EkoIQ Editör
Yeni bir çalışma, plastiğin geri dönüştürülmesine yönelik tekniklerin yanlışlıkla daha fazla mikroplastiğin çevreye yayıldığına işaret ediyor.
İskoçya’daki Strathclyde Üniversitesindeki ve Kanada’daki Dalhousie Üniversitesindeki araştırmacılardan oluşan ekip, plastiğin geri dönüştürülmesine yönelik tekniklerin yanlışlıkla daha fazla mikroplastiğin çevreye yayıldığına işaret ediyor.
Bunun çok tehlikeli sonuçları olacağını söyleyen ekip, bir geri dönüşüm tesisindeki plastikleri temizlemek için kullanılan suyu test etti.
Plastiğin geri dönüştürülmesi için öncelikle temizlenmesi gerekiyor. Ancak bunun için suya ihtiyaç var ve yapılması gereken işlemde birkaç kez suda yıkanma süreci de var. Sürecin geri kalanında ise parçalanma ve eritme yer alıyor.
Geçmiş yıllarda yapılan araştırmalarda ise suyla plastiklerin arındırılmasının tehlikesine vurgu yapılmış ve bu yıkama işlemiyle mikroplastiklerin suya geçebileceği savunulmuştu.
Yeni çalışmada ise seçilen tesiste plastiğin dört kez yıkandığı keşfedildi.
Tesisin yakınlarındaki su kaynaklarında ise içinde ne kadar plastik olduğu test edildi. Ekip, dört kaynakta mikroplastiklere ulaştı. Hatta çoğu geri dönüşüm tesisinde bu plastik temizleme suyunun kanalizasyon sistemlerine ya da doğrudan çevreye verildiği belirlendi. Bu da insanların her ‘dönüştürme’ işleminde daha fazla mikroplastik ile buluştuğunu gösteriyor.
Her yıl çevreye yaklaşık 6.5 milyon pound mikroplastik yaydığı tahmin ediliyor.
Öte yandan incelenen tesiste partikül oranını %50 oranında azaltan bir filtreleme sistemi kurulduğu ve bu halde çok yüksek oranda mikroplastiğin çevreye yayıldığı aktarıldı. Bu bilgiler göz önüne alındığında geleceği tehdit ettiği söylenebilir. Araştırmada 1.6 mikrona kadar plastikler test edilse de çok daha küçük oranda mikroplastik çevrede bulunuyor.
Hatta yapılan araştırmalara göre bazı plastikler hayvanlarda tek tek hücrelere dahi girecek kadar küçük olabildiğini gösteriyor.
Çalışma Journal of Hazardous Materials Advances dergisinde yayınlandı.
EKOIQ
