#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Yeşillendirelim Çatıları!

açık radyo açık kalmalı

Kentlerimiz hızla beton ve asfaltla kaplanırken, yeşil alanlar da aynı hızla gri alanlara dönüşüyor. Yitirilen bu bitki alanlarını onları yok eden yapıların üzerine taşıyarak sel baskınlarını önlemek, betonlaşmanın getirdiği ısınmayı azaltmak ve hava kirliliğiyle mücadele etmek mümkün. 2003 yılında Türkiye’yi yeşil çatı uygulamalarıyla tanıştıran Onduline Avrasya A.Ş. Sürdürülebilir Büyüme Koordinatörü Y. Mimar Ayşe Miray Şen, bu alandaki gelişmeleri ve yeşil çatı uygulamalarında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Nevra YARAÇ

Öncelikle “yeşil çatı” nedir? Hangi özellik­lerin bulunması gerekir bu tür çatılarda?
Yeşil çatı, nüfus artışı ve yoğun yapılaşmadan dolayı özellikle kalabalık şehirlerde artan be­ton ve asfaltla kaplı yüzeylerin bitkilendiri­lerek yeniden yeşile dönüştürülmesi fikridir. Ekolojik fikrin altında ciddi bir mühendislik çözümü de olmalı, doğaya katkı sağlarken bi­nayı da koruma altına almalısınız.

Türkiye’de kullanılan yeşil çatıların toplam büyüklüğü ne kadar? Bunun ekolojik olarak yarattığı etkiden bahsedebilir misiniz?
1-2 milyon metrekare arası olduğunu dü­şünüyoruz. Sistemli yeşil çatılar haricinde eski usul, ağır uygulamalar da var tabii ki. Özellikle İstanbul ölçeğinde bu çok küçük bir miktar. Makro ölçekte ekolojik katkı yaratabilmesi için yeşil çatı uygulamalarının artması gerekiyor. Yine de kendi ölçeğinde baktığı­mızda, doğaya ve binaya ve günlük hayatımıza katkıları yadsınamaz. Örneğin yeşil çatılar geçirimsiz yü­zeylere oranla, şehir şebekesine ak­tarılacak yağmur suyu miktarında %90’a kadar tasarruf sağlayarak sel baskınlarının önlenmesine katkıda bulunuyor. Bunun yanında, aşırı be­tonlaşma ve asfalt yüzeylerden do­layı şehirler kırsal bölgelere kıyasla daha fazla ısınıyor. Yeşil çatılar ısı adası etkisi dediğimiz bu soruna çok ciddi bir çözüm oluşturuyor. Ya­pılan bir araştırmada yeşil çatıların çevre sıcaklığını 3 dereceye kadar düşürdüğü kanıtlanmış. Şehirler­deki en büyük sorunlarımızdan biri de insan sağlığına doğrudan etkisi olan hava kirliliği. Büyük şehirleri­mizde yılın en az 200-250 gününde hava kirliliği limit değerlerin çok üzerinde. Yeşil çatılar üzerinde ba­rındırdığı bitki örtüsüyle hava kirli­liğiyle mücadelede bir umut oluyor.

Birkaç yıl önce daha çok AVM gibi büyük ölçekli binalarda daha fazla kullanılıyordu yeşil çatı uygulama­ları, konutlarda kullanım konu­sunda bir artış yaşanıyor mu son dönemde?
AVM’lerde her zaman daha yoğun­luklu olarak kullanıldığını söyleye­biliriz. Fakat konutlarda da artık yeraltı otopark uygulaması yaygın­laştığı için, otopark üstlerinin ye­şillendirmesi çok sık karşılaşılan bir uygulama haline geldi. Özellikle büyük ölçekli konut yerleşkelerinde otoparkları aşağıya alıp binalardan artakalan tüm zemini yeşillendir­mek ve yapı sahiplerinin kullanımı­na açmak konutları daha cazip hale getiriyor.

Ondugreen sisteminin uygulama alanları ve yarattığı faydalar neler­dir?
Ondugreen, %0 ile %100 eğim ara­sındaki her türlü yapı tipi üzerinde yeşillendirmeye imkan veren ekolo­jik bir mühendislik çözümü. Dar ke­sitlerde ve hafif ağırlıklarda büyük etkiler yaratabiliyorsunuz. Biz her projenin ihtiyacının kendine özgü olduğunu, mimarlık ve mühendislik çözümleri gerektirdiğini düşünü­yoruz. Ondugreen bu anlamda tek tip bir sistem değil. Restorasyon projelerinden yeni ve karmaşık bi­nalara kadar her soruna Ondugreen sistemiyle bir çözüm bulabiliyorsu­nuz. Ayrıca tecrübeli proje ekibimiz tasarım ve uygulama aşamalarında müşterilerimize güçlü bir destek sağlıyor. 2003’ten beri 500 bin met­rekarenin üzerinde uygulama yapa­rak 200 bin tonluk karbon salımını önledik.

