Ekolojik sanatın öncülerinden Agnes Denes’in mekana özgü eseri Yaşayan Piramit, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde, 13 Eylül 2022-29 Ocak 2023 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor. 4 ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan Yaşayan Piramit’te; İstanbul’un kent florası içinden sanatçı ile birlikte seçilen, yaklaşık 600 türde, 2 bin bitki ve çiçek bulunuyor.
1960’lardan günümüze ekolojik sanatın öncülerinden Agnes Denes’in mekana özgü eseri Yaşayan Piramit Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) sergileniyor. Eser, 13 Eylül 2022-29 Ocak 2023 tarihleri arasında Sabancı Holding’in ana sponsorluğunda SSM’nin bahçesinde izleyiciyle buluşuyor.
Yaşayan Piramit eserinin tanıtım toplantısında; SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur, Çimsa CEO’su Umut Zenar ve Yazar Buket Uzuner söz aldı. Bilgilendirme toplantısının ardından katılımcılarla birlikte bitki ekimi gerçekleştirilerek piramit tamamlandı.
Dünyadaki varlığımızın bir metaforu olarak doğayla ilişkimizi canlandıran Yaşayan Piramit isimli eserle birlikte Agnes Denes’in 1969’da kaleme aldığı Manifesto da sergileniyor.
“Yaşayan Piramit Tabiatın Döngüsünü Yansıtacak”
SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Agnes Denes, tabiatın yıkımıyla ilgili sayısız eser vermiş olan ve bu kaygılarını bazen büyük gösterilere dönüştürerek insanları adeta sarsan bir sanatçı. Yaşayan Piramit neredeyse altı ay kadar bizi uyarmaya devam edecek ve adeta tabiatın bir döngüsünü yansıtacak” dedi.
Serginin doğayla aramızda olan ilişkiyi düşünmemize aracılık edeceğini söyleyen Dr. Ölçer, Denes’in tabiatın bize oynadığı hatırlatma rolünü çok önceden fark ettiğini, 60’lı yılların başından itibaren insanları uyarmaya çalıştığını belirtti.
“Toplumsal Bilinci Sürdürülebilir Kılmayı İstiyoruz”
Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Hakan Timur, “Serginin amacı çevreye faydalı olacak toplumsal bilinci sürdürülebilir kılmak ve bu konuda farkındalık yaratmak. Dünya genelinde son dönemde sürdürülebilirlik kavramının kurumlar nezdinde daha fazla önemsenip öncelikli hale gelmesi sürdürülebilirliğin gelişimi açısından umut verici bir durum” dedi.
Timur şunları söyledi: “İçinden geçmekte olduğumuz dönemde dünyanın bu hali bize gösteriyor ki dünyaya çok daha büyük bir perspektiften bakmaya, çok daha bütüncül bir reçeteye ihtiyacımız var. Biz de Sabancı Holding olarak sürdürülebilirlik stratejimizi bütünsel bir bakış açısıyla ve üç ana odak noktasıyla yönlendiriyoruz. Bunların ilki iklim acil durumu için öncü çözümler üretmek. İkincisi sosyal ve toplumsal katkılarımızı maksimize etmek ve bunun için etkin projeler gerçekleştirmek. Üçüncüsü de sürdürülebilir iş modelleri ve hizmetler geliştirmek.”
“Sürdürülebilirlik Ana Stratejimizin Bir Parçası”
Çimsa CEO’su Umut Zenar, “Sürdürülebilirlik konusunu çevremize ve toplumumuza olan sorumluluğumuzun bilinciyle, ana stratejimizin bir parçası ve bir iş yapma biçimi olarak ele alıyoruz. Yaşayan Piramit projesi bu nedenle desteklediğimiz bir süreç oldu. Bünyemizde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yapacağımız yatırımlarla karbon yoğunluğunu azaltmayı hedefliyoruz” dedi.
“Agnes Manifesto’sunu 1969’da Yazmış”
Agnes’in öncü bir sanatçı olduğundan söz eden Yazar Buket Uzuner, sanatçının adını Finlandiya’da öğrenciyken duyduğunu ancak eserlerini görmediğini, şimdi ise yollarının İstanbul’da kesiştiğini anlattı.
Agnes’in Manifestosu’nu okuyan Uzuner, “Manifesto bir savın maddeler halinde bildiri olarak sunulmasıdır. Bir kadın olarak bu Manifesto’yu 1969’da yazmış. Kadınların bilimde, sanatta daima ikincil olma durumu vardır. Ve o dönemlerde, daha zor dönemlerde, Agnes bunu yapmış; benim için çok kıymetli. Bugün burada yolumuzun kesişmesinin sebebi aslında aynı yolda yürüyor olmamız. O beni tanımasa da eminim biliyor ki değişik ülkelerde bu Manifesto’yu kendi gibi kadınlar okuyacaklar. Bu da inanılmaz bir ekofeminist bir ağın içinde olduğumuzu gösteriyor. Bu iyi bir haber…” şeklinde konuştu.
Piramidin Arkasındaki Düşünceler
İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekana özgü bir eser olan Yaşayan Piramit, doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendirilebilir.
10-11 Eylül’de katılımcıların bitki ekim sürecine dahil olduğu piramit, binlerce tohum çimlere ve çiçeklere dönüşürken büyüyecek ve biçim değiştirecek. Sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen, mermer üzerine yazılı Manifesto ise bahçenin kalıcı bir parçası olarak daimi koleksiyonda yerini alıyor.
İstanbul’un Kent Florasından Binlerce Bitki ve Çiçek
4 ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan 9 metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, her bir cephesine düşen güneş ve gölge miktarına göre belirlenerek İstanbul’un kent florası içinden sanatçı ile birlikte seçilen, yaklaşık 600 türde, 2,000 adet bitki ve çiçek var. Piramit bahçede sergilendiği sürece değişecek ve dönüşecek; bitkiler filizlenecek, çiçek açacak, bazıları tohuma kaçacak, bazıları ölecek.
Doğanın, insan uygarlığının en ikonik biçimlerinden biri olan piramit ile etkileşime girerken geçirdiği organik gelişimi gözler önüne sermeyi amaçlayan Denes, “Piramitler matematiğe dayalıdır ve böylece bir tür kusursuzluğa erişirler, fakat aynı zamanda temsil ettikleri ve görselleştirdikleri tüm kusurları da içerirler” diyor.
Denes, hemen bütün eserlerinde olduğu üzere, Yaşayan Piramit’in de katılıma öncelik veren boyutuyla, yerel ve küresel çevremizi korumaya yönelik etik bir sorumluluk duygusu uyandırmayı amaçlıyor.
Agnes Denes’in Yaşayan Piramit’i, çevre bilincini, korumayı ve sürdürülebilirliği teşvik eden öğrenme programlarıyla desteklenecek. Anıt, dağılıp yok olmak yerine onu paylaşacak topluluğun sahiplendiği küçük parçalar üzerinden yaşamaya devam edecek. Denes’in Manifesto’su ise bu eserin oluşturulması için bir araya gelen mikro topluluğu ve Yaşayan Piramit’i hatırlatmayı sürdürecek.