EY’ın güncel Geleceğin Tüketici Endeksi araştırmasına göre, “Önce gezegen” diyen tüketiciler için sürdürülebilirlik günlük hayatlarında benimsedikleri bir yaşam biçimi. “Önce toplum” tüketiciler ise sağlıklı bir toplumun sağlıklı bir gezegenle mümkün olduğunun farkında. Üretimi etik değerler gözetilerek gerçekleştirilmiş ürünlere büyük ilgi gösteren bu grubun %56’sı sürdürülebilir ürünler için daha fazla para ödemeye hazır.
EY (Ernst & Young), Geleceğin Tüketici Endeksi (Future Consumer Index) araştırmalarının 11.’sini yayımladı. Tüketici tercih ve davranışlarındaki değişimi mercek altına alan araştırma, 27 ülkeden 21 bin tüketici ile yapılan anket çalışmalarına dayanıyor. Yeni tüketici tercihleri ile değişen tutum ve alışkanlıkları detaylı biçimde analiz eden EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi araştırması, düzenli göstergelerin yanı sıra hangi değişikliklerin geçici, hangilerinin ise temel nitelikte olabileceğine ilişkin bir perspektif sunuyor.
Araştırma, COVID-19 tehdidinin geride kaldığının düşünüldüğü bir dönemde, başa çıkılması gereken birçok farklı endişenin ortaya çıktığına dikkat çekiyor. Tüm dünyada yükselen enflasyon ve enerji krizi bu endişeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Araştırma; gelecek aylarda daha da derinleşeceği tahmin edilen ekonomik krizin tüketicileri etkilemeye devam edeceğini gösteriyor, yine de uygun maliyetin tüm tüketiciler için “tanımlayıcı etken” niteliğinde bir endişe kaynağı olmadığının da altını çiziyor. Araştırma, tüketicilerin harcama ve yaşam tarzı tercihlerinin maliyetin yanı sıra başka faktörler tarafından da şekillendirildiğini gösteriyor.
EY Geleceğin Tüketici Endeksi, değişen tutum, tercih ve alışkanlıkların yarattığı fırsat ve zorlukların öngörülebilmesini kolaylaştırmak için tüketicileri beş kategoride ele alıyor.
1. “Önce Uygun Maliyet” Diyen Tüketiciler
“Önce uygun maliyet” diyen tüketiciler, fiyat ve maliyetlere güçlü bir şekilde odaklanıyor. Birçoğu, yaşadıkları ülkenin ekonomik görünümü ve kişisel mali durumlarının geleceği konusunda karamsar ve yaklaşık %40’ı hayatlarının üç yıl içinde daha olumsuza doğru bir seyir izleyeceğini düşünüyor. Harcamalarını temel ürünlere odaklayan ve moda trendlerini takip etme ihtiyacı hissetmeyen (%76) bu grupta gelecek yıl tatil yapmayı planlayanlar küçük bir azınlık durumunda. Ayrıca araştırmaya katılan tüketicilerin %71’i, ellerindekini tamir edebilecekken yeni bir ürün almak istemiyor.
2. “Önce Gezegen” Diyen Tüketiciler
“Önce gezegen” diyen tüketiciler de diğer gruplar kadar olmasa da enflasyon konusunda endişeli. Ancak bu grubu “sürdürülebilirlik” tanımlıyor; daha az finansal kaygı içerisindeler ve harcamalarını kısma olasılıkları daha düşük. Sürdürülebilirlik, günlük hayatlarında benimsedikleri bir yaşam biçimi. Bu gruptaki tüketiciler daha sürdürülebilir olmak için alışkanlıklarının çoğunu değiştiriyorlar. Sürdürülebilir ürünler için daha fazla ödemeye hazır olduklarını söyleyenlerin oranı %58. %30’u daha sürdürülebilir olabilmek için daha az satın alma eğiliminde. “Önce gezegen” grubundaki tüketiciler, başkalarının davranışlarını etkilemeyi bir sorumluluk olarak düşünüyorlar ve kendi satın alma kararlarını yönlendirmek için daha fazla bilgi beklentisindeler. Öte yandan, birçoğunun hâlâ en son modayı veya teknoloji trendlerini yakından takip etme arzusunda olması, sürdürülebilir yaşama bağlılıklarının her zaman eylemlere yansımadığını da gösteriyor. Genelde dijitalde bilgi ve deneyim sahibi olan bu kategorideki tüketiciler alışveriş yapmak için dijital kanalları kullanmayı tercih ediyor.