Kentsel dönüşüm sürecinde yeşil çatıların kullanımı arttı mı? Bu ko­nuda hem yapı sektörü hem de kul­lanıcıların farkındalık düzeyinde bir gelişme gözlemliyor musunuz?
Kentsel dönüşümle birlikte, oto­parkların da yeraltına inmesiyle şüphesiz ki yeşil çatı uygulaması da, yeşil çatıya olan ilgi de arttı. Yapı sektöründe beş sene önce bilinirlik epey az iken, şimdi sektör profes­yonellerinin hemen hepsi konuya hakim olmaya başladı. Fakat estetik ve ekolojik faydaları bilinirken, ye­şil çatıların bir mühendislik çözümü  olduğunu halen kavrayamadığımızı düşünüyorum. Örneğin yeşil çatılar için en önemsememiz gereken konu olan su yalıtımı konusunda sektörde çok sayıda bilinçsiz uygulama yapılı­yor. Öyle olunca “Yeşil çatı binamın çatısını akıttı” deniyor. Yeşil çatı al­tında, güvenilir kalınlıkta, köke da­yanımın sağlandığı ve projeye özgü detayların göz önünde tutulduğu su yalıtımı uygulaması yapılmalı. Yeşil çatı bilinçli ellerde yapılırsa aslında çok kolay bir uygulama, aksi takdir­de kullanıcıların başını ağrıtabilir.

Halihazırda kullanımda olan bi­nalarda yeşil çatı uygulamalarına talep ne düzeyde? Bu uygulama için binanın sahip olması gereken özellikler nelerdir?
Mevcut binalardan da talep alıyo­ruz. Burada sorulması gereken sorular ve dikkat edilmesi gereken hususlar var. Binanın mevcuttaki çatı üzeri katmanlaşması ve su ya­lıtım düzeyi nedir? Çatının yük taşı­ma kapasitesi nedir? Statik projesi kontrol edildi mi? Bunları bildikten sonra mevcut binalarda gereken ön­lemler alınıp sorunsuz bir uygulama gerçekleştirilebilir.

Dünyada yeşil çatıların kullanımı konusunda yerel yönetimler ne gibi destekler sunuyor? Türkiye’de yerel yönetimlerin böyle uygula­maları var mı?
Yeşil çatıların yaygınlaşması ve he­deflenen ekolojik etkisinin makro ölçekte kendini gösterebilmesi için devlet desteği şart. Dünyada bunun örneklerini görüyoruz. Özellikle yeşil çatının en yaygın uygulan­dığı ülke olan Almanya’nın çeşitli şehirlerinde yerel yönetimler yeşil çatıları ya teşviklerle destekliyor ya da belli şartlar altında zorunluluk haline getiriyor. Teşvikler genelde, direkt finansal teşvikler, vergi indi­rimleri, uygun kredi koşulları veya ilave imar hakkı olarak uygulanabi­liyor. Bina yönetmeliklerine girdiği takdirde ise zaten zorunlu olarak uygulanmak zorunda kalıyor. Ör­neğin, Stuttgart Belediyesi 12 de­recenin altındaki çatıların yeşil çatı olmasını şart koşarken bir yandan da yeşil çatı uygulama masrafları­nın %50’ye yakınını finanse ediyor. Bu sayede, Stuttgart’ta yeşil çatı alanı toplam 2 milyon metreka­re mertebesine ulaşmış durumda. Tüm Almanya’nın toplam çatı alanı­nın %14’ünde yeşil çatı uygulaması var.

Onduline olarak bu konuda yap­tığınız farkındalık çalışmaları ve işbirliklerinden bahsedebilir misi­niz? Önümüzdeki dönemde etkin­likleriniz olacak mı?
Onduline olarak 2003 yılında ilk defa Türkiye pazarını teknolojik yeşil çatı uygulaması ile tanıştırdık. İlk yıllar düzenli bilgilendirme eği­tim seminerleri verdik. Tasarım ve uygulama bürolarını bire bir görüş­melerle bilgilendirdik. Geçen sene üyesi olduğumuz Uluslararası Yeşil Çatı Derneği işbirliğiyle Türkiye’de ilk defa Uluslararası Yeşil Çatı Kongresi’ni gerçekleştirdik. İlk üçü dünyanın çeşitli şehirlerinde yapılan bu uluslararası kongrenin dördüncüsünü Türkiye’ye getirdik. Alanlarında uzman 30 uluslararası konuşmacıyla ve iki günlük konfe­rans dizisiyle, %50’si yurtdışından toplam 500 katılımcı alan, sektöre ses getiren bir konferans yaptık. Bu konferansla yerel sektörün far­kındalığını artırırken, yabancıların da Türkiye’de bu konuda olup bi­ten güzel gelişmelerden haberdar olmasını ve yurtdışı işbirliklerinin artmasını sağladık. Halen üniversi­teler, odalar ve çeşitli mesleki plat­formlarda eğitim seminerleri verme­ye devam ediyoruz. Yakın dönemde Türkiye’de daha güçlü bir yeşil çatı ağı kurmak için elimizden geleni ya­pacağız.

EkoIQ Editör

açık radyo açık kalmalı
açık radyo açık kalmalı