#ekoIQ Kent Yerel Yönetimlerin Yerelleşme Hayalleri
Kent

Yerel Yönetimlerin Yerelleşme Hayalleri

Kasım ayında iki toplantıya katıl­dım. İlki, Barselona’da BM Habitat grubunun basın için düzenlediği bir günlük seminerdi. Diğeri de Giresun’da AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışmalar Grubu’nun 16. toplantısıydı. Bu toplantıda AB ka­tılım sürecinin 22. faslı, “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koor­dinasyonu” ele alındı. Amacı, yerel yönetimleri güçlendirmek olan bu fasıl kapsamında yerel yönetimle­rin özerkliği ve mali kaynakların yerelleşmesi. Barselona dönüşü Habitat II’de yayınlanan “İstanbul Bildirgesi”ni tekrar okudum ve bildirgenin 12. maddesinin, AB sü­recinin 22. faslıyla yerel yönetimler konusunda kesiştiğini gördüm.

  1. Madde şöyle: “Yerel otoriteleri en yakın ortaklarımız olarak ve Ha­bitat Gündemi’nin uygulanmasında temel kabul ederek, her ülkenin ya­sal yapısı içerisinde, demokratik yerel otoriteler vasıtasıyla desant­ralizasyonu teşvik etmeliyiz. Ülke­lerin koşulları çerçevesinde onların finansal ve kurumsal kapasitelerini güçlendirmek için çalışmalıyız.”

“Belediyeleri İlgilendiren Yasalarda Katılımcılık İlkesi Uygulanmalı”
2004’ten bu yana içinde bulundu­ğumuz AB süreci ve Türkiye’nin de altına imza attığı İstanbul Bildirge­si, yerel yönetimlerin özerkliğinin önemini vurguluyor. Bu özerklik, belediyelerin maddi kaynaklara eri­şimini de kapsıyor. Fakat Türkiye’ye baktığımızda bu konularda gereken ilerlemeyi göremiyoruz. AB toplan­tısına ev sahipliği yapan Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, bu konuda yerel yöneticilerin talebini dile getirdi: “Belediyeleri ilgilendi­ren yasalarda katılımcılık ilkesinin uygulanmasının ve belediyelerin de kendilerini etkileyecek kararlarda söz sahibi olmasını istiyoruz.” Ama belediyeler için büyük değişiklikler getiren 6360 sayılı Büyükşehir Be­lediye Yasası düzenlenirken bile hü­kümet, belediyelere danışmadı.
Belediyelerin özerkliğinin sağlanma­sı için Cengiz Aktar’ın “Ademimer­keziyet Elkitabı”nda belirttiği gibi “Büyükşehir Belediye Yasası’nın idari vesayet ilkesini değiştirme­si ve büyükşehrin mali kaynakla­rını olabildiğince yerelleştirmesi gerekmekteydi. Yasada belirtilen Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi’nin mali kaynağının mer­kezden gelmesi nedeniyle son söz merkezin temsilcisi vali ve kayma­kama aittir. Bu teamül değişmedi­ği için yerelleşme ve etkin hizmet adına atılan bu adım varolan küçük yerel birimleri iptal etmekle kaldı.”AB toplantısında bir katılımcının anlatımıyla, “Valiler yönetimde bü­yük söz sahibi. Belediye meclisinde alınan kararları valinin onayına su­narsınız. İlçe belediyelerde kayma­kam onay verir. O onaylar olmadığı sürece aldığınız kararlar yürürlüğe girmez.”
2014 yerel seçimlerinden sonra dev­reye giren Büyükşehir Yasası’nın küçük belediye birimlerini kaldırıp büyükşehire bağlayarak beledi­ye hizmetlerinin verimliliğini artıra­cağını düşünenler vardı.
AB katılım sürecinin 22. faslı ve Türkiye’nin imzaladığı İstanbul Bildirgesi’nin 12. maddesinin kapsa­mı doğrultusunda yerinden yönetimi güçlendireceğini ümit edenler vardı. Ama bu olmadı. Belediyeler büyü­dü, sorumluluk ve hizmet alanları genişletildi. Ama beklenenin aksine, merkezi hükümet yerel yönetimlere yetkiler devretmediğinden ve mali kaynaklarda yerelleştirme gerçek­leşmediğinden merkeziyetçilik daha da arttı. Dünyada demokrasi yönün­de atılan adımlar merkeziyetçilikten uzaklaşırken, hükümet her şeyi mer­keze bağlama yolunda devam ediyor. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Geleceğin dünyası, yerelin dünyası olacak” diyor. Anlaşılan, biz geleceğe biraz geriden geleceğiz.
Tüm okuyucularımıza… Yeni yılı­mız kutlu, kentlerimiz yaşanabilir olsun.

Havalimanına Bir İki…
Anadolu yakasından Atatürk Havalimanı’na giden yolcuların bir kısmı deniz otobüsüyle Bakırköy’e gider, oradan da 40 kişilik otobüslerle 10 TL’ye devam ederdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bakırköy’den bu otobüsleri kaldırdı. Artık yolcular, Bakırköy’den sonra havalimanına taksi ile devam etmek zorunda. Yani bir otobüs yerine (ortalama her takside iki kişi desek) en az 20 taksi AYNI yere gidiyor.
Hava kirliliğine mi yanarsın? İstanbul’un zaten sıkışık trafiğine 1 YERİNE 20 aracın çıkmasına mı yanarsın? Ücret artışına mı yanarsın?
Kaba olmak istemiyorum ama bu ne yaaa? Bu uygulamayı hangi “ulaşım uzmanı düzenledi?”

About Post Author