İklim

(Yenilenebilir Enerji x 3) + (Enerji Verimliliği x 2) = +1,5°C

Rapora göre, 2derece sıcaklık artışına ulaşmak için 2030 yılına kadar salımların %28; 1,5 derece artış için ise %42 oranında azaltılması gerekiyor. Buna ulaşma yolunda ülkelerin verdikleri taahhütler çok önemli; zira salımların %80’i net sıfır taahhüdü veren ülkelerden kaynaklanıyor.

Elif Gökçe ŞAHİN, gsahin@alumni.harvard.edu

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UN Environment Programme-UNEP) Kasım ayında “Emisyon Açığı Raporu 2023: Kırılmış Rekor-Sıcaklıklar yeni en yüksek seviyeye ulaşıyor, ama dünya hâlâ salımları kısmayı beceremiyor (yeniden)” (Emissions Gap Report 2023: Broken Record-Temperatures hit new highs, yet world fails to cut emissions [again]) adlı bir rapor yayımladı. İsminden de anlaşıldığı gibi rapor; sıcaklık ve seragazı salımlarının her geçen gün rekor seviyelere ulaşmasına karşın hiçbir önlem alınmadığından ve bu gidişle ortalama küresel sıcaklığın yüzyılın sonuna kadar Sanayi Devrimi öncesine göre 2,5-2,9°C artmasının bekleneceğinden bahsediyor. Dolayısıyla bugüne kadar Paris Anlaşması’nda verilen taahhütlerin dahi artık yetersiz kalacağı; daha katı salım azaltma yöntemlerine gidilmesinin gerekliliği vurgulanıyor. Rapora göre, 2derece sıcaklık artışına ulaşmak için 2030 yılına kadar salımların %28; 1,5 derece artış için ise %42 oranında azaltılması gerekiyor. Buna ulaşma yolunda ülkelerin verdikleri taahhütler çok önemli; zira salımların %80’i net sıfır taahhüdü veren ülkelerden kaynaklanıyor.

Paris Sözleri Tutulamadı; Artış 3 Dereceye Yaklaşabilir!

Bu yılın başından Ekim ayının başına kadar geçen dönemde toplam 86 farklı günde Sanayi Devrimi öncesine göre 1,5 derece sıcaklık artışı tespit edilmiş. Eylül ayı ise ortalama 1,8 derecelik artış ile şimdiye kadarki en sıcak ay olmuş. Küresel ölçekte seragazı salımları ise 2021’den 2022’ye %1,2 oranında artış göstererek yeni bir rekor olan 57,4 GtCO2e seviyesine ulaşmış. Seragazı salımlarını kısma çalışmaları bu şekilde sınırlı kalırsa yüzyıl sonuna kadar sıcaklık artışı 3°C’ye çıkacak. Nationally Determined Contributions (NDCs) tarafından verilen taahhütler tutulsa dahi, sıcaklık artışı 2,9°C olacak. Ek taahhütler de devreye girerse artış 2,5°C olacak ki G20 ülkelerinden hiçbiri bu konuda aksiyon almaya başlamadı ve başlayacağına dair taahhüt vermedi. Yani hâlâ %66 kesinlikle, artışlar 1,5 dereceden çok daha yüksek olacak. En iyimser senaryoya göre; artışın 1,5 derecede kalma olasılığı sadece %14 seviyesinde. Rapora göre, artışı 1,5 derecede kısıtlamak için tek çare atmosferden karbon yakalama çalışmalarının hızlanması ve yeni projelerin geliştirilip devreye alınması.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), Ekim ayında Dünya Enerji Geçişi Görünümü 2023: 1,5°C Yol Haritası (World Energy Transitions Outlook 2023: 1,5°C Pathway) adlı bir rapor yayımladı. Rapor COP28’e hazırlık olarak, 2030 taahhütlerinin detaylı analizini, hedefin gerisinde kalan kısımları ve bunları çözme yöntemlerini içeriyor. Rapora göre, Paris Anlaşması’ndaki hedeflere ulaşılması için yapılması gereken tek gerçekçi şey; yenilenebilir enerji kullanımının üç katına, enerji verimliliğinin ise iki katına çıkarılması.

