Dünyanın gündeminde, insan aktivitelerinin çevreye verdiği zararı azaltarak gelecek nesillere yaşanabilir bir gezegen bırakmak var. Bu aşamada hükümetlere, şirketlere, STK’lara, eğitim kurumlarına önemli görevler düşüyor. Özel sektör açısından baktığımızda finans kurumlarının hangi projelere, hangi şartlarda destek vereceği son derece önemli. Finans sektörü ise günümüzde sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek ürün ve hizmetleri daha fazla gündemine alıyor.
KPMG’nin 2011’de yaptığı bir ankete göre, sürdürülebilirlikle ilgili gelişmelerin şirketlerin iş stratejileri içindeki önemi %98’e ulaşmış durumda. Sürdürülebilirlikle ilgili raporların finansal raporlar gibi standart hale gelmesi ve sürdürülebilirlikle finansal raporlamaların birleşmesi konuşuluyor artık.
SKD olarak üç yıldır, “sürdürülebilir finans” konusunu Türkiye’nin gündemine taşıyoruz. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) ve Global Compact Türkiye işbirliği ile “Sürdürülebilir Finans Forumu”nu düzenliyoruz.
2013’teki forumda yeşil ekonomiye geçişi tartışmıştık. Geleneksel, yani çevresel ve sosyal etkileri hesaba katmayan değerleme sistemlerinin artık sürdürülebilir olmadığını, yeni nesil finansman araçlarına ihtiyaç olduğunu konuşmuştuk.
2014’te ana başlığımız “Ortak Sorumluluk”tu. Su, enerji, doğal kaynaklar ve iklim güvenliği konuları tüm şirketlerin operasyonlarını etkiliyor. Bu; yatırımlar için hem risk hem de fırsat anlamına geliyor. Forumda, finans sektörünün bu süreçte hızlandırıcı olması, değişimin daha hızlı ve yaygın olması için özel sektör ve kamunun sürdürülebilir işbirliği içinde hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştı.
III. Sürdürülebilir Finans Forumu’nu ise 5 Mayıs’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. Forumda, Kyoto sonrası iklim stratejileri, suyun güncel durumu, finans piyasasında kurumsal yönetişim, sürdürülebilirlik derecelendirmesi gibi konular gündeme geldi. Foruma damgasını vuran başlık ise “yatırımlarda uzun vadeli bakış” oldu.
Forumda Neler Konuşuldu?
Her forum sonrasında olduğu gibi SKD olarak bu forumun sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşacağız. Öncesinde EKOIQ okurları için hazırladığımız notları paylaşmak istiyorum:
– BİST’in son 25 yılık verilerine göre yatırımlarında uzun vadeyi gözeten, ufku beş yıl olan yatırımcı para kaybetmiyor.
– Kısa vadeli yatırımlarda çevre, toplum ve diğer paydaşlar geri planda kalıyor.
– Sürdürülebilirlik çalışmaları katma değer de yaratan bir risk yönetim aracı olarak kabul edilmeli.
– Sürdürülebilirlik, dünyanın bir sorunu ve bu sorunu çözmek para da kazandırıyor.
– Satın alma kararlarında sürdürülebilirlik kriterleri olması markanın itibarını koruyor.
– Bankalar kredi verirken sürdürülebilirlik kriterlerini göz önüne alması gerekiyor. Kredi verdikleri kurumların daha az riskli olması bankalara avantaj sağlıyor.
– Sürdürülebilirlik kriterlerini uygulayan şirketler daha kolay finansman buluyor.
– Global rekabette güçlü olmak ve iş hacmini artırmak isteyen şirketler için BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne girmek önemli bir avantaj.
– G-20 ülkelerinin iş dünyasından temsilcilerini bir araya getiren B-20 Platformu, yönetişim ve sürdürülebilirlik alanındaki cesaret verici örnekleri G-20’ye transfer edecek.
– İş dünyası, G-20’den sürdürülebilirlik ve yeşil büyümenin teşvik edilmesini talep ediyor.
– Sürdürülebilir kırsal kalkınmayı sağlamak için işe aile çiftçiliğinden başlamak gerekiyor. Yasal çerçeveler ve politikalar ile aile çiftçiliği desteklenmeli.
– Tarımın sürdürülebilir olması için su kaynaklarının iyi yönetilmesi gerekiyor. Dağınık ve parçalı araziler sulamanın önünde engel.
Görüldüğü üzere IV. Sürdürülebilir Finans Forumu’na kadar hem iş dünyasının, hem kamu otoritesinin hem de STK’ların yapacağı çok iş var. SKD olarak sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olan “finans” konusunu gündeme taşımaya devam edeceğiz.