İklim Haber ve KONDA Araştırma “Türkiye’de İklim Değişikliği Algısı” araştırmasına göre, toplumun %36’sı yenilenebilir enerji yatırımlarını, diğer %36’sı ise seller ve yağmurlara karşı altyapı çalışmalarını, iklim kriziyle mücadelede belediyelerin yapması gereken en önemli iki çalışma alanı olarak görüyor.
Bulut BAGATIR
İklim Haber ve KONDA Araştırma, Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve her geçen yıl şiddetini daha da artıran iklim krizi hakkındaki görüşlerini öğrenmek için 2018’den bu yana tekrarladığı anketi bu yıl da gerçekleştirdi. Türkiye çapında 2 bin 833 kişiyle hanelerinde görüşme yapılarak gerçekleştirilen anketin bir bölümünde ülkemizde iklim değişikliğine karşı gösterilen çabaların nasıl algılandığına ve bu kapsamda neler yapılması gerektiğine odaklanıldı.
İklim krizinin giderek şiddetlenmesi ile beraber çağımızın en büyük sorunu ile mücadelede en çok görevin kime düştüğü tartışmaları da haklı olarak önem kazanıyor. Bu kapsamda anket katılımcılarına “Sizce iklim krizi ile mücadelede en çok kime görev düşüyor?” sorusu yönlendirildi. Görüşmeciler iklim kriziyle mücadele konusunda en fazla sorumluluğun %55 oranla Hükümet/Cumhurbaşkanına ait olduğunu düşünüyor. Bu oranı %22 ile Yerel Yönetimler/Belediyeler takip ediyor. Ardından ise sırasıyla %13 ile Sivil Toplum Kuruluşları, %7 ile Özel Sektör/Sanayi ve %3 ile Siyasi Partiler geliyor. Bu soruya gelen yanıtları cinsiyet, yaş ve eğitim durumuna göre incelediğimizde her bir kümede sorumluluğun en yüksek oranla Hükümet/Cumhurbaşkanına verildiğini görüyoruz.
Toplumun Sadece %25’i Yerel Yönetimlerin Yeterli Çabayı Gösterdiğini Düşünüyor
Çalışma kapsamında aynı zamanda katılımcılara yaşadıkları şehirdeki belediyenin iklim değişikliğiyle ilgili yeterli çabayı gösterip göstermediği soruldu ve cevaplar KONDA’nın Kasım 2022’de yaptığı bir başka araştırma ile kıyaslandı. Buna göre, 2022’den bu yana belediyelerin bu konuya yönelik çaba gösterdiğini düşünenlerin oranında bir artış olduğu görülüyor. Kasım 2022’de bu önermeye katılanlar örneklemin %18’ine tekabül ederken, Kasım 2023’te bu oran 7 puan artarak %25’lik bir kesime denk geliyor. Bu önermeye “Kesinlikle yanlış” diyenlerin oranında ise Kasım 2022’ye kıyasla 8 puanlık bir artış var.
Yaşadığı şehrin belediyesinin iklim değişikliğine karşılık gösterdiği çabayla ilgili düşünceleri katılımcıların demografilerine göre değerlendirdiğimizde kentte yaşayanlar kırda yaşayanlara kıyasla daha az çaba gösterildiğini düşünüyor. Kırda yaşayanların %37’si, kentte yaşayanların %54’ü, metropollerde yaşayanların ise %46’sı şehrin belediyesinin iklim değişikliğiyle ilgili yeterli çabayı göstermediğini ifade ediyor.
En Öncelikli Beklentiler: Altyapı ve Yenilenebilir Enerji Yatırımları
“Belediyelerin iklim krizine karşı yapmaları gereken en öncelikli 2 çalışma ne olmalıdır” diye sorduğumuzda yenilenebilir enerji yatırımları ve altyapı çalışmalarının güçlendirilmesi cevapları öne çıkıyor. Toplumun %36’sı yenilenebilir enerji yatırımları, diğer %36’sı ise seller ve yoğun yağmurlara karşı altyapı çalışması yapılmasını, iklim kriziyle mücadelede belediyelerin yapması gereken en önemli iki çalışma alanı olarak görüyor. “İklim krizine karşı planlar yapılmalı” cevabı %32, afetlere yönelik uyarı sistemleri kurulmalı cevabı da %28 ile bu iki yanıtı takip ediyor.
Tüm bu yanıtları değerlendirdiğimizde yerel yönetimlerin alması gereken mesajın oldukça açık bir şekilde ortada durduğunu söyleyebiliriz. Toplum, iklim kriziyle mücadelede öncelikli sorumluluğu yerel yönetimlere vermese bile, bu alanda yerel yönetimlerin çabalarının ne denli yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. İklim krizinin geldiği noktada daha planlı, kimseyi geride bırakmayan eylemlere hızlı bir şekilde ihtiyacımız olduğunu hatırlatmak da bize düşüyor…
Bu yazı, ekoIQ’nun 111. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.