Borçları nedeniyle elektrikleri kesilen Bursa’ya bağlı Akbıyık Köyü, “madem elektriğimizi kestiler, biz de elektriğimizi kendimiz üretiriz” demiş, rüzgâr türbinini köyün tepesine dikmiş. Henüz kullanıma açılmayan türbin için köylülerin yorumları muhtelif: “Köye çok büyük hizmet yani bu!” diyen de var, “Bugün bu kuruldu, yarın da biri gelir, fabrika kurar” diye sevinen de. Muhtar Mustafa Özçiçek konuya çevre açısından da değiniyor: “Rüzgâr esip geçiyor. Bu arada biz de onun enerjisinden yararlanabilirsek ne mutlu bize.” Birbirinden değişik yorumların içinden, sabırsızca tek bir ortak ses çıkıyor: “Kaç senedir bekliyoruz, yeter, türbinimiz açılsın artık!”
Yazı: Duygu YAZICIOĞLU
Fotoğraf: Özgür GÜVENÇ
Köyünüze rüzgâr türbini yapmışlar, değil mi?
İmdat Amca: He yaptılar amma daha çalıştıramadılar ki!
Fikret Amca: 2028’de çalıştırırlar inşallah. Ne kaldı ki şunun şurasında di mi ama?
Biraz sitemli konuştunuz. Çok mu beklettiler sizi?
Fikret Amca: Yok canım. Üç, dört senedir bekliyoruz.
Türbinin neden çalışmadığını öğrendiniz mi?
Salim Amca: Türbinin işi bitti. Çoktandır bekliyoruz amma!
İmdat Amca: Bozuldu dediler. Şeye yüklenecekmiş evvela, bilgisayara yüklenecekmiş kartla. Yüklüyorlarmış buradan, tee Ankara’ya kadar gidiyormuş.
Nereye gidiyormuş?
İmdat Amca: Bozulunca Ankara’dan yönetiliyormuş.
Bilgisayarla mı çalıştırılacakmış türbin?
İmdat Amca: Tabii yaa, artık devir değişti. Biz çarıkla gezerdik, nereden aklımıza gelirdi bilgisayarla yönetileceği yahu!
Daha önce rüzgâr türbini görmüş müydünüz?
Recep Amca: Buranın damadı oluyorum ben. Daha önce çok gördüm dışarılarda ama bu türbin gibisi Bursa ve çevresinde yok yani. Akbıyık Köyü’nde olan bir şey bu. Köye çok büyük hizmet yani bu. Çalışmaya da başlarsa hele, her bakımdan iyiliğimize olacak yani. Bekliyoruz bunu. Şu vaziyete gelmiş, inşallah döner. Lodosumuzu bekliyoruz.
Seyfettin Amca: Bu türbin olmadan önce muhtarımızla kahvede konuşuyoruz. Diyoruz ki, buraya bir tane elektrik türbini yapsak olur mu muhtar? Olur! Çok rüzgâr esiyor. Nasıl olacak? Eskiden burada bir tane yel değirmeni varmış. Öyle böyle söylenti olurken muhtarımız el attı ve türbin meydana geldi. Bir akşam bu bir döndü ki, uğultudan durulmuyor burada. Aklımıza şöyle bir şey geldi, dedik ki bunun kanatları bir kopsa, köyü altüst eder.
Komşu köylerden de ilgi görüyor mu türbininiz?
Seyfettin Amca: Görmez mi ya! Geçenlerde soruyorlar, diyorlar ki “Sizin köyde elektrik bedavaymış.” “Nereden duydun?” dedim. “Gazetelerde öyle yazıyor” dedi. “Bugüne kadar yakmadık ama inşallah faaliyete geçince yakarız” dedim.
Necati Amca: Herkes bir şey soruyor, cevap vermek zorunda kalıyoruz. Niye dönmüyor, ne zaman dönecek? Nasıl bir şey bu? Borcumuz var harcımız var bitsin çalışacak diyoruz. N’apalım?
Faaliyete geçtikten sonra nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz?
Seyfettin Amca: Valla burada bir tane sorumlu arkadaş var Alaaddin diye. Bunun stajını gördü yapanlardan. Onun dışında çoğu kişi bilmiyor. Bilgisayara bağlıymış, otomatik. Biz İznik’teydik beraber. Bir gün bu pervane kendi kendine dönmeye başlamış. Arkadaşın telefonu çalıyor. Diyorlar ki, Alaaddin pervane dönüyor, gel bunu durdur. Durduracak adam yok mu? Yok işte!
İlk defa sizin köyünüzde rüzgâr türbini kuruldu. Gurur duyuyor musunuz?
İmdat Amca: He ya! Bursa çevresinde bir tane kuruldu bu.
Salim Amca: Kızım, benim torunum var senin gibi, tıpta okuyor. Onunla da gurur duyuyorum ben.
Fikret Amca: Duyuyoruz tabii. “Ne güzel, türbinimiz var” diyoruz. Varsın çalışmasın. Az kaldı ama 2028’e inşallah!
Çok haberci geliyor mu buraya?
İmdat Amca: Ya gelmez mi, köyde olan bir şey! Geliyorlar tabi. Allah Allah!
Seyfettin Amca: Bursa’nın Olay televizyonundan geldiler. Muhtarımız konuşma yapacaktı. Herkes bir doluştu kahveye çıksa da görsek diye. Çıktı ama çok az göründü. Misal konuşuyorlar, köyde türbin yapılmış.
İmdat Amca: Yarın bugün gelir bir işadamı buralara fabrika kurar. Olmaz mı? Her şey olur.
Fabrika kurulursa kirlenir topraklarınız. Sizin için iyi olmaz ki!
Nihat Bey (Özüdoğru): Fabrika kurdurmayız canım, olur mu öyle şey İmdat Bey!
İmdat Amca: Canım misal diyorum gelir, kurar. Buralar da hep duyulur.
Mustafa Bey (Çiçek): En önemlisi, rüzgâr türbininin çevreye yan etkisi yok. Bu da önemli bizim için. Rüzgâr esip geçiyor. Bu arada biz de onun enerjisinden yararlanabilirsek ne mutlu bize. Ülke ekonomisine çok büyük bir katkı, köyümüz için de iyi bir kalkınma yolu.