#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Galiba İlk Önce İnsan İlişkilerini Isıtmak Gerekiyor…

açık radyo açık kalmalı

Şekerbank ile birlikte başlattıkları güneş enerjisi seferberliğiyle dikkatimizi çektiler ilk olarak ama daha yakından bakınca, aslında tüm çalışma alanlarında fark yaratan, teknoloji geliştiren, sosyal inovatif işler kurgulayan, iyi paydaş ilişkileri geliştiren ve tüm değer zincirlerinde sürdürülebilir adımlar atmayı becerebilen bir yapıyla karşılaştık. Daha çok ısıtma sektöründen tanıdığımız Baymak’tan bahsediyoruz. Sermaye piyasası kökenli, şirketin Genel Müdürü Ender Çolak’la bizi heyecanlandıran bu farkları konuştuk. Bizde kalan izlenim şu; Ne yaparsanız yapın ilk önce insanla yaptığınızı fark edin. Gerisi, bir şekilde geliyor…
Barış DOĞRU

Öncelikle, Şekerbank ile yaptığınız finansman iş­birliğiyle başlattığınız güneş enerjisi çalışması hak­kında biraz konuşalım. Gerek iletişim biçimi, gerek sunumu, gerekse de finansal çözümüyle, Türkiye’de güneş enerjisinin yaygınlaştırılması için son derece önemli gördüğümüz bu çalışma şu an ne durumda?
Şekerbank ile başlattığımız Eko Kredi projemiz büyük ilgi görüyor. Bu proje ile güneşten elektrik üreten fotovoltaik paket sistemleri çatı üstüne kuran şirketler, KOBİ’ler ve bireylere 60 aya kadar çok düşük faiz oranlarıyla finansman imkanı sağladık. 2017 yılına kadar 100MW olması öngörülen çatıüs­tü kurulumlarının %30’unu, yani 30MW’ını kurmayı hedefliyoruz ve halihazırda 10MW’lık teklif verdik. Amacımız, Türkiye gibi bu sisteme en kolay cevap verebilecek iklimde, yakıt girdisi olmayan, maliyeti düşük, alışılagelmiş enerjiye göre avantajlı güneş enerjisinin kullanımını artırmak ve her evi bir enerji santralına çevirmek.
Türkiye 2.460 saat güneşlenme süresi ve yıllık ortala­ma 1.311kWh/m2 güneş ışınımı ile güneş açısından çok zengin bir ülke, potansiyeli 500GW’ı aşıyor. Ya­pılan hesaplamalar, bir ailenin ortalama 3kW’lık bir sistem kullandığını gösteriyor. Bu enerjiyi elde etmek için kurulacak sistem ile güneşten yaklaşık 6,5MWh üretim yapılacak ve ortalama altı yılda bu sistem ken­dini amorti edecek. Dolayısıyla 3kW’lık sistemi evine kuran bir aile, kalan 24 yıl boyunca bedava elektrik kullanacak ve tüketiminden artanı devlete satabile­cektir. Aslında işin temelinde günün teknolojisini, hatta geleceğin tekno­lojisini sunan, hem çevreye hem cebe dost ürünler üretmek yatıyor. Bu ürünleri, donanımlı ve eğitimli bir bayi ağı, markasına inanan, mo­tivasyonu yüksek bir satış ekibi ile buluşturduğunuzda, başarı mutlaka geliyor. AB ülkelerinde geçen ay yürürlüğe giren ve yüksek enerji verimli olmayan kombilerin ve ka­zanların satışını yasaklayan düzen­lemeler yakın gelecekte Türkiye’de hayata geçecek. İşte yoğuşmalı kazanların yaygın kullanımını sağla­mak üzere, Şekerbank işbirliğimizi yüksek enerji verimli ürünlere de genişlettik. Böylece apartmanlar 60 aya kadar aylık %1’den başlayan çok düşük oranlarla kazan dairele­rini, üstelik çok basit bir prosedürle yenileyebilecek, böylece yakıt har­camalarından %35’e varan tasarruf edebilecekler.

Baymak, Türkiye’de daha çok kombi sistemleriyle biliniyor. Gü­neş enerjisiyle ilgili çalışmalarını­zın, yurtdışındaki bazı kurumsal gelişmelerle bağlantısı olduğunu biliyoruz…
2013 yılında %100 Hollanda serma­yeli BDR Thermea çatısı altına gir­dikten sonra tüm ürün gamımızda yenilikler yaptık, bunlardan birisi de hibrit ürünlere yönelik değişik­likti. Aslında ısıtma sektörünün son yıllarda yapısal değişikliğe gittiğini vurgulamak gerek. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla geleneksel gaz yakıtlı cihazlar birlikte kullanılmaya, yani hibrit sistemler kurulmaya ve hızla büyümeye başladı. Biz bu siste­mi ülkemizde uygulamaya başladık. Uluslararası gelişmeler sektörü ora­ya itiyor ancak ülkemizde bunu ilk başlatan firmayız diyebilirim.

