Araştırmacılar: “İklim değişikliğinin üreme, perinatal ve pediatrik sağlık üzerindeki etkilerine acilen değinilmezse, marjinal topluluklar için üreme adaletsizliklerini sürdürecek ve daha da kötüleştirecek.”
Araştırmalara göre iklim değişikliğinin sonucunda dünya genelinde yükselen sıcaklıklar, fetüsler, bebekler ve çocuklar üzerinde zararlı etkilere yol açıyor.
Altı farklı çalışmadan bilim insanları, iklim değişikliğinin -diğer negatif etkilerinin yanında- erken doğum ve küçük çocukların hastane yatış riskini artırdığı ve bebeklerde kilo sorunlarına yol açtığını buldu.
Bu ayrı çalışmalar, Pediatrik ve Perinatal Epidemiyoloji dergisinin özel sayısında yayınlandı.
Derginin konuk editörleri Prof. Gregory Wellenius ve Boston Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndan Prof. Amelia Wesselink, aşırı sıcaklıklar, kasırgalar ve orman yangını dumanları gibi artan sayıdaki kanıtın erken doğum riskini artırabileceğini işaret ettiğini söylüyor.
Çalışmalardan biri, sıcak hava dalgalarının yaşandığı bölgelerde erken doğumların görülme olasılığının %16 daha fazla olduğunu buldu. Araştırmacılar, 2004-2015 arasında Avustralya’nın Yeni Güney Galler’deki yüksek sıcaklık bölgesindeki 1 milyon hamile kadına bakarak bu araştırmayı yapmıştı.
Harris Country-Texas’ın sıcak ikliminde 2007-2011 arasında ortam sıcaklığı ile spontane erken doğum arasındaki ilişkiyi değerlendiren bir başka çalışmada da benzer bulgulara ulaşıldı. Annelerin sıcak hava dalgasına maruz kaldıktan sonraki gün erken doğum riskleri %15 olarak hesaplandı.
İsrail’de 200 bin doğumu analiz eden bir dergide yer alan çalışma ise yaşamın ilk yılında maruz kalınan yüksek sıcaklık ile kilo alımı arasındaki bağlantıları buldu. Gece sıcaklığına maruz kalan %20’lik kesimde bebeklerin %5’inde hızlı kilo alma riski daha yüksek.
Buna eşlik eden bir diğer çalışma ise batı ABD’de son yirmi yılda yaşanan orman yangınlarının sıklığı ve yoğunluğunun önemli oranda artışı sebebiyle hamile kadınlar arasında genelde hava kirliliği ile ilişikli bulunan fetal gastroşizis durumunda bulunma olasılığının %32 daha fazla olduğunu gösteriyor. Fetal gastroşizis, Wellenius ve Wesselink’e göre nadir görülen fakat “görülme sıklığı artan” bir karın duvarı bozukluğu.
Profesörler ve yardıcı editörler, derginin yükselen sıcaklıklarla birlikte orman yangınları, bebekler ve fetüslerin maruz kaldığı kirliliği inceleyen özel baskısında şunları yazdı: “Kanıtlar açık: İklim tehlikleri -özellikle de sıcaklıklar ve hava kirliliği- olumsuz üreme, perinatal ve pediatrik sağlık sonuçlarına yol açıyor.
Profesörler, araştırma bulgularının daha marjinal kesimlerden gelen annelerin iklim tehlikelerine maruz kalma risklerinin çok daha yüksek olduğunu ve bu annelerin hem sistematik hem de yapısal baskılar nedeniyle bu tehlikelerin etkilerine daha az dirençli olduklarını da ekledi.
Profesörler, “İklimimiz insan faaliyetlerinin sonuçları ile şimdiden derinden değişti. Bu değişiklikler sağlığımıza büyük ölçüde zarar veriyor ve bazı topluluklar/bireyler, diğerlerinden çok daha fazla etkileniyor” dediler ve eklediler:
“Üreme adaleti -kişisel bedensel özerkliği koruma, çocuk sahibi olma, çocuk sahibi olmama ve sahip olduğumuz çocuklara güvenli ve sürdürülebilir topluluklarda ebeveynlik yapma- bir insan hakkı. İklim değişikliğinin üreme, perinatal ve pediatrik sağlık üzerindeki etkilerine acilen değinilmemesi, en marjinal topluluklar için üreme adaletsizliklerini sürdürecek ve daha da kötüleştirecek.”