2022 yılı, %40 artışla yenilenebilir enerji üretimindeki en büyük artışı gördü. Fakat sektörel ve bölgesel farklılıklardan ötürü, bu rekor artış dahi 1,5°C artış için yeterli olmuyor. Yenilenebilir enerjinin günümüzdeki kapasitesi 3.400 GW seviyesinde. 2030 yılına kadar bu kapasiteyi üç katına çıkarmak için yıllık yaklaşık 1.000 GW kapasite ekleyip yedi yıl sonunda toplam kapasiteyi 11.000 GW seviyesine çıkarmak gerekiyor.

Kalkınma, İklim ve Doğa Krizleri

Dünya Bankası, Aralık ayında “Kalkınma, İklim ve Doğal Krizler: Yaşanabilir bir Gezegende Yoksulluğu Bitirmek–42 Ülkeyi Kapsayan Dünya Bankası Ülke İklim ve Kalkınma Raporlarından Öngörüler” (The Development, Climate, and Nature Crisis: Solutions to End Poverty on a Livable Planet-Insights from World Bank Country Climate and Development Reports covering 42 economies) adlı bir rapor yayımladı. Rapor; dünyanın halihazırda birbirine bağlı üç krizle (kalkınma, iklim ve doğa) karşı karşıya olduğunu ve şimdiye kadar atılan iklim adımlarının yetersiz olduğunu vurguluyor. Dünya Bankası’nın ülke raporları, her ülke için ayrı ayrı en etkili adımlar listesi ve adaptasyon öncelikleri sunarken, daha geniş kalkınma ve sürdürülebilirlik amaçlarına ulaşmalarına yardımcı oluyor.

Yenilenebilir Yine Yükselişte

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ve Dünya Meteoroloji Organizasyonu ilk ortak çalışmaları olan “2022 Yılı Değerlendirmesi: İklim Kaynaklı Küresel Yenilenebilir Enerji Potansiyel Kaynakları ve Enerji Talebi” (2022 Year in review: Climate-driven Global Renewable Energy Potential Resources and Energy Demand) adlı raporlarını Aralık ayında, COP28 toplantısının ilk gününde yayımladı. Rapor, meteorolojik değişkenlerin yenilenebilir enerji üstündeki etkilerini ve aralarındaki sinerjiyi ortaya koymayı amaçlıyor. 2022 yılında tüm küresel enerji kapasitesinin %83’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Rapora göre, yenilenebilir kaynaklardaki bu artış eğilimi devam ederse, 2050 yılına kadar enerji tüketiminden kaynaklanan karbon salımı sıfırlanacak ve fosil yakıt kullanımı ciddi bir şekilde azalacak.

Raporda öne çıkan bulgular şu şekilde:

  • Yenilenebilir enerji kaynakları, doğal iklim olaylarından çok etkileniyor. Örneğin, sezonluk veya yıllık rüzgar enerjisi değişkenliği %15 seviyelerine çıkabilirken güneş enerjisinde daha az değişkenlik gözlemleniyor.
  • İklim olaylarının yenilenebilir enerji kaynakları ile olan ilişkisini anlamak, enerji verimliliği ve dayanıklılığı için çok önemli. Örneğin El Nino gibi büyük doğa olaylarının çeşitli enerji kaynakları üzerindeki etkilerini bilmek, zorluklara karşı mücadele ederken önlem almayı kolaylaştırıyor.
  • İklim olaylarını yenilenebilir enerji operasyonlarına, yönetimine ve planlamasına entegre etmek erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesinde yararlı olur.
  • Enerji üretiminde esneklik ve yedeklilik (Örneğin rüzgar varken rüzgar, yokken güneş enerjisi kullanmak) sağlamak verimliliği ve üretimi artırır.

 Bu yazı ekoIQ’nün 109. sayısında “Paris Sözleri Tutulamadı; Artış 3 Dereceye Yaklaşabilir!” başlığıyla yer almaktadır. 

About Post Author