3. “Önce Deneyim” Diyen Tüketiciler
Ortalamanın üzerinde bir gelire ve eğitime sahip olan “önce deneyim” tüketici grubu, harcamalarını diğerleri kadar kısma ihtiyacı hissetmiyor. Yaklaşık üçte biri, ev dışı eğlence etkinliklerine veya tatillere daha fazla harcama yapma eğiliminde. Neredeyse yarısı önümüzdeki altı ay içinde bir tatil rezervasyonu yapmış durumda ve %48’i tatil için geçmişe göre daha fazla para harcamayı planlıyor. Bu gruptaki tüketiciler dışarı çıkıp deneyimlerin tadını çıkarmak için can atıyorlar ve %63’ü pandemi döneminde kaçırdıklarını düşündükleri şeyleri yakalamak istiyor. Çevrimiçi hizmetlere abonelik olasılıkları çok daha yüksek olan bu gruptaki tüketiciler diğer gruplara kıyasla ev içi deneyimlerden de daha fazla keyif alıyor. Örneğin, %41’inin çevrim içi oyun hizmetlerine aboneliği var.
4. “Önce Sağlık” Diyen Tüketiciler
Önceliği sağlık olan bu gruptaki tüketiciler, fiziksel ve zihinsel sağlıklarına öncelik veriyor. İklim değişikliği ile mücadeleyle birlikte sağlık ve refahın toplumun en önemli konuları olduğunu düşünüyorlar. “Önce sağlık” diyen tüketicilerin %54’ü, önümüzdeki yıllarda satın alma davranışlarını yönlendiren temel bir faktör olarak sağlık ve zindeliğe öncelik vermeyi planlıyor. “Önce sağlık” grubu, maliyet baskısı sorunlarının daha uzun vadeye yayılacağını düşünüyor. Bundan dolayı, temel nitelikte olmayan ürünlere, özellikle de daha az sağlıklı ürünlere yönelik harcamalarını önemli ölçüde kısıyorlar. %44’ü alkollü içeceklere yönelik harcamalarını azaltma eğiliminde. Ülkelerinin genel ekonomik görünümüyle ilgili karamsarlık taşıyorlar ve artan maliyetler konusunda yine oldukça kaygılılar. “Önce sağlık” tüketicileri, çevrimiçi sipariş veya video gibi yerleşik dijital hizmetlerden memnun. Yeni dijital varlıkları denemek için ise diğer gruplara göre daha az açıklar.
5. “Önce Toplum” Diyen Tüketiciler
Önceliği toplumun faydasına veren bu gruptaki tüketiciler, aynı zamanda artan yaşam maliyetleri konusunda en az endişe duyanlar. Yine de alışkanlıklarını değiştiriyor ve maliyetleri azaltmak için daha ucuz markalara yöneliyor ya da yalnızca temel ihtiyaçları satın alma yoluna gidiyorlar. Tanımlayıcı öncelikleri toplum fayda olan bu gruptaki tüketiciler, sağlıklı bir toplumun sağlıklı bir gezegenle mümkün olduğunun da farkındalar. Üretimi etik değerler gözetilerek gerçekleştirilmiş ürünlere büyük ilgi gösteren bu grubun %56’sı sürdürülebilir ürünler için daha fazla para ödemeye de hazırlar. %70’i organizasyonların etik davranıp davranmadıklarına dikkat ediyor ve satın alma kararlarını buna göre veriyor. Daha sürdürülebilir seçimler yapmalarına yardımcı olmak için daha fazla bilgi talep edenlerin oranı, yaklaşık üçte iki. Bu bilgilere ulaşmak için şirketlere e-posta, sohbet botları veya sosyal medya üzerinden mesajlaşma yoluyla ulaşmak onları mutlu ediyor.