Bu noktada önemli çalışmalarınız­dan biri de, yaygın bayi ağınızı bu kampanya ve güneş enerjisi sis­temleri konusunda eğitmeniz. İn­sanlarla doğrudan temasta, bayiler son derece önemli noktalar. Soyut güneş enerjisi tanıtımları yerine, pratik bilgi ve danışmanlığın yolu bayilerden geçiyor bizce.
23 ilde Mayıs ayından bu yana 110’dan fazla bayiye eğitim verdik. Eğitimler Antalya, Sivas, İzmir, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Ankara, Kayseri, Konya, Çorum, İs­tanbul ve Sakarya illerinden gelen bayiler ve bayi potansiyeli olan fir­malar ile tamamlandı. Saha ziyaret­leri sırasında, İller Bankası’nın hibe destek programında yer alan, 2012 yılı itibarıyla nüfusu 10 binin altın­da olan belediyeler de ziyaret edildi. İller Bankası (İLBANK) ve Tarım­sal Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun (TKDK), yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi hibe des­teği kapsamında seçilmiş olan bele­diyeler, tüm elektrik tüketimlerini sağlayan PV sistem kurulumunu %100 hibe desteği ile alabilecekler.

Tabii sizin için iş güneş enerji­siyle sınırlı değil. Bunlardan biri de, kullanımı ülkemizde hâlâ çok sınırlı olmakla birlikte ısı pompala­ rı. Bu alanda neler yapıyorsunuz?
İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte 2,5 yıldır yürüttüğümüz “Toprak kaynaklı ısı pompası” pro­jesinde ilk aşamayı tamamladık. Bir yıl içerisinde tamamlayarak seri üre­time geçmeyi hedefliyoruz. Dünya­da sayılı, Türkiye’de ise ilk olacak, Sanayi Bakanlığı tarafından onaylı “Toprak kaynaklı ısı pompası tasa­rımı, geliştirilmesi ve toprak altı uy­gulama tekniklerinin deneysel opti­mizasyonu” projesini yürüten şirket olarak, hem enerji tasarrufu hem de emisyon azaltımına katkı sağla­mayı hedefliyoruz. Dışarıdan enerji verilmesi ile düşük sıcaklıktaki bir ortamdan aldığı ısıyı yüksek sıcak­lıktaki ortama veren toprak kaynak­lı ısı pompasının enerji verimliliği, hava kaynaklı ısı pompasından daha yüksek. Kışın ısıtmak, yazın ise so­ğutmak amacıyla kullanılan toprak kaynaklı ısı pompası, doğalgaz kul­lanımını azaltarak, tüketiciye %40 oranında tasarruf sağlıyor. Projeyle toprak kaynaklı ısı pompalarının yaygınlaşmasının önündeki ithalata bağlı yüksek fiyat engelinin kırılma­sı, toprak altı incelemelerinden elde edilecek verilerle toprak altı uygula­ma maliyetlerinin düşürülmesi, veri­mi artırıcı yöntemler geliştirilmesi, böylece düşük fiyat ve yüksek per­formans ile çalışan toprak kaynaklı ısı pompalarının yaygınlaşmasını sağlamayı hedefliyoruz.

Diğer bir konu ise enerji verimlili­ği. Doğal kaynakların kullanımın­da, bütçesel kazançlarda ve ülke­mizin cari açığında önemli bir rol oynayan enerjinin tasarrufunda rol oynuyor. Siz bu konuya nasıl yaklaşıyorsunuz?
Alternatif enerji kaynaklarının kul­lanımının yaygınlaşması sürdürüle­bilir bir gelecek için şart. Bu neden­le üretimimizde de temiz enerjinin öncülüğünü yapıyoruz. Güneş ener­jisinden elektrik üreten sistemle­rin ülkemizde yaygınlaşması için oluşturduğumuz paket sistemleri ürün gamımıza ekleyerek, sistem hakkında bilgilendirme eğitimlerine başladık. Bu önemli konuyu hem bayilerimize hem de proje ortakla­rımıza daha iyi anlatabilmek için fabrikaya 10kW’lik bir PV sistemi kurduk. Sistem sayesinde, dört adet kombi üretim bandımızın elektrik tüketiminin %80’ini güneş enerji­sinden karşılayabiliyoruz. Hedefi­miz, sektörümüzde Enerji Yönetim Sistemi’ni uygulamaya geçiren ilk firma olmak ve sektördeki diğer firmalara rol model olacak enerji verimliliği sağlayan projeleri hayata geçirmek. Bu kapsamda “Baymak Atık Isısını Değerlendiriyor” pro­jemizle Baymak Makina AŞ. üre­tim tesislerindeki emaye hattında emayelenmiş tankları 850 derecede pişiren kutu fırında yapılacak iyi­leştirmeler sonucunda fırının daha verimli çalışması sağlandı, bacadan atılan yüksek sıcaklıktaki atık gaz geri kazanılarak emaye yıkama ban­yolarının ısıtılmasında kullanıldı. Sonuçta, 1291 MWh doğalgaz ve 17 ton CO2 emisyon azaltımı sağladık.
Fabrikamızda yaklaşık olarak bir yıldır ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’ni kurma çalışmalarımız da devam ediyor. Bu kapsamda; ISO 50001 enerji maliyetlerimizi ve se­ragazı emisyonlarımızı düşürecek, etkili bir enerji yönetimi için sis­temleri ve prosedürleri belirleyerek sistematiği tüm fabrika genelinde uygulanmasını sağlayacak.

