Şirketlerin sürdürülebilirlik raporları birbiri ardına gelirken çalışanlar bu yaklaşımı içselleştirip sadece işyerinde değil, tüm yaşam alanlarında uygulayabiliyorlar mı? İşte bu sorudan ve sürdürülebilirliğin ancak tutum değişikliğiyle sağlanabileceğinden yola çıkan TEMA Vakfı, Baltaş Grubu işbirliğinde yeni bir program hayata geçirdi. Özel sektör çalışanlarına yönelik “Yeşil Yaka” programına katılanlar bir yandan sürdürülebilirlik felsefesini içselleştirirken, bir yandan da kurumun sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak.
Nevra YARAÇ
Türkiye genelinde 570 bini aşkın gönüllüsüyle doğa konusunda farkındalık yaratmak, doğal varlıkları korumak, koruyucu çözümler üretmek ve bu mücadelenin devlet politikası haline gelmesine katkı sağlamak amacıyla çalışan TEMA Vakfı, bu hedeflere yönelik programlarına bir yenisini ekledi.
Baltaş Grubu işbirliğiyle hayata geçirilen “Beyaz” ve “Mavi” yakalı özel sektör çalışanlarına yönelik “Yeşil Yaka” programı, insan ve doğa arasındaki bağı yeniden kurmayı, bu sayede de hem kurumların hem de çalışanların sürdürülebilirlik felsefesini içselleştirmesine ve kurumun sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Program için TEMA Vakfı tarafından geliştirilen içerik, Baltaş Grubu danışmanları tarafından sunuluyor. Sunumlar interaktif bireysel çalışma lar, video gösterimi ve sohbetlerle ilerliyor. Nitekim 23 Şubat’ta basın mensupları için “sıkıştırılmış” bir versiyonuna katılma fırsatı bulduğumuz program, bilgilendirici ve ilham verici sunumların yanı sıra gruplara ayrılarak, Dünya’dan götürebileceğimiz sınırlı kaynaklarla Mars’ta bir yaşam alanı tasarlamak gibi interaktif bölümler de içeriyordu.
Toplantıda, sürdürülebilir olmayan tercihlerimizin sadece son 50 yılda doğanın üçte ikisini geri dönülemez bir şekilde tahrip ettiğini söyleyen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, doğal yaşamdaki bu olumsuz tablonun sosyoekonomik yaşama önemli etkileri olduğunu vurguladı: “Tam da bu nedenle, iş dünyasının yaptıkları ve yapmadıkları çok önemli. Bugünün beyaz yakalıları, yarının yöneticileri olacak. Bizim o kesime bazı mesajları çok net vermemiz lazım ki, içinde bulunduğumuz durumu anlasınlar ve gezegene sahip çıksınlar”.
“Dünyamızı Yoğun Bakıma Almamız Gerekiyor”
Baltaş Grubu Eşbaşkanı Prof. Dr. Zuhal Baltaş da doğada tükettiklerimizin artmasının dünyanın ömrünü kısalttığının, bu kısalmanın son 100 yılda çok büyük bir ivme kazandığının ve soruna acil çözüm bulma zorunluluğunun çağdaş insanın temel sorunu olduğunun altını çizerek, “Dünyamızı yoğun bakıma almamız gerekiyor. Önemli olan kimlerin bu sorumlulukta pay alacağı. Şimdi ihtiyacımız olan, sorumluluk bilincine sahip çağdaş bireyler. Çağdaş insan kimliği kazanmak, dünyada yaşamın sürdürülebilmesi için çaba harcama bilincine sahip olmaktır” dedi.
Yeryüzündeki yaşamın işleyişi, insan-doğa arasındaki ilişki, sürdürülebilir yaşamın somut adımlarının anlatıldığı programın üç temel ayağı var. Birinci kısım “Yer ile Gök Arasında” ile doğanın milyarlarca yıldır kendini nasıl var ettiği, nasıl bu kadar güçlü ve dirençli olduğu ve döngüsel dengesi tanımlanıyor. İkinci kısım “Kadim Geçmişin Yeni Hikayesi”nde insanın doğa ile olan ilişkisinde geçmişten bugüne yaptığı doğrular ve yanlışlar incelenerek tarihin önemli kırılma noktalarında ve halihazırda yapılan sürdürülebilir olmayan tercihlerin doğal ve sosyoekonomik yaşama etkileri gözler önüne seriliyor. “Köprüler Kurmak” bölümünde ise insanın iş ve özel yaşamında doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirebilmesi için bir yol haritası çıkarılıyor, yeni davranış ve tutumları içeren eylem planları ortaya konuyor. Ayrıca katılımcılara eğitim sonrasında farkındalıklarını sürdürmeleri için “Sürdürülebilir Yaşamın El Rehberi” gönderiliyor.
Bu programa katılan çalışanlar, doğayı tanıma, günlük hayattaki tercihlerin doğaya etkilerinin farkına varma ve sürdürülebilir yaşam için harekete geçme olanağı bulurken; eğitimi çalışanlarına sunan kurumlar da iş modelleri oluştururken doğadan esinlenme, sürdürülebilir gelecek için sistemler kurma, toplum ve gelecek kuşaklar için sorumluluk bilinciyle çalışma ayrıcalığı edinmeye yönelik bir adım atmış oluyorlar.
Programın kendi sürdürülebilirliği adına da çalışanların öğrendiklerini yaşamlarına geçirmelerini ve alışkanlık haline dönüştürmelerini desteklemek amacıyla bir yıl boyunca, 45 günlük aralıklarla e-posta gönderimleri yapılıyor.
Pilot eğitimler uygulanmaya başlandı ve ilk eğitim turizm sektörünün önde gelen markalarından biriyle gerçekleştirildi. Geliriyle TEMA Vakfı’nın çalışmalarına kaynak sağlayacak “Yeşil Yaka” programına katılmak isteyen kurumlar www.baltasgrubu.com adresini ziyaret edebilir.