WWF-Türkiye’nin, 29 Mart 2023’de düzenlediği Yeşil İyileşme Forumu, Türkiye’de yakın zamanda meydana gelen depremlerin ardından yaşanan felaketin yıkıcı etkilerinin azaltılması ve benzeri doğal olayların sonucunda ortaya çıkması istenmeyen afet durumlarının engellenmesi için sürdürülebilir çözümler bulmayı amaçlıyordu. Forumun bir devamı olarak, etkinliğin çıktısı niteliğindeki Yeşil İyileşme Forum Raporu tamamlandı ve kamuoyu ile paylaşıldı.
Afetlere karşı daha dirençli ve doğayla uyumlu bir gelecek için “Yeşil İyileşme” çağrısı yapan WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Şubat ayında yaşanan depremlerin ardından enkaz kaldırma çalışmalarından yeni yaşam alanlarının geliştirilmesine kadar geçecek sürecin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğini değerlendirmek ve karar vericiler için stratejik öneriler seti ortaya koymak üzere 29 Mart’ta Yeşil İyileşme Forumu düzenlemişti. Forum, Türkiye’de yakın zamanda meydana gelen depremlerin ardından yaşanan felaketin yıkıcı etkilerinin azaltılması ve benzeri doğal olayların sonucunda ortaya çıkması istenmeyen afet durumlarının engellenmesi için sürdürülebilir çözümler bulmayı amaçlıyordu.
Rapor, Yuvarlak Masa Toplantılarının Çıktısı Niteliğinde
Forumun ikinci yarısında gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantılarında enerji, şehircilik, doğa, tarım, çevre ve yönetişim konuları ayrı ayrı ele alınmıştı. Bölgesel farklılıklar gözetilerek çevrenin korunması, yeniden inşa sürecinde sürdürülebilir/yenilenebilir enerji sistemlerine öncelik verilmesi, tarım kooperatiflerinin desteklenmesi, yerel üretimin teşvik edilmesi, bölgedeki şehircilik yaklaşımının yapılandırılması ve zihinsel dönüşüm ihtiyacı gibi sonuçların ortaya çıktığı forumun çıktılarının bir kitapçık haline getirilerek, bir kaynak olarak paylaşılacağı duyurulmuştu. Forumun bir devamı olarak, etkinliğin çıktısı niteliğindeki Yeşil İyileşme Forum Raporu tamamlandı ve kamuoyu ile paylaşıldı.
Yeşil İyileşme Forum Raporu’nun Sonuç bölümünde özetle aşağıdaki ifadelere yer verildi:
- 2023 yılının Şubat ayında meydana gelen ve 11 ilimiz ile komşu ülkelerde milyonlarca insanı etkileyerek, resmi kayıtlara göre 50 bini aşkın kişinin yaşamına mâl olan bu büyük yıkımın iyileşmesi onlarca yıl alacaktır.
- Ülkemizin ve dünyanın gündemine son yıllarda, pandemi süreci, iklim krizi ile artan aşırı hava olayları, seller, kuraklık dalgaları ve orman yangınları damgasını vurmuş, son depremler ise bu felaketler silsilesine telafisi olmayan kayıplar eklemiştir. Tüm bu afetler zincirinin bize acı bir şekilde gösterdiği üzere, insanın sağlığı ve esenliği, doğanın sağlığı ile ayrılmaz bir bütündür.
- Yeniden ayağa kalkma, bina inşa etmenin ötesine geçerek, depremzede illerimizde yaşamı yeni bir anlayışla kurmayı amaçlamalıdır. Enkaz kaldırma çalışmalarından yeni yaşam alanlarının geliştirilmesine kadar, sağlıklı bir gelecek kurma mücadelesi olarak gördüğümüz bu ayağa kalkma sürecinin her aşamasını yeşil iyileşme ilkelerine göre ele almalıyız.
- Depremler, orman yangınları, seller, toprak kaymaları gibi felaketlere karşı ülkemizde bugüne kadar gösterilen yaklaşım genellikle afet sonrası çalışmalar üzerinde yoğunlaşmakta, bu da can, mal ve doğa kaybının yüksek olmasına yol açmaktadır.
- Doğa ile uyumlu kentler inşa edilmediğinde çevresel sorunlar da artmaktadır.
- Yaşam alanlarımızın daha güvenli bir şekilde yeniden inşa edilebilmesi ve gelecekte karşılaşılabilecek benzer şoklara karşı daha dirençli olabilmesi için doğa/çevre, afet yönetim stratejisinin ayrılmaz bir bileşeni olarak ele alınmalıdır.
- Depremin yarattığı yıkımın onarılmasında, başta kamu kurumları olmak üzere, yerel yönetimler, meslek örgütleri, bilim dünyası ve sivil toplum işbirliği ile bu belgede yer alan önerileri de içeren yeşil iyileşme ilkelerinin deprem sonrasında ayağa kalkma ve yeniden yapılanma sürecinde hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.