Yazı: Emine Erdem, KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı
KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) kurulduğundan bu yana, tam 20 yıldır iş dünyasında ve toplumsal hayatımızda cinsiyet eşitliğine dayalı bir kültür geliştirme, kadın girişimciliğini yaygınlaştırma, kadın girişimcilerin bilgiye ve pazara erişimini kolaylaştırma, onlara ilham alacakları rol modeller sunma ve cesaret verme amacıyla çalışıyor. Amacımız doğrultusunda odaklandığımız konulardan bir diğeri de kadın girişimcileri yeşil ekonomi yönünde teşvik etme ve destekleme oldu. Aynı doğrultuda, geçtiğimiz yıl KAGİDER’in başlattığı “Yeşil İş Ödülü” bu yıl Haziran ayında, Yuvam Dünya Derneği’yle birlikte ikinci kez düzenlendi. Organizasyon hakkında bilgi vermeden önce “yeşil ekonomi” kavramını biraz açmayı isterim.
Neden Yeşil Ekonomi?
İnsanlığın karşı karşıya kaldığı; doğanın tahribi, iklim değişikliği, sosyoekonomik dengesizlikler ve jeopolitik gerginlikler gibi temel sorunlar hepimizin bugününü ve yarınını tehdit ediyor. Gelecek kuşakları ipotek altında tutuyor. Elimizdeki en olumlu araç kamuoyunun çok büyük bir kesiminde oluşan mutabakat: Bu sorunların çözümü sürdürülebilir bir şekilde üretmekten, tüketmekten ve yaşamaktan geçiyor.
Çevre ve toplum üzerindeki etkilerine aldırmadan yalnızca iktisadi büyümeye odaklanan politikalarla insanlığın refah ve mutluluğa kavuşamayacağı uzun zamandır görülüyor. Bundan hâlâ kuşkusu olanlar varsa onlar da iklim değişikliğinin, yok olan doğal alanların, kirlenmenin ve sosyoekonomik dengesizliklerin sonuçlarıyla günlük yaşamlarında karşı karşıya geldikçe gerçekleri görüyorlar.
Sürdürülebilir kalkınma ve onun günümüzdeki tamamlayıcı kavramı olarak kabul edilen yeşil ekonomi modeli, dünya ekonomisinin içine düştüğü ekonomik, toplumsal ve ekolojik krizden çıkabilmek ve gelecekte daha güvenli bir yaşama sahip olabilmek için önümüzdeki tek seçenek. Sözünü ettiğim kavramlar, yıllar önce belki yalnızca akademik düzeyde tartışılıyordu ancak günümüzün gerçekleri karşısında son derece somut bir şekilde yaşamımızın parçası oldu. Bugün yeşil ekonomi, sürdürülebilir bir yaşamın ve büyüme-kalkınma süreçlerinin ekonomik, toplumsal ve ekolojik anlamda tamamlayıcısı konumunda.
Anahtar: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
İnsanlığın geleceği için yeşil ve döngüsel bir ekonominin yarattığı daha adil, fırsat eşitliğinin daha yüksek olduğu, dezavantajların azaldığı, sürdürülebilir bir sistem gerekiyor. Sürdürülebilir sistemin anahtarı ise toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların sürece tam katılımını sağlamaktır. Kadınların katılımı olmadan sürdürülebilir büyüme ve yeşil ekonomi mümkün değil. Kadınların toplum içindeki konumu, ulusların ve ekonomilerinin gelişmişlik düzeylerini gösterir. Ekonomilerin kadınların omuzları üzerinde yükseldiğini biliyoruz. Bu nedenle, istihdamdan sosyal hayata, girişimcilikten siyasal temsile kadınların katılım oranı günümüzde artık yalnızca bir istatistik başlığı değil, geleceğimiz için hayati bir konu.
KAGİDER kadın girişimciler için fırsat eşitliği yaratırken bir yandan da yeşil ekonomiyi kadınlarla büyütmek için çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda, iş süreçlerinde yeşil düşünen kadın girişimcileri görünür kılmak ve onları ödüllendirmek, taçlandırmak hedefiyle “Yeşil İş Ödülü”nü düzenliyoruz. Bu yıl Yeşil İş Ödülü’nün sahibi, su altında faaliyet gösteren robotik sistemlere ve sürdürülebilir enerjiye odaklanan Searover şirketinin kurucusu, girişimci Zeynep Balca Yılmaz oldu. Yeşil İş Mansiyon Ödülü ise sağlıklı ve inovatif kadın iç giyimi üreten Peddon şirketinin kurucusu girişimci Reyhan Miray’a verildi.
Yarışmanın konusu yalnızca ödül kazanan kadın girişimciler değil. Ödüle başvurmuş her bir kadın girişimci dünyamızın geleceği için büyük duyarlılık gösteriyor. Onların öyküleri geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor ve diğer kadın girişimcilere, iş dünyasına ilham veriyor. Çalışmamızın, kadın girişimcileri yeşil ekonomiye teşvik etme yönünde güçlü bir katkı sağlayacağına inanıyorum.