BM Genel Kurulu sırasında 20 Eylül’de gerçekleşen Küresel İklim Grevleri’ne, dünyadan birçok sendika da destek verdi. Türkiye’den de ilk defa iklim eylemi konusunda adımlar söz konusu oldu. O sendikalardan biri olan Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu sendika olarak yeşil ekonomiye doğru adilane bir dönüşümün olmazsa olmazları olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İnanıyoruz ki iklim mücadelesi aynı zamanda insan hakları, demokrasi ve adalet mücadelesidir.”
Yazı: Bulut BAGATIR
Sendikalar küresel iklim grevi gününde grevi desteklediklerine dair açıklamalar yaptılar. Bu bağlamda işçi örgütlerinin yavaş da olsa harekete geçtiğini görüyoruz. Sendikalar Türkiye özelinde iklim eylemine nasıl katkılar sunabilir?
Tez-Koop-İş Sendikası olarak biz de benzer bir açıklamayı internet sayfamızda yayımladık. 20 Eylül 2019 Cuma günü tüm dünya ile eşzamanlı olarak genel merkezimizin ve şubelerimizin bulunduğu tüm kentlerde “iklim krizine dur” demek için başta üyelerimiz olmak üzere tüm işçileri iklim grevine katılmaya çağırdık. Küresel iklim grevinde Türkiye’de 15 noktada eylem vardı. Ankara Kuğulu Park’taki eyleme sendikamız da katıldı. Eylemde iklim krizinin çalışma yaşamındaki etkilerine dikkat çektik ve bu konuda somut adımlar atılması yönünde çağrılar yaptık.
Şunu açıkça ifade etmeliyim ki iklim krizi geri dönülmez bir tehlike olarak varlığını sürdürüyor. Dünyanın fiziki, biyolojik yasalarını ve toplumsal alanı tehdit ederek birçok boyutta etkisini hissettiriyor. Bunlardan biri de istihdam ve çalışma yaşamı. Dolayısıyla sendikalar bu konuyu görmezden gelemezler. İlk akla gelecek biçimde küresel iklim krizine karşı yapılan ulusal ve uluslararası tepki eylemlerine destek verilmeli diye düşünüyorum.
Sendikalar yalnızca yapılan gösterilere destek vermekle de yetinmemeli. Bu konuyla ilgili bilimsel araştırma komisyonları kurulmalı, çalışma planları hazırlanmalı ve krizin meslek içi eğitimde temel bir konu haline gelmesi için de hazırlık yapmalı.
Dünyada çokça tartışılan bir konu da Adil Geçiş. Sendikalar Adil Geçiş konusunu ne zaman tartışmaya açacak? Sizin sendikanızın yaklaşımı nasıl? İşbirliği geliştirmeyi düşündüğünüz kurumlar var mı?
Adil bir geçişin mümkün olması için Tez-Koop-İş Sendikası olarak iklim krizi konusunda karar alma süreçlerine doğrudan katılımı oldukça önemsiyoruz. Çözüm arayışlarında yetersiz ve geç kalmamak için derhal demokratik araçlar kurulmalı. İklim krizinin tüm paydaşları, krizin ciddiyetinin gerektirdiği gibi davranarak ortak mekanizmalar geliştirmeli. Örneğin biz, krizin etkisini artırdığı koşullarda ne yapılması gerektiği konusunun Milli Eğitim Bakanlığı müfredatının bir parçası haline getirilmesi için girişimlerde bulunacağız.
Sendikamız üyeleri başta olmak üzere, bilim insanları ve iklim krizi paydaşları ile toplantılar düzenleyeceğiz, alınması gereken önlemlerle ilgili eğitimler yapacağız. Yani krizin bugünden yarına hemen çözülemeyeceğinin bilincinde olarak toplumun tüm kesimlerinin ortak bilincini geliştirmeye çabalayacağız. Bu noktada yapacaklarımızın en önemlisi de 2020 yılının yaz aylarında kullanıma hazır hale gelecek olan Tez- Koop-İş Sendikası Burhaniye Eğitim ve Dinlenme Tesisi’nde “Ekoloji Okulu” kurarak sendika üyelerinin çocukları başta olmak üzere ekonomik olanakları kısıtlı ailelerin çocuklarını bu okula davet edeceğiz. Öğretim üyeleri ile birlikte doğayı okuma ve anlama bilgisi kazandırmaya gayret edeceğiz. Ayrıca bu okulda Kaz Dağları’nın korunması için yasal tepki grupları oluşturacağız ve doğa fotoğrafçılığı, ekoloji, biyolojik zenginlik ve soyu tükenmekte olan canlı türlerini koruma gibi konularda bilgiler vereceğiz ve atölyeler gerçekleştireceğiz.
Geçtiğimiz günlerde iklim krizine dair bir çalıştay düzenlediniz. Nasıl sonuçlar aldınız?
Küresel iklim krizinin çalışma yaşamındaki ve çalışanlar üzerindeki olumsuz etkilerinin saptanıp uluslararası ve ulusal düzeyde önlem alınması için gerekli girişimlerde bulunmayı çok önemsiyoruz. Bu nedenle “İklim Değişikliğinin Çalışma Yaşamına Etkisi Çalıştayı”nı 5-6 Ekim 2019 tarihinde Ankara’da bulunan Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirdik.
Bu çalıştayda yarını olmayan bir dün- yada geçmişin hiçbir anlamı olmayacağının altını çizildi. Çünkü iklim krizi çalışanlar başta olmak üzere tüm toplumun sağlığını, refahını ve geleceğini kökünden etkileyecek. Tez- Koop-İş Sendikası olarak tehlikenin farkındayız. Bize göre, payımıza düşen gerekli hazırlıkları yapmak bu çalıştayın en önemli sonucudur. Diğer yandan iklim krizi paydaşları bizi bu etkinlikte yalnız bırakmadı. Çalıştaya çok sayıda sendika, demokratik kuruluş ve kitle örgütleri temsilcileri katıldı. Ankara halkının da yoğun ilgisi vardı. Sendikamız çalıştay nedeniyle konuşmacılar ve dinleyiciler tarafından takdir topladı. Aldığımız bu çok güzel geribildirimlerden sonra ifade etmeliyim ki Tez-Koop-İş sendikal alanda bu mücadelenin önemsenmesi için gerekli girişimlerin yapılmasında büyük bir sorumluluk üstlendi. Son olarak iklim adaletinin; sosyal taraflar olan hükümet, işveren ve işçiler tarafından eşit paylaşımı gerektirdiğini hatırlatmak istiyorum. Bu bağlamda da yeşil ekonomiye doğru adilane bir dönüşüm olmazsa olmazımızdır. Ve inanıyoruz ki iklim mücadelesi aynı zamanda insan hakları, demokrasi ve adalet mücadelesidir.