#ekoIQ İklim Yeni Çalışma: İstanbul’daki 20 Sıcak Hava Dalgası 4281 Kişinin Hayatına Mâl Oldu
İklim

Yeni Çalışma: İstanbul’daki 20 Sıcak Hava Dalgası 4281 Kişinin Hayatına Mâl Oldu

sıcak hava dalgası

Yeni bir araştırma, 2004 ile 2017 arasında İstanbul’da yaşanan 30 sıcak hava dalgasından 20’sinin 4281 kişinin ölümüne yol açtığını ortaya koydu.

YAZI: Erhan ARCA

Hazal Cansu Çulpan, Ümit Şahin ve Günay Can’ın Atmosphere isimli dergide ısı dalgalarının mortalite üzerindeki etkisini inceleyen bir araştırma yayımladı. “Isı-Sağlık Eylem Planı Geliştirmek İçin Bir Adım: Isı Dalgalarının Mortalite Üzerindeki Etkilerini Değerlendirmek” adlı araştırma, Türkiye’nin coğrafi konumu ve kuzeye doğru genişleyen çöl iklimi nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olacağını belirtiyor. Bunun yanı sıra Türkiye’nin geçmişe göre daha fazla sıcak hava dalgasına maruz kaldığını ve ülkenin yakında daha sıcak ve kurak olacağını bildiriyor. 1960’lardan beri sıcak gün sayısı, sıcak hava dalgalarının sıklığı, süresi ve yoğunluğu Türkiye’nin batı kesiminde artıyor. Yaklaşık 15,5 milyon nüfusa sahip İstanbul da sıcak hava dalgalarının yarattığı olumsuz sağlık koşullarından etkileniyor.

1950 yılından itibaren Türkiye’de yaşanan sıcak hava dalgalarını belirleyen başka bir araştırma 2007, 2010 ve 2017 yıllarında sıcak hava dalgalarının zirve yaptığını ortaya koymuştu. 2017 yılında 6 gün süren sıcak hava dalgasının ise ölüm riskini %21 artırdığı tespit edilmişti. Güney Avustralya’da yapılan bir diğer araştırma ise orta şiddetteki sıcak dalgalarında ölüm riskinin %5 ila %28 arasında arttığını, yüksek yoğunluklu sıcak dalgalarında ise %22 ila %50 oranlarında arttığını gösteriyor.

İstanbul’u merkezine alan yeni çalışma ise, 2004 ile 2017 arasında İstanbul’da yaşanan 30 sıcak hava dalgasından 20’sinin 4281 kişinin ölümüne yol açtığını ortaya koydu. 2004 yılında sıcak hava dalgasının olmadığı, 2009 ve 2014 yıllarında ise sıcak hava dalgalarındaki ölüm oranlarında büyük bir artış yaşanmadığı ifade ediliyor. 2009 ve 2014 yıllarında ısı yoğunluğunun düşük olmasının düşük ısı stresine yol açmış olabileceği ve bu nedenle ölüm riskinde artış yaşanmamış olabileceği belirtiliyor. Ancak, düşük yoğunluklu sıcak dalgalarının da sağlığı olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor.

Nasıl Önüne Geçeceğiz?

Aşırı ısınmanın halk üzerinde yaratacağı olumsuz sağlık etkilerinin önüne geçmek ise; bilimsel araştırma sayısını artırmak, halk sağlığı politikaları uygulamak ve erken uyarı sistemleri dahil yerel ve ulusal düzeylerde hazırlık önlemleri oluşturmakla mümkün. Araştırmacılar yaptıkları çalışmada önemli bir ölçüt olan iklime alışma indeksini de gözeten bir yöntem kullanıyor. Araştırmacılardan Dr. Çulpan ve Dr. Şahin kullandıkları yöntemi şöyle tarif etti:

Sıcak dalgası tanımı yerel iklim koşullarına göre değişkenlik göstermekte, bunlardan biri de Avustralya Meteoroloji Bürosu’nun geliştirdiği yöntem. Bu yöntemin iki bileşeni bulunuyor. Bunlardan ilki, üç günlük dönemin tarihsel sıcaklık eşiğine göre ne kadar sıcak olduğunu ölçüyor. Biz çalışmamızda İstanbul’da 1971-2000 arası 30 yılın yaz sıcaklıklarını tarihsel sıcaklık ortalaması olarak kullandık. Bu ortalamaya göre 95. persentilin üzerindeki günleri sıcak dalgası olarak tanımladık. İkinci bileşen ise üç günlük dönemin bir önceki otuz günden ne kadar sıcak olduğunu, diğer bir ifadeyle insanların kısa vadeli aklimatizasyonu gösteriyor.

