknolojisinin aynı zamanda göçmenlerin ve sığınmacıların dolaşımını engellemek ve kısıtlamak için kullanıldığı da ifade edilmişti.
UAÖ Yapay Zeka Düzenlemelerine İlişkin Savunuculuk Danışmanı Mher Hakobyan ise uluslararası insan hakları hukukuyla doğrudan tezat oluşturan bu teknolojilerin kullanımına kapı açma riskine dikkat çekmişti.