#ekoIQ Sivil Toplum Yeterli İlham, Cesaret ve Doğru Network…
Sivil Toplum

Yeterli İlham, Cesaret ve Doğru Network…

Genç zihinler  daha yaşanılabilir bir dünya için, farklı sorunlara veya ihtiyaçlara yönelik fikirler üretiyor. En büyük engel ise mezun olan gençlere dayatılan geleneksel kariyer yolları. Biz bu algıyı kırmak, gençlere girişimciliğin bir kariyer alternatifi olduğunu göstermek istiyoruz.

YAZI: Mehru AYGÜL, Türkiye Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü

Daha önceki yıllardaki BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKH) baktığımızda en büyük sorunun yerel ihtiyaçlara cevap verebilmek olduğunu görmüştük. Tam bu noktada, ülke çapındaki veya daha mikro düzeydeki toplumsal ve sektörel ihtiyaçlardan doğan inovasyonların sürdürülebilirliğe etkisini iyi anlamak gerekiyor. Sosyal inovasyonlar, tek bir bireye ya da belli bir zümreye değil, toplumsal faydaya yönelik, doğrudan ihtiyaca cevap veren, etkili, gerekli ve sürdürülebilir çözümler üretiyor. Hem toplumun gelişimine katkıda bulunuyor hem de daha sonra üretilecek fikirlere zemin hazırlıyor. Sorumluluklarını SKH’lere uygun bir bilinçle yerine getiren girişimler, sadece kendini besleyerek değil hem ekosistemi hem de sektörü besleyerek büyüyor. Böylelikle paydaşlarını, girişimcilik ekosistemini ve toplumu ekonomik ve sosyokültürel anlamda kalkındırıyor. Bu anlamda “rekabetçi” duygudan arınmış, kolektif ve sosyal kaygılar edinmiş inovasyonlar, sürdürülebilir hedefler doğrultusunda önemli bir yere sahip.

Başarısızlıktan Korkmuyorlar
Türkiye’de, özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’da 2010 yılından itibaren girişimciliğe artan bir merak ve ilgi söz konusu. Bu ilginin kaynağını, yerel ve global çapta artan başarı hikayeleri olarak gösterebiliriz. Türkiye Girişimcilik Vakfı olarak genç girişimcilerin ilham alması ve ekosistemin büyümesi için çalışıyoruz. Gençler de bizden ve başarı hikayelerinden aldıkları ilhamla yeni fikirler üretiyorlar, başarısızlıktan korkmuyorlar. Çünkü önceden “başarısızlık” olarak adlandırılan çoğu hikaye, şimdi sürdürülebilir fikirler için değerli birer tecrübe olarak ele alınıyor. Bu felsefeyle yola çıkıldığında, iş fikirleri cesaret ve istekle taçlanıyor. Somut başarılar elde ediliyor, ilham ve etki yaratıyor. Türkiye’den çıkan girişimcilik fikirlerini ilginç ve desteklenebilir bulmakla beraber, ekosistemin hâlâ yeterince hızla büyümediğini de belirtmek gerek. Faaliyetler hız kazansa da özellikle Berlin ve Tel Aviv gibi girişimcilik ekosistemleriyle karşılaştırdığımızda yavaş bir gelişim izliyoruz. Daha çok ilham ve cesaretle, girişimcilik ekosistemi adına daha dinamik günleri göreceğimizi düşünüyorum.

İnsana Yatırım
Fellow Programımız aracılığıyla her yıl ortalama 40-50 üniversite öğrencisini Girişimcilik Vakfı ailesine dahil ediyoruz. Amacımız bu program sayesinde değişimi gerçekleştirebilecek gençlere ulaşmak ve onların enerjisiyle eşsiz bir yolculuğa çıkmak. Fellow Programı’na katılmak isteyen öğrenciler temelde keşfetme merakı taşıyan, dünyaya bakabilen, eleştiriye açık, geri verme motivasyonuna (give back) sahip ve kendi yolundan giderek iz bırakmak isteyen gençler. Seçim sürecimizin hiçbir aşamasında Fellow adaylarına iş fikri sormuyoruz çünkü biz iş fikirlerine değil insana yatırım yapıyoruz. İnanıyoruz ki fark yaratacak olan bireylerdir. Fellow Programı üç temel öğe üzerine kurgulandı: İlham, network ve geri verme (give back). Bizler Fellow’ları doğru ilham ve network’le buluşturup potansiyellerini gerçekleştirmek için onlara bir kapı açıyoruz. Gerisi onların azim ve cesaretine kalıyor. Mutlaka girişimci olsunlar gibi bir beklentimiz de yok, buradan aldıkları ilhamı ve kültürü yaygınlaştırmalarını bekliyoruz. Ancak tabii ki alınan ilham ve kurulan network’lerle şu anda Fellow’larımız arasından çıkan 32 startup’ın üçü yatırım aldı. Ekosistemin büyümesi için bu önemli.

Girişimcilik Kariyer Alternatifi
Dünya nüfusu büyüdükçe sorunlarımız da artıyor. Ancak globalleşme etki alanlarını genişleterek insanlık adına ortak bir dil yaratıyor. İnsani değerleri, sosyal sorumluluğu yani “insanı” birçok düşüncenin ve girişimin merkezine yerleştiriyor. Bu anlamda ekosistemin ve tüm paydaşların birlikte büyüdüğü bir süreci izlemek, toplumsal kalkınma adına çok değerli. Genç zihinler de daha yaşanılabilir bir dünya için, farklı sorunlara veya ihtiyaçlara yönelik fikirler üretiyor. En büyük engel ise mezun olan gençlere dayatılan geleneksel kariyer yolları. Biz bu algıyı kırmak, gençlere girişimciliğin bir kariyer alternatifi olduğunu göstermek istiyoruz. Her genç, bir iş fikri olsun ya da olmasın, yeterli ilham, cesaret ve doğru network’le kendi yolunu çizip bu yolda ilerleyebilir; hem paydaşlarına hem ekosisteme hem de küresel ve yerel sorunlara sürdürülebilir çözümler üretebilir.

About Post Author