Bu noktada son derece ilgimizi çe­ken çalışmalarınızdan biri de, usta­larla birebir yürüttüğünüz Bireysel Emeklilik Sistemi (BES). Bir yandan satışlarınızı artırırken, bir yandan ustaları-yurttaşları BES ile ilişkilen­dirip tasarruf eğilimini güçlendiri­yorsunuz. Enerji verimli ürünleri ön plana çıkartan, üç ayrı etkiye sahip ve bence ders niteliğindeki bu çalış­mayı biraz anlatır mısınız?
Bu yıl başladığımız BES projesi, bizi iç pazarda büyümeye iten uy­gulamalarımızdan. Ülkemizde ve dünyada ilk kez böyle bir kampanya uygulanıyor. Bu konuda Garanti Emeklilik ile anlaştık. Sektörün tüm tesisatçılarını Baymak BES ai­lesine davet ettik ve şu ana kadarki büyüme gösteriyor ki, ilgi beklediği­mizin çok üstünde gerçekleşti. Sis­tem basit; yeni nesil enerji verimli Baymak kombilerinin tüketicilere satışını yapan bayi ve tesisatçılara birer BES hesabı açtırarak, bu he­saplara yoğuşmalı kombi başına katkı payı yatırıyoruz. Ek olarak devletin %25 katkısı da geliyor. Bayi ve tesisatçı bu yolla kendisi ve ailesi için çok uzun yıllar boyunca birikim yapma ve bu sayede emek­liliğini garanti altına alma fırsatına kavuşacak. BES uygulamamızın topluma ve ülkemize çok fazla kat­kısı var. Öncelikle halkımızı sadece enerji verimli ürünleri kullanmaya teşvik ediyoruz, onların ve toplam­da da ülkemizin enerji tasarrufuna katkıda bulunuyoruz. Halkımızın sermaye piyasası araçlarına en uzak kesimlerine bireysel emekliliği teş­vik ederek sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunuyoruz. Halkımıza hem tasarruf alışkanlı­ğını kazandırıyor hem de onların emekliliklerini garanti altına alarak ülkemizin sosyal sorunlarından biri­nin çözümüne destek oluyoruz.
Kampanya özellikle Anadolu’da büyük ilgi gördü, bugüne kadar sisteme 1000’in üzerinde bayi ve tesisatçı aileleriyle birlikte geldi. He­defimiz 2017 sonunda 10 bin bayi ve tesisatçıya ulaşmak.
Sermaye Piyasası kökenlisiniz. Dolayısıyla finansal sistemlere, bu konuda çözümler oluşturmaya yat­kınsınız. Dünyada da giderek daha çok konuşulan, araştırılan bir alan olan Davranışsal Finans-İktisat ala­nı var biliyorsunuz. Gerek güneş enerjisi, gerek ustalarla yaptığınız BES çalışmalarında bu yaklaşımın izlerini görüyorum açıkçası ben. Ne dersiniz bu konuda?
Tabii ki, sonuçta insanı odak alı­yoruz hepimiz. Biz ürünümüzü satarken bunu bayimizle yapıyoruz ve ürünlerimizin kullanıcısı, yani karar vericisi insan. İnsan kararla­rı da optimal değildir her zaman. BES projesine bakalım, biz orada herkesin ezberlediği “Bir ürün al, yanına şu ürün bedava” anlayışı yerine bizim ürünümüzün satışını yapanın davranış biçimine odaklan­mış oluyoruz. Onlara bir gelecek, huzurlu bir emeklilik vaat ediyo­ruz. Kişi bu faydayı sadece rasyo­nel ekonomik anlayışla değil, ki bu apaçık ortada, aynı zamanda hissi­yatıyla kabul ediyor. Diğer taraftan bu fayda emeklilik gibi toplumun en önemli sorununa da çare olu­yor. Açıkçası iktisatçı değilim, teo­risini de çok anlamam ama finansçı kimliğime insanı tanıma, özellikle ülkemin toplumsal yapısını tanıma gayretimi ekleyerek hem bireyin hem toplumun faydasını öne çıkar­dığımızı görüyorum. Bu topluma karşı sürdürülebilirlik anlamında hepimizin yükümlülüğü var ve ben bunun sadece küçük bir parçacığı­na dokunabiliyorum.