Bu yöntemle hem uzun vadeli hem de yakın geçmişteki sıcaklıklara göre değerlendirme yapılabiliyor. Çalışmamızda bu iki bileşenin bir arada yer aldığı bir endeks kullandık. Aklimatizasyonun da hesaba katılması sıcak dalgalarının sağlık etkilerini incelerken hastalığa ve ölüme neden olan aşırı sıcak dönemlerin daha hassas biçimde belirlenmesini sağlıyor. Bu özelliği nedeniyle de kullandığımız Aşırı Sıcak Faktörü (EHF) endeksinin kurulacak bir erken uyarı sistemi için kullanışlı bir gösterge olduğunu düşünüyoruz.”

Dr. Çulpan ve Dr. Şahin kullandıkları yöntemin Türkiye’de uygulanabilirliğini hakkında şunları söylüyor: “Bu endeksi oluşturmak kolay; gereken veri toplanıyor, tahminler zamanında yapılıyor. Ancak bu yöntemle sıcak dalgalarının ölümler üzerine etkisinin yanı sıra ambulans çağrıları ve acil servis başvuruları gibi ölçütler üzerindeki etkisinin de incelenmesi gerekir. Böylece sıcak dalgalarının sağlık etkileri daha net görülebilir. Ayrıca günlük ölüm istatistiklerinin de daha detaylı toplanması ve erişilebilir olması gerekiyor, özellikle ölüm nedeninin sıcakla yakından ilişkisi var. Bu çalışmaların da yapılmasıyla yakın gelecekte sıcak dalgaları belirlenerek erken uyarı sistemleri ve yerel düzeyde sıcak-sağlık eylem planları oluşturulabilir.”

Veri şeffaflığına dikkat çeken araştırmacılar, yaptıkları çalışmanın daha fazla veri sunması önündeki en büyük dezavantajın düzenli sağlık verilerine ulaşmadaki zorluk olduğunu ve kimi verilere ulaşmanın mümkün olmamasını gösteriyor. Dr. Çulpan ve Dr. Şahin: “Ölüm verileri düzenli olarak kaydedilmeye çok yakın geçmişte başladı. Öte yandan hastanelerden sağlık kayıtlarını almak istediğimizde çoğu zaman olumsuz yanıt alıyoruz. Günlük ölüm verilerini de her il için bütün detaylarıyla almak kolay değil, oysa bu çalışmaların bütün büyük kentler için tekrarlanması gerekiyor. Dolayısıyla daha fazla çıktı sunabilmek için daha çok veriye ulaşabilmemiz gerekli. Tabii bunun için de bu tür çalışmaların sağlığı koruyucu politikaların oluşturulması adına kullanılmasına verilen değerin artması gerekiyor” dedi.

“En Ölümcül İklim Felaketi”

Kimi çalışmalar aşırı sıcak hava dalgalarını takip eden haftalarda ölüm oranlarında azalma olduğunu gösteriyor. Mortalitedeki bu kısa vadeli değişime hasat etkisi deniyor. Hasat etkisine göre, sıcak hava dalgaları en çok “sağlığı zaten kısa vadede hayatını kaybedecek kadar bozulmuş insanları” etkileniyor. Yüksek düzeyde EHF değerlerinin uzun süreli olduğu ya da hızlı arttığı sıcak hava dalgalarında ölüm riskinde yükselme gözlemleniyor.

Sıcakların ve sıcak dalgalarındaki artışın hastalık ve ani ölümlerle insanları doğrudan etkilediğini ve tarımsal ve ekolojik kuraklığın ise vektörel hastalıkların artması ve benzeri yollarla dolaylı olarak etkilendiğini belirten Dr. Çulpan ve Dr. Şahin sıcak dalgalarının farkına varılmayan ve görünmeyen ciddi bir halk sağlık problemi olduğunu ifade etti. Dr. Çulpan ve Dr. Şahin sözlerine şöyle devam etti:

“Sıcak dalgaları araştırmamızda da gösterdiğimiz gibi, bugün her yıl sadece İstanbul’da yüzlerce insanın canına mâl olan en büyük iklim felaketi durumunda. Seller, fırtınalar vb. daha görünür felaketler olsa da sıcak dalgalarının insanları öldürdüğünü pek doğrudan görmüyoruz, ancak sonradan istatistiksel yöntemlerle ölümleri hesaplıyoruz. Bu nedenle önce sıcak dalgalarının en öldürücü iklim felaketi olduğunu kavramak ve ona göre bir eylem planıyla harekete geçmek zorundayız. Çünkü belki sıcak dalgalarını önleyemeyiz, ya da bu ancak iklim kriziyle mücadeleyle mümkün olabilir, ama sıcak dalgalarının insanları öldürmesinin önüne geçebiliriz.”

About Post Author