Doğu Karadeniz’deki yaylaları geniş, asfalt yollarla birbirlerine bağlamayı hedefleyen ve yaklaşık 2 bin 600 km uzunluğunda olacağı tahmin edilen “Yeşil Yol” projesi, şimdilik açılan dava ile durduruldu ancak geleceği meçhul. Çamlıhemşinli Havva Ana’nın sesinde ve görüntüsünde somutlaşan bölge insanının tepkisi ise, bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor. Yekten söyleyelim: Böyle kalkınma olmaz olsun!
Bizler her ne kadar ekranlarda Havva Ana’yı (Rabia Bekar) görmüş, kararlı sesini duymuş olsak da O, Karadeniz halkının ortak sesiydi. Bu ortak ses, Doğu Karadeniz’deki yaylaları geniş, asfalt yollarla birbirlerine bağlamayı hedefleyen ve yaklaşık 2 bin 600 km uzunluğunda olacağı tahmin edilen “Yeşil Yol” projesinin, bölgenin özel doğasını ve yaban hayatını riske atacağını söyledi/söylüyor. Karadeniz halkının kararlı duruşu ile iş makineleri ve yetkililer şimdilik bölgeden çekildi. Rize İdare Mahkemesi de, yaylalarda yol yapımının doğaya ve turizme zarar vereceğini öne süren 9 kişinin açtığı davada, proje çalışmalarının yürütmesini durdurma kararı verirken; davalı Orman Genel Müdürlüğü’ne savunmasını yapabilmesi için 15 gün süre verdi. Bundan sonra ne olacağı ise henüz belli değil.
“Yeşil Yol” projesi ile Samsun’dan Hopa’ya kadar Karadeniz yaylalarının yüksek rakımdan, denize paralel bir şekilde birbirine bağlanması planlanıyor. Bu yüksek dağ ekosistemlerinin yer aldığı bir güzergah. Bu güzergahtan geçecek bir yol nadir ve tehlike altında olan türlerin yaşam alanlarının tahrip olması anlamında da geliyor.
Proje hayata geçirildiği koşulda, asfaltla kaplanıp genişletilecek yollar, 40 farklı noktada turistik tesis inşaatlarına ve beraberinde ciddi bir yapılaşmaya da yol açacak. Yo ların böldüğü yaşam alanları yaban hayvanlarının hayatta kalma mücadelesini zorlaştırırken, önemli bitki türlerinin geleceğini de tehlikeye atacak.
“Yaylaların Doğal Yapısı Olumsuz Etkilenecek”
Doğu Karadeniz Dağları çok sayıda milli park, tabiat parkı, yaban hayatı geliştirme sahası, özel çevre koruma bölgesi ve doğal sit alanına ev sahipliği yapıyor.
2011 yılında, 1/100.000 ölçekli Ordu Trabzon Rize Artvin Gümüşhane Çevre Düzeni Planı’nın, bölgenin doğal varlıkları açısından tehdit oluşturabilecek bölümlerinin iptali için TEMA Vakfı tarafından kısmi iptal davası açıldı. İptali talep edilen plan kararlarından biri de planın “Yeşil Yol” projesi ile ilgili olan bölümüydü. Planda projeye; “yayla turizminin geliştirilmesi için yaylalar arası entegrasyon” olarak yer veriliyordu.
2013 yılında bölgede yapılan mahkeme keşfi sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda, yaylalar arası entegrasyon önerisinin bilimsel kriterlere uygun olmadığı belirtiliyor.
Bilirkişi Heyeti, yaylaların karayolu ile birbirlerine bağlanması halinde, araç trafiğinin denetlenmesinin zor biçimde artacağı, yaylalardaki geleneksel yaşam tarzını sürdürmenin zorlaşacağı, bu durum da, yaylaların doğal yapısını olumsuz olarak etkileyeceği” yönünde görüş bildirmişti.
Raporda, yaylaların entegrasyonu amacıyla yeni yolların açılması ile ilgili olarak, “bölgenin topografik yapısının oluşturduğu denize dik ve derin vadilerin denize paralel yollarla birbirine bağlanması durumunda büyük bir çevre tahribatına neden olunacağı, böylesine bir tahribata neden olmak yerine, bugünkü gibi her yaylaya mevcut güzergahlardan erişilmesinin doğru bir yaklaşım olacağı” ifadelerine de yer verilmişti.
Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ni de içine alan Kafkasya, WWF’in belirlediği 200 Küresel Ekolojik Bölge arasında yer alıyor. Bölge, yeryüzünün en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip, ancak aynı zamanda tehdit altındaki 35 “sıcak nokta”sından biri. WWF-Türkiye’nin açıklamasına göre Karadeniz’in sarp coğrafyasında yüzlerce kilometre uzunluğunda ve onlarca metre genişliğinde bir yol ağı açmak, devasa kazı ve dolgularla hektarlarca orman arazisi, mera ve binlerce ağacın yok olmasına neden olacak. Doğal yaşam alanlarının yol ağlarıyla ve turistik tesislerin başı çektiği yerleşim bölgeleriyle parçalara bölünmesi de başta büyük memeliler gibi geniş alanlara ihtiyaç duyan yaban hayvanlarının ve kuşların yaşamını tehdit edecek. Hayvanların üremeleri, doğal alanlar arasında geçiş yapmaları, beslenme ve barınma alanları bulmaları zorlaşacak, insanlarla çatışmaları artacak.