Eklemek istedikleriniz…
Baymak’ta görevi devraldığımızda sürdürülebilirlik anlayışını tüm pay­daşlarımıza uygulamaya başladık. Günümüzde firmalar bu anlayışı uygulamadıklarında büyük oranda faaliyetlerinde başarısızlığa uğru­yorlar. Bu çerçevede hedefimiz 2017 yılı sonunda ülkemize yüksek teknolojili yeni yatırımlar kazan­dırmak. Tedarikçilerimizle kurdu­ğumuz sağlam ve sürdürülebilir ilişkiler sayesinde onları başta BDR Thermea şirketleri olmak üzere di­ğer tüm ısıtma firmalarına da parça sağlayacak hale getirmeye başladık ve bunun çok önemli bir toplumsal ödev olduğunu düşünüyorum. Biz de Avrupa’nın ısıtma ve yenilene­bilir enerji alanında üretim ve tek­noloji üssü olmayı hedefliyoruz. Tabii ki sadece iç pazarda büyümeyi değil, hızlı bir büyümeyle ihraca­tımızı da 2017 yılı sonuna kadar ciromuzun %25’ine, devamında da 2023 yılında %50’sine çıkarmayı hedefliyoruz. Baymak’ı 2023 yılında dünyanın ısıtma sektöründeki ilk 10 markasından biri yapma konusunda kararlıyız.

“Zirvenin Tek Galibi Güneş, Tek Mağlubu Kömür”
İklim zirvesinin tek galibi güneş, tek mağlubu kömür diyebiliriz. Hedefler çok iddialı ve küresel ısınmayı 2 derecenin çok altında sınırlamayı öngörüyor. Güneş enerjisi ise önü en açık alan olarak tanımlanıyor. Bildirgenin sevindirici tarafı zorlayıcılığının daha fazla olması. Ülkemizde de tabii ki buna uygun adımlar atılmak zorunda. Bizim ülkemizin her yerini güneş enerjisi santrallarına çevirme, yani her evi güneşten kendi elektriğini üreten merkezler haline getirme hedefimiz var. Enerji depolama geliştiğinde, ki şu anda çok büyük ilerleme var, güneş Paris’in de vurguladığı gibi tartışmasız bir numara. Ülkemizin de sanırım kömür santrallarını büyütme politikasını tümden değiştirerek yüzünü güneşe dönmesi gerekecek. Özetle Paris Zirvesi bence gerçek bir dönüm noktası, sürdürülebilir bir gelecek için…

İTÜ ile Toprak Kaynaklı Isı Pompaları Geliştiriyorlar
2,5 yıldır sürdürdüğümüz projeyle hayallerimizin gerçeğe dönüşmesi için ilk aşamayı tamamladık. İTÜ Enerji Enstitüsü’ndeki Baymak Laboratuvarı’nda kurulan ısı pompası test istasyonu ile birlikte, Türkiye’de ilk defa toprak kaynaklı ısı pompalarının Avrupa standartlarına uygun test edilmesine onay verecek laboratuvar hayata geçmiş oldu. Bu ortak projeyle hem bölge ülkelerine hem de dünyaya toprak kaynaklı ısı pompası ve uygulamalarını sunabilen ve ihracatımıza katkı sağlayan bir endüstriyi ülkemize kazandırmış olacağız. Üretilen ilk toprak kaynaklı ısı pompası, ev ortamında kusursuz bir performansla çalışıyor. Hedefimiz beş adet toprak kaynaklı ısı pompasının da üretimini tamamlayarak, İTÜ Enerji Enstitüsü binasında işleme almak, sonra da seri üretime hazır hale getirmek.
Toprak kaynaklı ısı pompalarında esas, derine indikçe artan bu sıcaklıktan yararlanmak. Biz de Türkiye’de ilk kez 20 metrelik bir kuyu açtık. Her metreye bir sensör yerleştirerek toprağın sıcaklığını ölçebiliyoruz.
Bizim için çok heyecan verici ve çekici bir proje. Gelecekte Türkiye için de önemli olacak. Örneğin, doğalgaz çevrim santrallarında kullanıldığında enerjide %54’ten fazla avantaj sağlayacak.

Dr. Barış Doğru

#ekoIQ ve iklimhaber.org Yayın Yönetmeni, Sürdürülebilirlik Uzmanı

açık radyo açık kalmalı
açık radyo açık kalmalı